Kör kuyulardaki yazar
Aslında başlığa okuyucusunu kör kuyularda bırakan ve kaçan bir yazar olarak Orhan Pamuk'u yazmak isterdim. Ama başlıklar malumunuz uzun olamıyor. Evet, Orhan Pamuk okuyucusunu kör kuyuda bıraktı ve terk etti.
Kırmızı saçlı kadın romanında Orhan
Pamuk postmodern kahramanlar postmodern mekânlarda roman yolculuğuna devam
ediyor. Kuyucu çırağı, kuyucu, iş adamı, eczacı, kitapçı ve tiyatrocular, bu romanda
geçen kahramanlar… Kuyucu Murat Usta ve İş Adamı Hayri Bey,
Romanın kahramanı Kuyucu Mahmut
ustayı her ne kadar kendisine babalık şefkatini gösterse de ona dair izlenimi muhafazakârdır.
Yani kahraman daha doğrusu Orhan Pamuk, modern ve Batıcı ama Kuyucu Mahmut Usta
ise muhafazakârdır. Roman kahramanı kuyucu çırağının babası da vardır ve
moderndir. Hatta solcudur. Beşiktaş'ta eczanesi vardır. Darbe zamanında solcu
arkadaşları eczaneye gelip gittiğini için tutuklanır. Sonra tekrar çıkar. Ama
son seferinde yazar, kahramanın babasının akıbeti hakkında bir bilgi vermez.
Babasının ismini bile roman
başlarında ağzına almayan Kahraman roman ortalarında babasının soyadının Çelik,
eczane isminin de Hayat Eczanesi olduğunu söylüyor.
Romanın en büyük epizodlarından bir
tanesi kahramanın babasının ortadan kaybolması, annesinin Gebze'ye gitmesi,
orada eniştelerin yanında kalması ve kahramanın bir Kuyucu ustasıyla tanışması
sonrasında diğer epizodlar gelişiyor. Romanda en büyük entrika ise romanın en
büyük entrika bölümü ise kahraman'ın bir Kuyucu ustasının yanında iş bulması e
o zamanlar İstanbul'un batıya açılan kasabası öngören'de bir arazi satın alıp
orada bir fabrika kurmak isteyen Hayri Bey ve Hayri Bey'in arasında kuyu açacak
olan Mahmut Usta'nın oraya gitmesi ile başlıyor. Asıl entrika bundan sonra
başlıyor Kahraman ustasıyla birlikte gittiği öngören semtinde bir tiyatro
çadırı görüyor ve bu tiyatro çadırında çalışan kırmızı saçlı bir kadını görüyor
bu kadın tiyatroda oynayan bir tiyatrocu… Kahraman bunu sonradan fark ediyor.
Daha sonra kahramanın bu kadına âşık olması arkasında nahoş gelişmeler onun
ustasıyla arasının açılmasına sebep oluyor.
Romanın en önemli kırılma
noktalarından bir tanesi belirlenen sürede kuyuda suyun çıkmaması üzerine arazi
sahibinin ustayı ve roman kahramanı terk etmesidir. Bir diğer kırılma noktası
ise aslında bizim bu yazımıza ilham olan kahramanın kuyuda ustası toprak kazarken
başına sert bir cisim düşmesi sonucu ustasını terk edip oradan uzaklaşmasıdır.
Eğer Kahraman isteseydi ustasını kuyudan kurtarabilirdi veyahut kurtarabilmesi
için her akşam uğradığı öngören kasabasının meydanında sürekli telefon açtı
annesine tekrar telefon açabilirdi ve arazi sahibinden ulaşabilirdi. Kahraman
bunu yapmıyor meselenin çözümünü kaçta buluyor hakikatten hayale kaçıştır bu
aslında. Servet-i Fünuncular’ın da böyle bir hastalığı vardı. Hakikaten hayale
kaçış…
Kitabın sonunda yazar, şu sonuca
ulaşıyor : Odips kompleksi sonucu Batıda çocuklar babaları öldürürken Doğuda
ise (Şehname’de Rüstem-i Zal, oğlu Sohrab’ı bilmeden öldürdüğü için ) babalar oğullarını
öldürür.
Devam edecek