Köprüler kurmaya geldik
Yıkmak değil yapmaktır mü'minin görevi. Allah'ın evi gönüllerden başlayıp, insanın evi dünyayı imar etmeye kadar her alanda inşa faaliyetiyle ömrünü yaşar inançlı olanlar. Bu fıtratında olan ve kendisine görev olarak verilen bir misyondur. Bunun karşısında ise yıkmakla hayatını geçirenler vardır. Bunlar da kısa ve öz ifadeyle teröristlerdir.
Türkiye siyasi tarihinde 12 Eylül 1980 darbesinden 36 yıl sonra gerçekleştirilen ilk askeri darbe teşebbüsünün üstünden daha kırk gün geçmişti ki Türkiye'nin kutlu yürüyüşüne ket vurmaya çalışan yerli ve yabancı hainlere inat hem dev yatırımların açılışı yapılıyor, hem de sınır ötesi operasyonlarla teröre ve teröristlere öldürücü darbe vurulmaya devam ediliyor. Dünya tarihinde ilklere imza atmaya devam ediyor ülkemiz. Ülkesinde darbeye teşebbüs etmiş ve binlerce askerinin görevden uzaklaştırıldığı bir ordu ile bir ay sonra başka bir ülke sınırları içinde adeta savaşırcasına bir harekat içinde olacaksın. Yazması ve söylemesi kolay da yapması hiç o kadar kolay değil.
Bir şeyler değişiyor dünyada. Dengeler yeniden kuruluyor. Orta doğuda sınırlar yeniden çiziliyor. Her harekat ve faaliyetin içinde yer alıyor Türkiye. Sadece bölgesinde değil dünya üzerinde söz sahibi haline geliyoruz. Eskiden iznini almadan ülke içinde teröristler üzerine harekat yapılamazken şimdilerde kendi elleriyle Suriye'de besledikleri ve destekledikleri terör ve teröristler üzerine Türkiye asker ile giderken sadece seyirci kalmakla yetiniyor ABD. Arada bir de onlar adına kısık sesle bazı açıklamalar ve geri çekilme sözleri veriliyor o kadar.
Bir şeyler değişiyor Türkiye'de. Din kisvesi altında kırk yıldır hain yetiştirenler ifşa oluyor ve devlet kademelerinden el çektiriliyor. Binlerce memur, asker, hakim, savcı ve sivil ihanet çetesiyle ortak olma veya ortak hareket etmenin adalet önünde hesabını verirken ülke ekonomisinde kayda değer bir düşüş yaşanmıyor. Bir kitapçık fırlatmayla altüst olan ekonomi bu kadar büyük operasyonlarla sarsılmıyor ve dimdik ayakta duruyor.
Bir şeyler değişiyor siyasette. İktidarı acımasızca eleştiren muhalefet partileri bu eleştirilerini artık seviyeli yapmaya, bunun da ötesinde iktidar ile ortak hareket etmeye başlıyor. Ortak bildirilerden ortak komisyonlara kadar birçok konuda fikir birlikteliği içinde hareket eden partiler 15 Temmuz sonrası bazı gerçeklerin farkına varmış olmalılar. Karşılıklı davalar geri çekiliyor, karşılıklı söylemler yumuşatılıyor, karşılıklı demeçler veriliyor. Türk siyaseti açısından sevindirici ve umut verici gelişme.
Bir şeyler değişiyor ekonomide. Dünyayı kıskandıracak yatırımlar her şeye rağmen devam ediyor. İki kıtayı birbirine bağlayan yeni bir gerdanlık olan Yavuz Sultan Selim köprüsü aksamadan, zamanında hizmete giriyor. İstanbul'un trafiğini rahatlatması yanında Türkiye'nin saygınlığını artıracak bir yatırım olarak yerini alıyor boğazda. Bunun yanında 3. Havalimanından duble yollara, Kanal İstanbul'dan şehir hastanelerine, modern okullardan köprülere kadar devasa yatırımlar bütün engellemelere rağmen hız kesmeden devam ediyor.
Bir şeyler değişiyor millette. Üzerinde oynanan oyunlara dur diyor, adına plan yapan toplum mühendislerinin planını bozuyor, tankların önüne çıkarak bir ülkenin talihini değiştiriyor, kanıyla bir devletin kurtuluşunu ilan ediyor. Dünyayı hayrette bırakacak bir izan ve basiretle dünyaya yön verecek bir rota çiziyor siyasilerine. İnancından ve inandığından aldığı güçle çocuklarına bırakacağı mirasın kıymetini yüceltiyor, tarihe unutulmaz hatıralar nakşediyor. Kıtaları birbirine bağlayan maddi köprüler yanında gönülden gönüle manevi köprüler inşa ediyor ve insanlığın kurtuluş reçetesini yazıyor.
Bir şeyler değişiyor mazlumların coğrafyasında. Dünyanın dört bir yanında emperyalist batı tarafından sömürülen ve kendi içinde terörle desteklenen idareler altında inim inim inleyen mazlum insanların geleceğe ait umutları yeşerdi Türkiye'nin dimdik ayakta duruşuyla. Üzerlerindeki baskılar her geçen gün biraz daha azaldı Türkiye'nin onları savunmasıyla. Gözyaşları dinmeye başladı onların haklarını savunan bir ülke olan Türkiye'nin arkalarında durmasıyla.
İnancımız köprüler kurmayı emrediyor bize. Biz de kıtaları birleştiren köprülerle birlikte gönülleri birleştiren köprüler inşa ediyoruz insanlık adına. Bugün algı operasyonları ile itibarsızlaştırılmaya çalışılan bu yatırımlarda emeği geçenleri minnetle yad edecektir tarih ve gönülleri ferahlatan söylem ve eylemleriyle insanlık adına hareket edenleri de rahmetiyle kucaklayacaktır Mevla.
