Korkma, sönmez\u2026
Merhum şairimiz Mehmed u00c2kif Ersoy'un yazdığı "İstiklal Marşı"nın ilk kıtası şöyle başlar: "Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak; / Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak. / O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak; / O benimdir, o benim milletimindir ancak."
Bir yavrumuzun hepimizi kahreden vefatını birileri istismar ederek her tarafı yakıp yıkarken, biz beş yazar (Mehmet Cemal Çiftçigüzeli, Recep Garip, Tahsin Yıldırım, Semih Çelik ile birlikte) o saatlerde Beylikdüzü'nde "İstiklalimizin ve İstikbalimizin Şairi Mehmed u00c2kif'i" anmaya, anlamaya ve anlatmaya çalışıyorduk. "Dört yönüyle yad edilen mütefekkir" u00c2kif'in, Çocukluk ve gençlik dönemini, Milli Mücadele yıllarını, Mısır hayatını ve Safahat şairi olarak portresini dilimiz döndüğü kadarıyla dile getirmeye çalıştık. Programı düzenleyen Beylikdüzü Belediyemizin değerli Başkanı Yusuf Uzun, yaptığı konuşmada u00c2kif'in fikirlerine ve ideallerine bugün her zamankinden daha çok ihtiyaç duyduğumuzu söyledi. Beylikdüzü Kültür ve Sanat Merkezi'nde gerçekleşen panelin ardından sahneye çıkan Bedirhan Gökçe İstiklal Marşı'nı çok iyi tahlil etti. Kalp dilinin hakim olduğu mükemmel bir konuşmaydı. Hüzünlü bir atmosferde anlatılan marşımız, dinleyicileri etkiledi. Programın başında gezilen sergi ise, u00c2kif'i daha iyi tanımamıza vesile oldu.
12 Mart'taki program, İstiklal Marşı'mızın kabulünün 93. yıldönümü münasebetiyle gerçekleşmişti. İki gün sonra da Çanakkale destanının 99. yıldönümünü idrak edeceğiz. Yedi düvelin bütün imkanlarına ve üstün silah gücüne rağmen Çanakkale'yi nasıl geçemediklerini dinleyecek, püskürtülmelerini yeniden yaşayacağız. Birbirini tamamlayan iki büyük zafer: Çanakkale ve Milli Mücadeleu2026 İkisinde de hedef aynı, düşman dau2026 Kahramanlar aynı, saldırganlar dau2026 Her iki zaferde İslam'ın yüceltici ruhunu görürüz. Orada mahrumiyet ve yoksulluklar içindeki insanımızın nasıl ayağa kalkıp şahlandığını, istilacıları perişan ettiğini gösteren bir destan anlatılıyor.
Geçmişte u00c2kif sadece vefat günü olan 27 Aralık'ta ve 12 Mart günlerinde hatırlanır ve küçük programlarla bu büyük şairimiz anılmış sayılırdı. Ama şükürler olsun ki, özellikle son yıllarda u00c2kif, adeta yeniden dirildi. Fikirleriyle, heyecanıyla, imanıyla ve idealleriyle aramızda yaşıyor. Aralık ve Mart ayları neredeyse tamamen u00c2kif kutlamaları ile geçiyor, hatta neredeyse senenin bütün günlerini kaplıyor bu anlamlı günler ve haftalar. Peki o zaman aziz milletimizin bu 'u00c2kif sevgisi' nereden geliyor? Türkiye'de şiir kitapları pek basılmaz, okunmaz ve satılmazken Safahat niçin 'en çok okunan şiir kitabı'dır?
Safahat milyonlarca adet basılıp halkımıza dağıtılmalıdır. Nüfusumuz 77 milyon oldu. Safahat'a da 7'den 70'e herkesin ihtiyacı var. Hele bu günlerdeu2026 Bazı gözlerin körleştiği, vicdanların sağırlaştığı, insafın sükut ettiği bugünlerde u00c2kif'in imamına ve ümidine daha çok muhtacız. Dünyadaki bütün masum, mağdur ve mazlum milletler gözlerini Türkiye'ye dikmiş yardım beklerken kimileri de da bu mübarek memleketi önden ve arkadan hançerlemeye çalışmaktadır. Kara, kızıl ve kör zihniyet sahipleri, ülkeyi her geçen daha fazla zayıflatmaya uğraşmaktadır. Ama sevindirici olan şu ki, bütün oyunları gören, tuzakları fark eden, hileleri ferasetiyle hisseden aziz milletimiz u00c2kif'in işaret ettiği gibi 'korkma'maktadır. Çünkü güçlü inanca, mükemmel sabra ve olağanüstü bir dirayete sahiptir.
Son günlerde üç vefatımız oldu. Vicdan sahipleri üçüne de üzüldü. Ama bazıları sadece birini gündemde tutmaya çalışıyor. Meydanlarda Türk bayrağını değil kızıl paçavraları dalgalandırmaya çalışıyorlar. Hem Berkin'in hem de Burak Can'ın babaları ard niyetlilere en güzel dersi verdiler. "Başka gençler ölmesin! Tuzaklara düşülmesin, birlik, dirlik olsun" dediler. Birilerinin hevesi kursağında kaldı, hain planlar bozuldu, tuzaklar fark edildi. Güzel Türkiye'mizi felakete sürüklemek isteyen güruh, yine dersini aldı. Allah'a hamdolsun.
Dünyadaki bütün marşların en güzeli ile başlamıştık. Yine onun son kıtasıyla bitirelim: "Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal! / Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal. / Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal: / Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet; / Hakkıdır, Hakk'a tapan, milletimin İstiklal." Bu vesile ile aziz şairimiz Mehmed u00c2kif Ersoy'u, Çanakkale'de ve Milli Mücadele'de şehit düşen şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum. Ruhları şad, kabirleri nur, mekanları cennet olsun.