Köprüden önceki çıkış
Önümüzdeki Pazar günü hayırlısıyla seçim yapılacak. Neticesinde 13. Cumhurbaşkanımızı ve vekillerimizi TBMM’ye göndereceğiz. Demokrasinin güzelliklerinden birisini milletçe yaşarken sevdiğimiz veya hoşlandığımız veyahut kendimize yakın hissettiğimiz parti veya kişilere oy vereceğiz. Oyumuzu verirken ülkemizde oynanan oyunları düşünmemiz vatandaşlık görevimizdir.
Hangi siyasi
görüşe sahipseniz fark etmeyecek olan vatandaşlık vazifemizin şuuruyla hareket
etmek ve çıkan sonuca saygılı olmaktır. Yirmi yılı aşkın bir süredir ülkemizi
yöneten Ak Parti kadrolarının bugüne
kadar nasıl çalıştığını, neler yaptığını bundan sonrasında eksik kalan
hizmetleri sürdüreceğinin altını çizelim ilk önce.
Belki kalıp söz
ama ‘yaptıkları, yapacaklarının teminatı’ bir iktidardan beklenilenlerin
gerçekçi olacağından hiç şüpheniz olmasın. Bugüne kadar iktidar yüzü görmemiş
partilerin ve onların kadrolarının neler yapabileceğini de bilemeyiz. Bu konuda
iyimser olmaya gerek olmadığını düşünüyorum. Tecrübesi, müktesebatı ve
icraatlarıyla milletinin kalbinde yer alan cumhur iktidarının geçmiş günlerde
yaptığı güzel işlerde eksiklerinin olması gayet doğaldır.
Cumhuriyet
döneminde ülkemizde yapılanlardan daha fazlasını 20 yıllık iktidarında yapmayı
başaran Ak Parti’nin deneyimli
kadroları ki, ustalık dönemini de geride bırakan Recep Tayyip Erdoğan önderliğinde yoluna devam etmelidir.
İlk okunduğunda
psikolojik bir baskı olarak algıladığımız ‘köprüden önce son çıkış’ levhasının bir uyarı olduğunu
düşünelim derim. Otoyollarda yolunuzu
önceden çizmezseniz, yolun sizi götüreceği yere kadar gitmek zorunda
kalırsınız. Unutmayalım,
‘Hangi
istasyonda hangi trene binileceğini de bilmemiz gerekmektedir.’ Son
çıkışı kaçırırsanız maliyeti yüksek olabilir.
Şu anda son çıkışın farkında olmayanlarımız
olabilir. Hayatımızda yaşamak istemediğimiz bazı hâller vardır. Bazen hayat yolculuğunda
da geçmememiz gereken köprüler olabilir. İletişim kazaları da önemlidir. Etrafımızdaki insanlara kızmamıza gerek yoktur,
herkesin birbirine saygın davranması insanlığın gereğidir.
Değerli okurlar, köprüden geri
dönemeyeceğinizi hatırlatmak istedim. Yanlış gireceğiniz yoldan geri
çıkılmayacağını biliyorsunuzdur. O sebeple vebali kendinize aittir. Sadece
kendiniz değil gelecek neslin göreceklerine de engel olmuş olacağınızı bilmemiz
lazım. Bu konuda âcizane tevekkül, teslim, dua ve sabırla yolunuza devam
ederken 14 Mayıs sonrası kaleme alacağım yazımızda seçim neticelerinden söz
edeceğimi ifade ederek köprüden sonra Rabbimin bir çıkış levhası göstermesi
için patates, soğana kafanızı takmadan “Hayat
pahalı ise, kanaat ucuz” diyerek selamlıyorum.