Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
14 Eylül 2021

Konuşmak bedava

Bir dönem “Ağzı olan konuşuyor” ifadesi ülkede sıklıkla telaffuz edilirdi.

İşinin ehli olmayan, bir birikimi bulunmayan kişilerin sokak diliyle “işkembeden konuşması” bugün bile herkesin şikâyet ettiği bir konu olmaya devam ediyor.

Herkesin hemfikir olmasına rağmen neredeyse kimsenin bu huyundan vazgeçmemesi ise ayrıca araştırmalara konu olacak bir hadise...

Kapitalizm, profesyonelleşmeyi ve işini en ucuza en iyi yapmayı teşvik eder.

Eğer mal ve hizmetler en ucuza ve en kaliteli noktasına doğru ilerlemiyorsa o zaman serbest piyasa şartlarının tam olarak oluşturulamadığı görülür.

Türkiye, hizmetlerde dünyanın önünde bile yer alırken mal üretiminde eksik bir noktada kalıyor

Geliştirdiğimiz çok az nihai ürün ile dünya piyasasında yer edinebiliyoruz.

Ama sanırım TOGG bu konuda büyük bir yeniliği beraberinde getirecek.

Türkiye’nin ürettiği nihai ürünlerinin en büyüğü olma yolunda giden bir TOGG var.

Tabii ki bu ürün tüm dünyaya değil sadece “gelişmiş dünyaya” sunulacak bir ürün.

Çünkü birçok ülke bırakın elektrikli otomobili daha ısınma sorununu çözecek enerjiye sahip değil.

Ulaşımda petrol ürünlerine ısınmada ise doğal gaza yönelen dünyanın hidrokarbon talebi çok yüksek.

Ve giderek de artmaya devam ediyor.

Son yapılan araştırmalar dünyadaki mevcut petrol ve doğal gaz üretiminin neredeyse yarı yarıya azaltılması durumunda 2050 yılına kadar hedef sıcaklık değerlerinin tutulacağına inanıyor.

Dünya iklim değişikliği ile hepimizin hissettiği boyutta verdiği tepkiler bile yetersiz kalabilir.

Çünkü Kara Katı’nın birçok ülkesinde hidrokarbona bağlı enerji kaynakları birincil kalkınma kaynağı olarak kullanımda olmaya devam ediyor.

Ortadoğu’daki büyük petrol üreticisi ülkelerin gelirlerini azaltmayı kabul etmeyeceği gün gibi ortada...

Sahi, kim kabul eder ki bunu?

Dünyayı büyük bir çevre felaketine sürükleyene gelişmiş ülkelerin “demokrasi ve teknoloji yatırımı yapın” diyerek işin içinden çıkamayacağı bir döneme doğru gidiyoruz.

Gelişmekte olan ülkelerin kalkınmayı sağlamak için ucuz enerji kaynaklarıyla halklarının ucuz iş gücünü ortaya sürmekten başka dünyaya sunabilecekleri ne var Allah aşkına!

İklim krizini aşmak isteyen Batı’nın Ortadoğu ekonomisini umursamaması ve ülkelere demokrasiyi sadece bombalarla getirmesi sorunların hasını oluşturuyor.

Dünyayı kirletirken kendilerinden gayrı kimseyi düşünmeyen bu sözde gelişmiş devletlerin emperyalist niyetleri birkaç yıldır ifade ettikleri demokratik söylemlerinin gerisinde kalıyor.

Bu durumda ekonomilere ve ulaşımlara sürdürülebilir çözümler sunulması çok önemli.

Batı’nın çıkarı olmadan günahını bile vermediği bir ortamda Türkiye’nin Somali’yi tek başına ayakta tutması Türkiye’nin ekonomik olarak da Batı ile ne kadar ayrışan yönü bulunduğunu gösteriyor.

Bazıları verilen desteklerle Somali’nin stratejik konumunu kullanmaktan bahsetse de Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu birçok acil yatırım dururken Somali’ye yapılacak yatırımın direkt faydası olabilir mi hiç...

Türkiye’nin burada tarihten gelen sorumluluğu var.

Türkiye, dostlarıyla kazanmak zorunda...

İklim Krizi’nin dayattığı enerji dönüşümü de bu işten nasibini alacak tabii ki...

Türkiye Kara Kıta Afrika’ya yönelik yakın bir iş birliğine girişmek zorunda...

İkinci hedef de Balkanlar olacak pek tabii...

TOGG bu aşamada çok stratejik bir konumda yer alıyor.

SİHA’larla gelen güvenlik koridoru oluşturma durumu TOGG ile ekonomik ulaşıma dönüşebilir.

TOGG’un Afrika’ya fabrika kurması çok önemli.

Hatta şimdiden bazı parçaların orada ürettirilmesi gerekiyor.

BAE ve Suudi Arabistan’ın ABD tarafından yalnızlaştırılması da Türkiye’nin gündeminde yer alan başka bir konu...

Enerji dönüşümünde sahipsiz kalan bu ülkelerin yanında yine Türkiye yer alacak.

Irak’ın yakın zamanda Kuşak ve Yol Girişimine dâhil olacağını açıklaması bölgeden çekilen ABD’nin boşluğunu Türkiye ve Çin’in dolduracağını gösteriyor.

Çok kısa zaman içinde bölgedeki dengelerin uçtan uca değiştiği bir düzlem ortaya çıkabilir.

Yatırımcıların Pazar oluşturmasını kolaylaştıracak güven sağlayıcı adımlar için diplomatik misyonlara önemli görevler düşüyor.

Boş konuşmak yerine girişimci ruhu ortaya çıkarıp toplumlar ile ekonomileri entegre edecek fikirlere kafa yormanın vakti geldi.

Neden kahvede okey oynarken startup’ınızı kurmayasınız ki?