Korana faşistlerinin sesi çıkmıyor
Çok değil iki yıl kadar önce aşı olanlar; bilimsel, ilerici, akıllı, elit, aşı olmayanlar; cahil, yobaz, taşralı, aptal, olarak görülmeye başlanmıştı.
19. yüzyıldan kalma
seçkinci, elit, tekçi, faşist zihniyet bu sefer her kesimde kendini
gösteriyordu. Zira hedefte tüm insanlar vardı. O yüzdendir ki sağcısı, solcusu,
muhafazakarı, dindarı, liberali, seküleri hemen herkes faşizmin tüm renklerini
sergilemekten asla kaçınmadı.
Anlayacağınız millet millet olalı bu kesimlerden böyle bir
azar işitmemişti. “Cahil, kaba, geri
zekâlı, serseri, ahmaklar, açlar, açgözlüler, salak, aptal, hayvan, stokçu,
makarnacı, gebersinler, bunlar yarasa da yer, bu milletten adam olmaz…”
şeklinde aklınıza gelebilecek hemen her türlü hakaret edildi.
Bu fakiri bile sırf sorguluyor, eleştiriyor, uyarıyor diye
neler demediler. Sinsi Erdoğan düşmanlığından tutun, bilim karşıtı yobaz,
şuradan buradan fonlanan casus, hain vs.
Bugünlerde hiç sesleri çıkmıyor. Nedenini söyleyeyim.
Öncelikle yakın bir
zamanda AYM, Covid-19 sürecinde sokağa çıkma yasağına uymayan kişiye verilen
cezayı hak ihlali saydı. Sonra pandemide kesilen cezalar vatandaşların
başvurusuna gerek olmaksızın ilgili idareler tarafından silineceği söylendi.
Diğer taraftan pandemi yatıştıkça ölümlerin azalması
gerekiyordu değil mi? Ancak aşılara bağlı birçok yan etkenden ötürü çeşitli
hastalıklar sebebiyle ölüm oranları artmaya başladı.
Birleşik Krallık
hükümetinin resmi verilerine göre, her yaş grubuna her bir Covid-19 aşısı dozu
yapıldıktan yaklaşık beş ay sonra, aşılananlar arasında 100.000 nüfus başına
ölüm oranı aşılanmayanlara göre önemli ölçüde artıyor.
Güney Afrika'daki Pretoria
Yüksek Mahkemesi'nde açılan bir davada, uluslararası bilim adamları ve
hekimler Pfizer'in güvenli ve etkisiz
olduğu düşünülen mRNA aşı ürünlerinin acilen adli incelemeye tabi tutulması
çağrısında bulundu.
DSÖ ise bugün sağlıklı
çocukları ve ergenleri aşılamaya gerek olmadığını söylüyor. Çocuk doktorları da
çocukları aşılamanın çocuk ölümlerinde büyük artışa ve ölümcül hastalık
vakalarında patlamaya yol açtığını söylüyor.
Covid aşısı olan annelerin yeni doğan çocuklarında da ölüm
oranları azımsanmayacak kadar arttı. Dr. Damian Baciu. "Hamilelikte normal gelişim gösteren bu
bebekler doğumdan sonraki ilk iki gün içinde öldüler. İstatistikler, aşı
olan 800-870 kişinin ciddi bir yan etki yaşadığını gösteriyor" diyor.
Almanya ise Covid 19 aşısı mağdurlarına ömür boyu tazminat
ödemeyi kabul etti.
ABD'den Pfizer ve BioNTech'in güncellenen yeni tip Covid-19
aşısına yönelik bir uyarı yapıldı. Aşının bazı yaşlılarda beyin felcine neden
olabileceği iddia edildi.
Ünlü onkolog Angus
Dalgleish, geçtiğimiz günlerde tıp dergisi The BMJ'nin baş editörüne açık bir mektup
yazarak dergiyi Covid aşılarının kanser ve kanser gibi zararlı etkilerini derhal
ele almaya ve tartışmaya çağırdı.
Türkiye’den doktor Ender Saraç’ın ise hastalarına ilk sorusu
"Biontech aşısı oldunuz mu"
oluyor.
Saraç, “Aşı olanlarda
kalp krizi, pıhtı ve turbo kanserler vakalarında inanılmaz bir artış var, bu
kadar tesadüf olamaz” diyor.
Rumen medyası Covid tedavi protokolünde de yer alan ilaç
Molnupiravir için “gerçek anlamda bir deneydi” diyor.
Hatırlayın “Köpek
gibi aşılanacaklar” ya da “aşı olmayana ekmek yok” diyen uzmanları.
“Sayın Koca, çocuklar dediğiniz gibi önemli bir bulaş
kaynağı ise onlar için aşıyı gündeme almamak büyük bir tezat değil mi? Neden 5-11 yaş arası için aşı gündeminizde
yok?” diye feryat ediyordu Nagehan Alçı.
65 yaş üstü bir teyze
maske yüzünden belediye otobüsüne alınmadığı için yalvarırken seslerini
çıkarmayan hatta ona kızan uzmanlar, parti liderleri, yazarlar, çizerler… Bugün
hepsi sessizliğe gömüldü.
Kalp krizi sebebiyle artan genç ölümlerini görüyorlar mı
acaba? Neden konuşmuyorlar? Hiç değilse aşağıladıkları insanlardan bir özür
dilemeleri gerekmiyor mu?