Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
11 Eylül 2023

​Koridor

Batı bloğunun karşısında konumlanmayı imkansız olarak gördüğü için Mehmet Şimşek politikalarına kapı aralayan Türkiye, G20 liderler zirvesinde asıl imkansızın batı ile beraber yol yürümek olduğunu bir kez daha gördü.

Hukukun üstünlüğüne dayalı bir rejim yoksa sermaye gelmez diyenlerin üstünlerin hukukuna uyularak kuraldışı olarak gördükleri Türkiye’nin çıkarlarını savunmak yerine kuralına göre Türkiye’nin soyulmasına yol açacak adımları alkışlamaları bir garabet. Bu güruhun yabancı sermayeyi çekebilmek için her şeyin mubah sayılacağı bir ortamda coğrafya ve tarihimizin bize dayattığı dış politik tercihlerimizi hiçe saymaları özgürlüğün para ile alınamayacağını anlamaları gerekiyor. Batıya verilecek ekonomik tavizin Afrika ve Güney Asya örneklerinde olduğu gibi toplumları modern köleler haline getireceği kölelikten kurtulmanın da ağır bedelleri olduğu gerçeği ile karşı karşıyayız.

Çin’in Zengezur koridorunu da içeren Bir Kuşak Bir Yol koridoruna karşı G-20 liderler zirvesinde Hindistan-Ortadoğu-Avrupa ekonomik koridoru için imzalar atıldı. ABD Başkanı Biden girişimin temiz enerji, temiz elektrik ve toplulukları birbirine bağlayacak veri hatları döşeme için "sonsuz fırsatların" önünü açacağını, ABD olarak Hindistan'dan tüm Avrupa'ya uzanan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Suudi Arabistan, Ürdün ve İsrail ile bağlantılı gemilere ve demir yoluna yatırım yapacaklarını belirtti. Bu girişimle Türk Yüzyılı projesini biraz daha ötelemek istiyor.

Biz yabancı sermayeyi çekmek için faizi artırmak, kuru serbest bırakmak gibi cazip şartlar sunmanın arayışına gireduralım. Yabancı sermayeyi elinde bulunduranlar Türkiye Yüzyılını durduracak hamlelerini pervasızca sürdürüyorlar. Denge siyaseti adını vererek hem AB’ye üye olacağız, ABD ile stratejik ortak olacağız deyip, hem de AB ve ABD’nin Türkiye’ye zarar veren çıkarlarına hayır diyebilme tutarsızlığından bir an önce çıkabilmemiz lazım. Ekonomi politikasının durduğu rasyonel zemin ile bekamızı yakından ilgilendiren rasyonalitenin çatışması halinde siyasetçinin gemiyi nasıl sağ ve salim limana yaklaştıracağı merak konusu.

Bir yandan Amerika’nın emrindeki Dünya Bankası Türkiye’ye 18 milyar dolar kaynak sağlamaya hazırlanadursun, yine ABD’li gazeteci Seymour Hers’e göre İsveç’in NATO üyeliği için Türkiye’ye 11-13 milyar dolar IMF kredisi sözü veriledursun, diğer yanda ABD, Suriye’de teröre başkaldıran aşiretleri hava kuvvetleriyle tehdit ederek teröristlerle tekrar masaya oturtsun. Aynı anda, Karabağ’da gayrımeşru seçim yaptırılsın, Ermeni-ABD tatbikatı yapılsın. KKTC ile ilgili adım atmak isteyen Azerbaycan sıkıştırılsın.

Dışişleri Bakanı Fidan ile görüşen Avrupa Komisyonu'nun Komşuluk ve Genişlemeden Sorumlu Üyesi Oliver Varhelyi, müzakerelerinin yeniden başlayabilmesi için Türkiye'nin demokrasi konusunda ilerleme kaydetmesi gerektiğini söyleyerek, Türkiye’nin fasılların açılmamasında kusurlu tarafmış gibi göstermesi aklımızla alay etmekten başka bir şey değil. Türkiye’nin AB üyeliğinin ete kemiğe bürüneceğinin anlaşılması üzerine 70 yıllık rüyaya son veren 80 milyonluk Müslüman Türkiye’den korkan AB değil de demokratikleşme sorunlarıymış. AB Komisyonu’nun Türkiye’yi Ortadoğu ve Kuzey Afrika birimine kaydırması sanki Türkiye’nin tercihi veya yaptıklarının karşılığıymış.

Karabağ’da Azerbaycan’ın egemenliğine ve toprak bütünlüğüne tehdit oluşturan ayrılıkçı güçlerin gayrımeşru seçimle sözde cumhurbaşkanı seçmelerine paralel olarak Ermeniler de sınıra asker yığmaya başladılar. Zengezur koridorundan rahatsız olan İran ise Azerbaycan’ı tehdit ediyor.

Ukrayna’daki savaşın 30-45 gün daha süreceğini öngören ABD’nin, Suriye’den sonra yeni çatışma alanı olarak Kafkasları tercih etmesi Türkiye’ye ve ekonomisine vurulacak yeni bir darbe olarak görülüyor.

Mısır’ın dolar likidite sıkıntısını ABD’ye boyun eğen ülkeler yerine BRICS ülkeleriyle çözmeye çalışacak olması Türkiye için de işaret fişeği olabilir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, diyalog sürecinin herkesin menfaatine olacağını belirterek, doğu sınırımızda yakılmak istenen ateşi söndürmek için Ermenistan Başbakanı Paşinyan ile telefonda görüşeceğini açıkladı. Türkiye, bölgede barış için de çatışma için de inisiyatif almakta gecikirse işler Suriye’ye döner. Siyasi tercihlerimizi yaparken ekonomik tercihlerimizi, savaşmayı düşünürken de savaşı yürütecek ekonomiyi oluşturmanın yollarını bulmalıyız. Türkiye yıllar yılı kalkınma programları yaptı. Hepsi de kağıt üzerinde kaldı. Politikacılar dönem sonunda başarısızlığa kılıf uydurmanın bin bir yolunu buldular. Türkiye 2023 seçimleri öncesinde EYT gibi akla ziyan politikalarla ekonominin hormonlu büyümesine müsaade ederek, pandemi ve depremle örselenen ekonomisini içinden çıkılmaz hale getirdi. Yerel seçimler bahanesi ile de İMF ve Dünya Bankası’na mahkum olmak Zengezur koridorunu, Türk dünyası ile kucaklaşmamızı bir 50 yıl daha erteler. Vesselam…..