Korkma!
Korkutmak istiyorlar.
"Terör var", "bomba var", "kaos var" diye toplumu terörize etmek istiyorlar.
Emin olun,"Millet patlama noktasına geldi" türünde haberler yapmak için el ovuşturanlar var.
Bir kez daha yüz yıllık korku cumhuriyetlerini tahkim etmek istiyorlar.
Korku oldukça, hakikatten kaçar insan. Hakikate kör kalalım istiyorlar.
Hepsi bizi umuttan, barıştan korkutup uzaklaştırmak için.
***
Saldırılar Paris suikastı ile başladı. ABD elçiliği baskını ile devam etti. En son önceki gün AK Parti Genel Merkezi ile Adalet Bakanlığı'na saldırdılar.
Ergenekon mütalaasının verildiği, BDP heyetinin üçüncü kez İmralı'dan döndüğü akşam yapıldı saldırı.
Görüntü marjinal sol örgütçük işi. Ama değil.
Zaten bu tür eylemlerin ardından sokaktaki çocuk bile işin arkasında hangi Batılı ülkenin olduğunu söylemeye başlıyor. İş komplo olmaktan çıktı anlayacağınız.
Hiç enteresan değil. Bir önceki yazıda, sabotaj girişimlerinin süreceğini ve daha ileri noktalara taşınacağını yazmış biri olarak sürpriz olmadı.
***
Çözümün, barışın, kanın durmasının bizden çok bazı ülkeler için anlamı daha büyük.
Türkiye'nin tamamen yerli bir dinamikle kendi iç barışını sağlayacak olmasına kızanlar var.
Ondandır ki bu yola girildiği anda Avrupa'nın göbeğinde Türkiye vatandaşları cayır cayır yakılmaya başladı. "Yerli malı" bir sürece "gavur malı" baltayla saldırılması normalu2026
***
Dünyanın "yeni" gidişatını okumakta güçlük çekenler, hala "hıyanet" "vatana ihanet" demeye devam ediyor.
Türkiye'nin de "Arap baharı" yaşamasının tek yolunun, Kürt sorununun devamında olduğunu görenlerin en büyük kozu idi PKK!
O kozu kaybedecek olmanın telaşı ile kızgın boğa gibi soluyorlar.
Birde Suriye'den devşirilmiş mezhep kavgası umutları vardı, o da tutmadı.
Uçağımızı düşürdüler, sınır kapısını bombaladılar, Akçakale'de çocukları roketlediler. Fakat Türkiye sağduyusunu kaybetmedi, savaş tuzağına düşmedi.
***
Taksim Meydanı'nı Tahrir Meydanı'na çeviremedikçe kuduruyorlar.
Tüm oyunlarını, enerjimizi içimize yönelterek bitirmemiz üzerine kurguluyorlar.
70 yıllık darbeci askeri vesayet ve terör biterse, boşa çıkacak "enerji"nin büyüklüğü korkutuyor onları. Şunu unutmayalım, biz "içimizde" boğuştukça hiç bir zaman "sahneye" çıkamayacağız.
***
70 senedir 4 kez askeri müdahale, yüzlerce siyasi suikast, on binlerce faili meçhul cinayet işlendi. 30 yıldır da 40 binden fazla insanımızı kaybettik.
Failin adı kimi zaman "Kontrgerilla", kimi zaman "Gladyo", kimi zaman "Derin devlet", kimi zaman "Ergenekon", kimi zaman "PKK", kimi zaman "DHKP-C" oldu.
Markalar önemli değil, kamuoyu neyin ne olduğunu iyi algılıyor.
***
Yol dikenlerle dolu, şaşırmadan, korkmadan ilerlemek lazım.
Başbakan Erdoğan'ın ısrarla vurguladığı "Baldıran zehri"nin üzüm şerbeti olmadığını millet biliyor. Gerisi teferruatu2026