Konvansiyonel Yasaklar Yasak
Kabul edelim ki 60 yıllık çok partili siyasi hayatta Türkiye'de demokrasi, özgürlükler, siyaset, insan hakları, adalet gibi alanlarda hükümetlerin gerisinde kalmak görülmüşbir şey değildi. Siyasete sürekli patinaj yaptırmaya 'görevli' analist ve yazarlar bu konformist anlayışla siyasi, sosyal ve politik değerlendirmelerde bulunuyorlardı.
Türkiye siyasetinin geçmişine baktığımızda hangi parti iktidara gelirse gelsin derin devletiin yazılıolmayan ilkesi gereği 'devlet ideolojisine muhalif davranılamaz'dı. Zaten büyük kısmıyla tek tip/çi entellektüelini, analistini, gazetecisinin bir de araştırmacıkovuşturmacısınıda yine devlet yetiştirip tedavüle sokuyordu. Hal böyleyken anlamlı'muhalefet' işi sessiz yığınlara kalıyordu.
Neden?
Takdir edersiniz ki 'Türkiye'nin özel koşullarından dolayı' bu ülkede adam gibi muhalefete izin verilmedi ve iktidarlar müessesnizama hizmet için uygun adım yürü/t/mek dışında bir de ihale paylaşımlarında etkili olabiliyordu. Yani hükümetler 'etliye-sütlüye' dokunmazlardı.
İşte bu sebeple Ak Partinin bizlere özür borcu var! Özellikle kimi entelektüelin başınıdöndürdüğüiçin özür dilemeli Ak Parti!
Ak Parti AB süreciyle beraber insan hakları, demokratik açılımlarda, Kıbrıs meselesinde pek çok kez entellektüel çevrenin beklentilerinin çok ötesinde adımlar attı. En son çözüm sürecinde entellektüel-analist çevre adeta alabora oldu. Başbakan için 'şahinleşti, milliyetçi damarıaşka geldi' dedikleri bir sırada başbakan Tayyip Erdoğan 'benim ve çocuklarımın hayatına mal olsa da bu kanıdurduracağım' demişti.
Şimdi etnik köken, inanç, mezhep, bölge ayırımıyapılmadan genişkapsamlıbir paket açıklandı. Bir ilk değil, ama yeni bir ilke imza atıldı. İçeriği, maddeleri elbette konuşacağız, ama statükocular için inanılmaz derecede ters gelen bir formatta yapılan açıklama tarih yazanlara yeterli malzeme de sundu.
Sayın başbakanın Türkçe dışında İngilizce, Kurmanci, Zazaki, Sorani, Arapça olarak açıkladığıdemokratikleşme paketi yıllardır özlemini çektiğimiz bir Türkiye yolunda emin adımlarla yürüdüğümüzügösterdi. Hayır, içerikten ziyade 'değişimi vatandaşının lehine gerçekleştiren aklın etkili ve faal olması'dır beni umutlandıran. Yıllarca halkın hiçbir hassasiyeti, talebi dikkate alınmadığıgibi, özgürlükleri nasıl kısıtlayabileceklerinin hesabınıyapanlarla yönetilmiştik.
Pakette ne ararsak var mı?
Elbette hayır, lakin başbakanın da ifade ettiği gibi 'yıllardır Türkiye siyasetinin zemini bugün açıklanan düzenlemeler için uygun değildi' vehaladiğer talepleri karşılayacak düzenlemelere de hazır değil.
Demokrasi, insan haklarıdinamik alanlardır, bu sebeple hakların nihai bir durağı/noktasıolmaz. Paketlerin açılmasıbu yüzden 'artık yeter' dedirtmiyor, sürekli yeni şart ve ihtiyaçlara bağlıolarak talepler de değişiyor, artıyor. Bu sebeple paket için 'kusursuz-eksiksiz' diyen biri olmaz. Ancak,
Bu memlekette yıllarca başörtüsüzulmübile tek başına unutulmaz ve kapanmaz yaralar açmadımı?
Bir harf yüzünden az mıacıyaşandı?
Seçim barajı, siyasi partiler yasasıaz mıkavga gerekçesi oldu?
İnançve ibadetlerinden dolayıinsanımız az mımağdur edildi? Bunlarısaymakla bitiremeyiz. Bu yüzden madde madde paketin üzerinde durmaktansa genel değerlendirmeyi esas alıyoruz.
Bir kere hükümetin 'ileri standartlar'ıhedeflemesi,
Kardeşliğin hukuki zemine taşımasıve bunun pratik değere sahip olmasınısağlaması,
Yaşamın dinamikliği gibi insan haklarıve demokrasinin de dinamik olduğu ve bu sebeple yapılan düzenlemelerin yeterli gelmediğinin bilinciyle hareket etmesi gelecekte yapacaklarıdüzenlemelere dair umudumuzu pekiştiriyor.
Unutmayalım, konvansiyonel yasaklarımız binlerce aileyi perişan etmişti. Bunun haricinde;
Mevlid okumak 'irticai faaliyet' kapsamına alınmıştı,
Bu ülkede bırakın Kürtçe şarkıdinlemek,
Geçmişte pek çok yerde Ahmet Kaya'nın Türkçe şarkılarınıdinlemek bile yasak ve/ya çok zordu. Gördüğümüz gibi Türkiye'de hoşgörüarttıkça bütün kesimlerin ve bireylerin talepleri dikkate alınır.
Monolotik bir yapıya sahip olmayan ülkede elbette düzenlemeyi beğenen olacak, beğenmeyen olacak, daha iyi olabilirdi diyenler olacak.
Bir de muhalefete bir çift söz söylemezsem yazıeksik kalır:
Keşke ana muhalefet partisi ve diğerleri "olmadı, taviz oldu"dan ziyade, "öyle değil de böyle olmalı" diyerek alternatif paketlerini önümüze getirselerdi, diyecektim ki, muhalefetimizin böyle bir özelliğinin maalesef henüz gelişmediğini ve bu muhalefetle önümüzdeki 20-30 yıla kadar da böyle bir muhalefet anlayışına sahip olamayacağımızıdüşünerek demiyorum.
Twitter: @ahmetay_