Konuşmak bedava
Bir dönem “Ağzı olan konuşuyor” ifadesi ülkede sıklıkla
telaffuz edilirdi.
İşinin ehli olmayan, bir birikimi bulunmayan kişilerin sokak
diliyle “işkembeden konuşması” bugün bile herkesin şikâyet ettiği bir konu
olmaya devam ediyor.
Herkesin hemfikir olmasına rağmen neredeyse kimsenin bu
huyundan vazgeçmemesi ise ayrıca araştırmalara konu olacak bir hadise...
Kapitalizm, profesyonelleşmeyi ve işini en ucuza en iyi
yapmayı teşvik eder.
Eğer mal ve hizmetler en ucuza ve en kaliteli noktasına
doğru ilerlemiyorsa o zaman serbest piyasa şartlarının tam olarak
oluşturulamadığı görülür.
Türkiye, hizmetlerde dünyanın önünde bile yer alırken mal
üretiminde eksik bir noktada kalıyor
Geliştirdiğimiz çok az nihai ürün ile dünya piyasasında yer
edinebiliyoruz.
Ama sanırım TOGG bu konuda büyük bir yeniliği beraberinde
getirecek.
Türkiye’nin ürettiği nihai ürünlerinin en büyüğü olma
yolunda giden bir TOGG var.
Tabii ki bu ürün tüm dünyaya değil sadece “gelişmiş dünyaya”
sunulacak bir ürün.
Çünkü birçok ülke bırakın elektrikli otomobili daha ısınma
sorununu çözecek enerjiye sahip değil.
Ulaşımda petrol ürünlerine ısınmada ise doğal gaza yönelen
dünyanın hidrokarbon talebi çok yüksek.
Ve giderek de artmaya devam ediyor.
Son yapılan araştırmalar dünyadaki mevcut petrol ve doğal
gaz üretiminin neredeyse yarı yarıya azaltılması durumunda 2050 yılına kadar
hedef sıcaklık değerlerinin tutulacağına inanıyor.
Dünya iklim değişikliği ile hepimizin hissettiği boyutta
verdiği tepkiler bile yetersiz kalabilir.
Çünkü Kara Katı’nın birçok ülkesinde hidrokarbona bağlı
enerji kaynakları birincil kalkınma kaynağı olarak kullanımda olmaya devam
ediyor.
Ortadoğu’daki büyük petrol üreticisi ülkelerin gelirlerini
azaltmayı kabul etmeyeceği gün gibi ortada...
Sahi, kim kabul eder ki bunu?
Dünyayı büyük bir çevre felaketine sürükleyene gelişmiş
ülkelerin “demokrasi ve teknoloji yatırımı yapın” diyerek işin içinden
çıkamayacağı bir döneme doğru gidiyoruz.
Gelişmekte olan ülkelerin kalkınmayı sağlamak için ucuz
enerji kaynaklarıyla halklarının ucuz iş gücünü ortaya sürmekten başka dünyaya
sunabilecekleri ne var Allah aşkına!
İklim krizini aşmak isteyen Batı’nın Ortadoğu ekonomisini
umursamaması ve ülkelere demokrasiyi sadece bombalarla getirmesi sorunların
hasını oluşturuyor.
Dünyayı kirletirken kendilerinden gayrı kimseyi düşünmeyen
bu sözde gelişmiş devletlerin emperyalist niyetleri birkaç yıldır ifade
ettikleri demokratik söylemlerinin gerisinde kalıyor.
Bu durumda ekonomilere ve ulaşımlara sürdürülebilir çözümler
sunulması çok önemli.
Batı’nın çıkarı olmadan günahını bile vermediği bir ortamda
Türkiye’nin Somali’yi tek başına ayakta tutması Türkiye’nin ekonomik olarak da
Batı ile ne kadar ayrışan yönü bulunduğunu gösteriyor.
Bazıları verilen desteklerle Somali’nin stratejik konumunu
kullanmaktan bahsetse de Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu birçok acil yatırım
dururken Somali’ye yapılacak yatırımın direkt faydası olabilir mi hiç...
Türkiye’nin burada tarihten gelen sorumluluğu var.
Türkiye, dostlarıyla kazanmak zorunda...
İklim Krizi’nin dayattığı enerji dönüşümü de bu işten
nasibini alacak tabii ki...
Türkiye Kara Kıta Afrika’ya yönelik yakın bir iş birliğine
girişmek zorunda...
İkinci hedef de Balkanlar olacak pek tabii...
TOGG bu aşamada çok stratejik bir konumda yer alıyor.
SİHA’larla gelen güvenlik koridoru oluşturma durumu TOGG ile
ekonomik ulaşıma dönüşebilir.
TOGG’un Afrika’ya fabrika kurması çok önemli.
Hatta şimdiden bazı parçaların orada ürettirilmesi
gerekiyor.
BAE ve Suudi Arabistan’ın ABD tarafından yalnızlaştırılması
da Türkiye’nin gündeminde yer alan başka bir konu...
Enerji dönüşümünde sahipsiz kalan bu ülkelerin yanında yine
Türkiye yer alacak.
Irak’ın yakın zamanda Kuşak ve Yol Girişimine dâhil
olacağını açıklaması bölgeden çekilen ABD’nin boşluğunu Türkiye ve Çin’in
dolduracağını gösteriyor.
Çok kısa zaman içinde bölgedeki dengelerin uçtan uca
değiştiği bir düzlem ortaya çıkabilir.
Yatırımcıların Pazar oluşturmasını kolaylaştıracak güven
sağlayıcı adımlar için diplomatik misyonlara önemli görevler düşüyor.
Boş konuşmak yerine girişimci ruhu ortaya çıkarıp toplumlar
ile ekonomileri entegre edecek fikirlere kafa yormanın vakti geldi.
Neden kahvede okey oynarken startup’ınızı kurmayasınız ki?