Konya'da iz bırakanlar
Konya Büyükşehir Belediyesi tarafından hazırlanan “Bana Konya’yı Anlat Hatırat Serisi” kültürümüzü gelecek nesillere özenle taşıyor.
Şehirlerin ilim hayatı, kültür dünyası, folkloru, sanatı, edebiyatı kısacası bütünüyle irfanı ve medeniyeti, büyük ölçüde iyi hazırlanmış kitaplarla gelecek nesillere emanet edilir. Konya Büyükşehir Belediyesi’nin “Kültür Yayınları” arasında neşrettiği “Bana Konya’yı Anlat Hatırat Serisi”, şimdiden alkışlanacak bir hizmet olarak kayıtlara geçti bile. Yayın dünyamızın yaşadığı ekonomik sıkıntılar göz önünde tutulursa, bazı duyarlı belediyelerimizin kültürel yayınlara yönelmeleri, şüphesiz her vakit büyük katkı olarak hatırlanacaktır.
Konya sıradan bir şehir değil. Anadolu Selçuklu Devleti’ne başkentlik yapmış ulu bir yurdumuzdur. Merhum Feyzi Halıcı’nın “Selçukya” dediği, Mevlâna Hazretlerinin taçlandırdığı bu görklü şehrin yetişmiş pek çok değerli şahsiyeti bulunuyor. Dinî ilimlerde, kültür ve sanatta, edebiyatta, güzel sanatlarda, siyasette, eğitimde, bürokraside ve diğer alanlarda temayüz eden bu abide şahsiyetler, sadece Konya’nın değil bütünüyle Türkiye’nin ortak değerleridir. Dolayısıyla “İz Bırakanlar” serisini gördüğümde heyecana kapılmış ve gerçekten de unutulmayacak bir hizmete imza atıldığını anlamıştım. Öncelikle bu eserler, bazı belediyelerin yaptığı prestij kitaplar gibi hantal değil. Elde tutulur, dizde okunur, alınıp hediye edilir, kütüphane raflarına rahatlıkla sığar cinsten, yani ‘roman boyu’nda. Öyle çok hacimli de değil. Ortalama 200-250 sayfa. Gençlerimizin de ürkmeden ellerine alabilecekleri ve bir çırpıda zevkle okuyabilecekleri türden, gerekli, bilgilendirici, anlamlı ve köklü bir külliyat.
DÜNKÜ VE BUGÜNKÜ DEĞERLER
Seride hem geçmişte Konya’da yaşamış, bir süre burada bulunmuş eski değerli şahsiyetler var, hem de bugün hayatta olan ancak şehirde mühim hizmetleri üstlenmiş çınarlar da… Biyografileri yazılan kadim simaların veya kendileriyle nehir söyleşi yapılan aksakalların muhtelif meslekleri, ilgi alanları var: Gazeteciler, yazarlar, âlimler, siyasetçiler, edipler ve diğerleri… Ama hepsi de âdeta hayırlı yaşayan ve hayırda yarışan kimseler. Bu gönül insanlarının bir kısmı sadece şehirde tanınıyor. Daha ziyade mahallî hizmetlerde bulunmuşlar ama şehirden ayrılmamışlar. Dolayısıyla Türkiye genelinde pek tanınmaz. Ama bir kısmı da var ki, bunlar Konya’da doğup büyümüşler lakin şöhretleri Türkiye geneline yayılmış, hatta dünyada duyulmuş. Büyük romancımız Tarık Buğra gibi. Meşhurların biyografileri bilhassa Konyalı gençlerimize moral verirken, yerli sanatkârlar ve kültür insanları hakkındaki kitaplar da bir vefa borcu olarak hayırla yâd edilecektir. Konya, bu vadideki dengeli kültür faaliyetiyle öncülük yapmış, diğer 80 ilimize örnek olmuştur. İnşallah diğer şehirler de benzer çalışmalara imza atar. Bu girizgâhtan sonra isterseniz Konya’da hazırlanıp memleket sathına yayılan eserlerden bahsedelim:
TARIK BUĞRA
Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay Tarık Buğra kitabının “Sunuş” yazısında, “Büyük bir medeniyetin merkezi olan Konya şehrimizin yetiştirdiği abide şahsiyetlerden birisi de Cumhuriyet devrinin büyük sanatkârı, romancımız ve yazarımız Tarık Buğra’dır. Bu yıl edebiyatçımızın vefatının 30. Yılını kutluyoruz.” dedikten sonra yazarımızın edebiyatımızdaki seçkin yeri üzerinde duruyor ve şöyle devam ediyor: “Tarık Buğra Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatının en çok konuşulan, hakkında değerlendirmeler yapılan ve özellikle güçlü romancılığı herkes tarafından vurgulanan bir yazar. Küçük Ağa, İbişin Rüyası, Dönemeçte ve Yağmur Beklerken gibi romanlarıyla eleştirmenlerin haklı övgüsünü alan, Firavun İmanı ve Gençliğim Eyvah gibi romanlarıyla da önemli tartışma alanları açan Tarık Buğra, vefatından sonra değeri daha çok anlaşılan iyi edebiyatçılarımızdandır.”
Başkan Altay, Buğra’nın bu yıl başta Konya’da olmak üzere Türkiye’nin her yerinde, hatta gönül coğrafyamızda rahmetle, şükranla ve saygıyla anılacağını hatırlattıktan sonra Konya’da doğup büyümüş, şehirde yetişmiş, daha sonra ilim, kültür, sanat ve edebiyat alanında büyük hizmetlerde bulunmuş şahsiyetleri, bu seri için hazırlatmaya, halkımıza ve yeni nesillere tanıtmaya devam edeceklerini söylüyor.
Kitapta yazarımızın hayatı, fikirleri, eserleri, idealleri ve ona dair kaleme alınan yazılar bir araya getirilmiş. Buğra’nın gazetecilik yılları, hayatının muhtelif dönemlerinden kesitler, dünya görüşü, sanat anlayışı, eserlerinden yapılan filmler ve sahnelenen oyunlar, Türkçeye gösterdiği büyük hassasiyet ayrı bölümler hâlinde yer alıyor. Bütün eserlerinin özetlerinin verildiği kitapta, Tarık Buğra’nın hatıralarından, mektuplarından ve şiirlerinden örnekler de dikkat çekiyor. Cumhuriyet döneminin en büyük üç romancısından biri kabul edilen Tarık Buğra’yı daha yakından tanımamızı sağlayacak olan kitabın sonunda romancımızın yalnız olarak, yakınlarıyla ve dostlarıyla çekilmiş orijinal fotoğraflar var. Kitapta Buğra, sağlam romancı kişiliği kadar fikirleriyle etkili olmuş bir düşünür olarak da öne çıkıyor. Hazırladığım Tarık Buğra kitabının edebiyatseverlere, meraklılara ve gençlerimize faydalı olacağını düşünüyorum.
SAMİ GÜÇLÜ
Kitabı az çok herkes sever. Okunmasının faydalı olduğunu da söyler. Ama bu meseleyi kendisine dert edinenlerin gayreti mühimdir. Hüner sadece kitap okumak değil, başkalarına da bu hayırlı alışkanlığı kazandırabilmektir. Üniversitede titiz hocalığı bilinen, milletvekilliği ve bakanlık yapan Sami Güçlü destansı bir hareketin, Anadolu Mektebi’nin fikir babasıdır. Bu göz kamaştıran hizmetleri sayesinde kitaba ve okumaya mesafeli duran on binlerce gencimizin ilimle, irfanla, medeniyetle barışmalarını sağlamıştır. Atilla Yaramış’ın yaptığı nehir söyleşi, bize bir dava adamının, bir ideal ve mefkûre sahibinin tek başına neler yapabileceğini apaçık gösteriyor. Kitabı satır satır okurken, yüzlerce not aldım. Allah rızası için, samimiyetle, ihlasla kutlu bir yola çıkan ağabeyimizin üniversitelerdeki ve liselerdeki çocuklarımızın gönül tahtına nasıl kurulduğunu, onların kalplerine nasıl dokunduğunu görebiliyoruz. Devletin işleyiş sistemini iyi bilen bir fikir adamının valilikleri, belediye başkanlıklarını nasıl harekete geçirdiğini ibretle, heyecanla ve huzurla seyrediyorsunuz. Demek ki olabiliyor. Sadece şikâyet etmekle mesele hallolmuyor. İş yapmadan, parmağını kımıldatmadan herkesi ağır tenkitleriyle hedef alan bazı kişilerin davranışı demek ki yanlışmış. Önemli olan durumdan vazife çıkarmak ve karanlığı dağıtmak için bir mum yakmaktır. Sami Güçlü’nün hayatını okurken bazen hüzünlendim, bazen de sevindim ama hep dersler çıkardım. Demek ki büyük engeller bile azimle, iradeyle aşılabiliyormuş. Bugün Anadolu’muzun neredeyse tüm bölgelerinde, Balkanlar’da, Asya’da, Avrupa’da, Türk dünyasının bazı bölgelerine yayılmış mukaddes bir hareketin adıdır Anadolu Mektebi. Çocukları ve gençleri kitaplarımızla, yazarlarımızla, ilimle, irfanla ve büyük medeniyetimizle buluşturma çabasının adıdır Anadolu Mektebi. Nesiller yetiştirmiş Mehmed Âkif, Yahya Kemal, Peyami Safa, Nurettin Topçu, Necip Fazıl ve diğer büyüklerimizin ideallerinden beslenen erdemli hareketin adıdır. Ufuk açıcı olan, insanı güzel iklimlere taşıyan ve âdeta kanatlandırıp özge âlemlere ulaştıran bu eseri önce büyüklerimize, sonra da gençlerimize tavsiye ediyorum.
SAİM SAKAOĞLU
Prof. Dr. Saim Sakaoğlu’nu tanır mısınız? İlim dünyamızın mütebessim yüzü, akademisyenlerimizin güler yüzü, Konya’nın müstesna insanıdır. Orhan Okay Hoca için “Erzurum’un İstanbullu Hocası” denirdi, bana göre de Saim Hoca “Konya’nın İstanbul yüzü”dür. ESKADER olarak davet ettiğimizde bizi kırmadı. Gelip “Bâbıâli Sohbetleri”nde en güzel şekilde Nasreddin Hocamızı anlattı. Kendisine Ali Emiri Efendi Kültür Merkezi’nde ESKADER Ödülü’nü büyük bir huzur içinde takdim ettik. Saim Hoca’yı tanımak, onunla dostluk kurmak bir talih. Onda bir âlimin vakarını da görürsünüz, mahviyetkâr bir müminin tevazuunu da… Titiz, kibar, merhametli ve faziletli bir büyüğümüzdür. Ahmet Kuş’un hazırladığı Yaşayan Konya Hafızası Prof. Dr. Saim Sakaoğlu kitabında bunlar ve diğer meziyetleri dile getiriliyor. Hocamız gani gönüllüdür, yaptığı ve yapacağı çalışmaları dostlarıyla, meslektaşlarıyla, hatta talebeleriyle paylaşır. Bazı akademisyenlerde görülen kıskançlık hastalığının zerresi onda görülmez. Diğer kitaplarda olduğu gibi fotoğraflarla donatılan bu eserde Hocamız, ailesini, çocukluk ve ilkokul yıllarını, eğitim-iş-evlilik hayatını anlatıyor. Eski Konya’dan intibalarını dile getiriyor. Konya kültürüne dair yaptığı çalışmalardan okuyucuları haberdar ediyor. Hatıralar eşliğinde dostlarını anlatıyor. Türk kültürüne dair ilmî çalışmalarından bahsediyor. Kaleme aldığı eserler ve katıldığı toplantılar ise ayrı bir bölümü teşkil ediyor. Kısa hayat hikâyesini, o akıcı üslubundan, billûr Türkçesinden okuyoruz. Eserin ikinci faslı Saim Sakaoğlu hakkında yazılanlardan yapılan seçmeye ayrılmış. Ne güzel tanıklıklar, ne iyi şehadetler… Herkes onun iyilik dünyasında geziniyor. Ve son bölümde Konya üzerine yayımlanmış yazılarından seçmeler bulunuyor. Mükemmel bir akademisyen portresi… İyi bir insan çehresi ve örnek bir Müslüman Türk münevveri… Kalplerin fatihi aziz hocamıza selam olsun!
HALİL ÜRÜN
Bazı isimler yaşadıkları, bulundukları ve ömürlerini adadıkları ettikleri şehirlerle anılır. Tıpkı Halil Ürün ismini Konya ile birlikte hatırlamamız gibi. Bu hâl, tesadüf değildir. Bir adanmışlığın neticesidir. Halil Ürün yerel yönetimlerde öncü bir isim olmuş, halkla iç içe yaşamış iyi bir idareci. Konya Büyükşehir Belediyesi’nin eski, unutulmaz, efsanevi başkanı. Ahmet Kâzım Ürün ve Ahmet Kuş’un hazırladıkları eser, Halil Ürün’ün Konya’nın Yunak ilçesinde başlayan ve üniversite hocalığı, belediye başkanlığı ve milletvekilliğiyle devam eden süreçteki hatıralarından oluşuyor. Konya’nın yetiştirdiği başarılı siyasetçilerden biri olan Ürün, gerek belediye başkanlığı gerekse milletvekilliği sırasında ülkemize hakiki hizmetlerde bulundu. Halil Ürün olağanüstü hizmetleriyle adını Türk siyaset tarihine altın harflerle yazdırdı ve hep saygıyla hatırlandı. Kitap sadece başarılı bir hayatın renkli serencamı değil aynı zamanda millî hedeflere ulaşabilmek için verilmiş destansı mücadelenin sırlı hikâyesidir.
KADİRBİLİR DAVRANIŞ
“Bana Konya’yı Anlat Hatırat Serisi” içinde çok farklı mesleklere mensup olan, hayat hikâyeleriyle örneklik teşkil eden ve haklarında eser hazırlanan isimler ve bu kitapların yazarları şöyle: Mahmud Esad Seydişehrî (Dr. Bahaddin Karakuş), İsmail Detseli (Hakkı Biçer), Hüseyin Üzülmez (Caner Arabacı-Bekir Şahin), Ebü’l-Vefa İhsan Kayseri (Mustafa Güden), Halil İbrahim Sayar (Dr. Mehmet Ali Uz). Bu seriyi süsleyen üç kitap vardır ki onlar da “Yaşayan Konya Hafızaları” olarak adlandırılmış. Eskilerin “hafız-ı şehir” dedikleri, yaşadıkları memleketin özüne ve ruhuna sahip olan, altını üstünü bilen bu kıymetli çehreler arasında da şu adları okuyoruz: Mehmet Ali Uz, Hüseyin Öksüz, Recai Kıcıkoğlu, Yusuf Küçükdağ, Derviş Hasan Yüğrük, Kema Pekçağlar, Esin Çelebi Bayru, Hatice Nuran Aker, Saime Yardımcı.