Dolar (USD)
34.42
Euro (EUR)
36.27
Gram Altın
2834.30
BIST 100
9389.62
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
14 Ocak 2024

​Konuşan apartmanlar

Konuşan apartman ne demek diyeceksiniz? Apartman konuşur mu? Evet, İstanbul’da Fatih’te ve Anadolu yakasında birçok evin giriş kapılarında sizi ressam elinden çıkmış tablolar karşılar. Ve her tablonun da bir hikayesi var. Neden apartman girişine resim yapılmış, neden o resim yapılmış. İşte o hikayenin peşine düştük bizde.

Bir misafirliğe gittiğinizde ya da kendi apartmanlarınızın antresinde bir tablo gördünüz mü? O tablolar sadece sizin veya komşunuzun apartmanında değil, İstanbul’da bulunan birçok apartmanda bulunuyor. . İBB Yayınları’ndan çıkan ‘Resimli İstanbul Apartmanları’ kitabının yazarı Güven Bayar, bu konuda çok ciddi bir çalışma yapmış. Bizde o apartmanların bir kısmını gezerek hikayelerini sizlere aktarmak istiyoruz.

foto-1_513c4ff2429c828b7df2c9cd15bfb66d.jpg

LALE DEVRİNDEN GÜNÜMÜZE GELEMEMİŞ DUVAR RESİMLERİ

Lale Devrinde (1718-1730) özellikle saray çevresinde yaygınlaşan duvar resimlerinin örnekleri günümüze gelememiştir. Yalnızca Topkapı Saray’ındaki II Ahmed’in yemiş odası. Bu dönemin duvar süsleme programını yansıtır 18. yüzyıl ortalarında ise duvarlardaki barok süslemelerin arasına bazen yer yer manzara resimleri yapıldığı gözlenir. İstanbul’da, Topkapı Sarayı’nın çeşitli bölümlerinde ve konaklar ile köşklerde bulunan duvar resimlerinde manzaralar ön plandadır. Boğaziçi, Kız Kulesi, Haliç gibi gerçek İstanbul görünümlerinin yanı sıra hayali manzaralar da görülmektedir.

foto-2_5094a678bcf0fb22d7f866743c4c3f2b.jpg

APARTMAN İSMİ İSTANBUL’DA İLK KEZ BİR KONAK İÇİN VERİLDİ

Apartmanlarda bulunan duvar resimlerinden bahsediyoruz ama ilk ‘’apartman’’ unvanı İstanbul’da 20.yüzyılda verildi. İstanbul’da ‘’apartman’’ adı ilk kez Şehzadebaşı’nda bulunan Serasker Rıza Paşa’nın (1844-1920) konağı Letafet Apartmanı için kullanılmıştır. Aynı bina Şehir Tiyatroları adını alacak Darülbedayi 1914’te de kullanılmış, 1923 yıllında ise Türk Futbol Federasyonu kurulmuştur. Ancak kültür ve spor tarihimiz açısından önemli olan yapı ne yazık ki 1950’de yıkılmıştır.

foto-4_f8c1f0a977b41d4c9ca27f9df6cecbd4.jpg

TÜRK DEVLETİNİN SANATA VERDİĞİ DEĞER

Türk devleti her zaman sanata değer vermiştir. Bu değer, Atatürk’ün emriyle, 1937 yılında Dolmabahçe Sarayı’nın yanındaki Veliaht Dairesi’nde düzenlenen Resim ve Heykel Müzesi ile de görülmekte. Devletin sanata desteğini yansıtan başka bir önemli çabada yine aynı yıldan başlayarak 1944 yılına kadar, ressamların yurt gezilerine çıkarak, bu gezilerden ülke gerçeklerini ve görünümlerini yansıtan yapıtlar getirmelerini sağlayan bir parti programıdır. Vilayete 58 ressam gönderilmiş ve 675 tuvalden oluşan bir koleksiyon elde edildi. Bu ressamlar, Anadolu kültüründen etkilenen yapıtlar oluşturdular.

foto-5_a474111aa5db9181fb7b9d32bcb66b89.jpg

FİGÜRSÜZ RESİMLER FATİH APARTMANLARINDA

Fatih’te figürsüz manzara resimlerinin yoğunluğu dikkat çekerken Beyoğlu ve Şişli’de figüratif Avrupai duvar resimleri görülmektedir. Gayrimüslim nüfusun yoğun olarak yaşadığı Kurtuluş ve Bomonti gibi semtlerde ise 6-7 Eylül Olayların da simgesel bir işaret özelliği taşıyan duvar resimleri zamanla silinmiş, üzeri badana ile kapatılmıştır. Tek parti dönemi kültür politikaları, sanatı yaygınlaştırmada temel olarak sergi ve yurt gezilerine yoğunlaşıp duvar resmi, seramik, kabartma ya da mozaik sanat çalışmalarına uzak durmuştur. Demokrat Parti’nin ise devletin kültürel ve sanatsal politikalar dönemini terk edip ilgisiz bir politika sürdürmesi, sanatçı ve mimar iș birliğiyle yapılara tasarlanan işlerin ve duvar resmi çalışmalarının yoğunlaşmasına sebep olmuştur. Bu süreç farklı mimar ve sanatçı birliktelikleri ile 1970’lerin sonuna kadar devam etmiştir.

foto-6_5f671bd7d4f57b4d19168c91f8e55a43.jpg

TÜRK SANATINDA VAR OLAN BİR GELENEĞİN MODA İLE HATIRLANMASI

İstanbul’da birçok apartmanın antresinde kartpostallardan yapılan duvar resimleri hala bulunuyor. Bu gelenek zamanla modaya dönmüş olsa bile tarihe baktığımızda duvar resimlerinin varlığı Türk sanatı aracılığı ile Orta Asya’ya dayanmaktadır. Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde ise “kalem işi” denilen sıva üzerine boyayla yapılan nakış tarzında duvar süsleme geleneği sürdürülmüştür.

İstanbul apartmanlarındaki duvar resimleri ise, İstanbul’un değişmeye başlayan mimarisiyle birlikte 1910’lu yıllardan itibaren yapılara sanatsal bir dokunuş oldu. Duvar resimleri birçok apartmanın antresinde kartpostallardan esinlenerek apartmanın sahiplerinin isteği üzerine yapılıyordu. Bu uygulama büyük bir ilgi ile karşılanınca, tablolar daha da yaygınlaştı ve zamanla apartmandaki tablolar modaya döndü. Tabloları beğenen insanlar, kendi apartmanlarına da yaptırdı. 1930’lu yılların başında sayıları bir hayli arttı ve tablolar Fatih’ten Şişli’ye, Beyoğlu’ndan Kadıköy’e kadar binaların iç yüzünü şenlendirdi.

‘’1980’li yıllara kadar İstanbul’un resimli apartman geleneği sürdü. Fakat modern kentleşme anlayışıyla apartmanlar yerini sitelere ve toplu konutlara bıraktı. Hâl böyle olunca da İstanbul’un resimli apartmanları geleneği sona erdi ve geriye az sayıda diyebileceğimiz örnekleri kaldı.’’

TABLOLARDAKİ BENZERLİK

Kartpostaldan yapılan resimlerdeki benzerlik ressamın inisiyatifi değildir. Ressama serbest çalışma imkânı verilmediği için duvar resimleri tekrarlanmakta. İstanbul yakasında Bayezit, Beyoğlu yakasında Nişantaşı, Teşvikiye, Şişli, Taksim, Cihangir ve Kuledibi ile Anadolu yakasında Moda, Bahariye ve Kızıltoprak semtlerinde bulduğumuz örneklere göre apartman resimleri çeşitli konuları ele almakta, manzaralar ve figürlü resimlerin yanı sıra, soyut denebilecek desenlere de rastlanmaktadır. Günümüzde birçok tablo yağlıboya ile kapatılmış…

HİKAYESİ OLAN RESİMLERDEN ÖRNEKLER

ERK APARTMANI: Mustafa Tezmen’in çift duvar çalıştığı kartpostal manzara ve kız kulesi temalı duvar resimleri bugün günümüzde Erk apartmanı girişinde bulunmaktadır. Erk apartmanının kısaca hikayesine geldiğimizde ise Malatya’da 1920’de dünyaya gelen doktor Nureddin Erk , eşi Perihan Erk hanımefendi ile 1958’de Amerika Birleşik devletleri’ne gidiyorlar yıllarca gece gündüz çalışan çift 1983’te emekli oluyor. 1995 yılında hayat arkadaşını kaybeden Nureddin Erk birikimleri ile okul yaptırmaya karar verdi ve Amerika Birleşik devletleri’nde biriktirdiği parayla Türkiye’de okul yaptıran Nurettin erk huzurevinde bugün yaşamını sürdürmeye devam etmekte. Fatih’teki aile apartmanında kalan dairelerin de satıp “Eğitimde yüzdeyüz destek” kampanyasına destek olarak 22 Ağustos 2003 tarihinde İstanbul’un Kadıköy ilçesinde kendisinin ve eşinin adını taşıyan endüstri meslek lisesini yaptırmıştır.

OSMAN NURİ ERALP APARTMANI: Fatih at pazarı civarında Mıhçılar caddesi üzerinde bulunan Osman Nuri eralp’e ait evin de hikayesi var. Osman Nuri Eralp 1877 yılında Malatya Arapgir’de doğuyor. Asıl uzmanlık alanı bakteroloji olmak ile birlikte kimya alanında da çeşitli eserler verdiği bilinmekte başta organik kimya alanında çeşitli görevler ve deneysel araştırmalarda bulunan Osman bey, kendi adıyla da anılan bir yöntem bulmuş “Osman Nuri metodu” ile bakteriyolojik analiz yöntemlerini geliştirmiştir. “Osman Nuri metodu” ayrıca Besson’un Technique Microbiologique et Serotherapique ve Dopter kitaplarında da yer almıştır. 1910 yılında “Officier d’Académie” ve”Officier de I’Instruction Publique” nişanları ile Fransız hükümeti tarafından ödüllendirilmiştir. 1918’de “Başka Dünyalarda Canlı Mahlukat Var Mıdır?” isimli eseriyle Türkiye’nin ilk bilim kurgu yazarı olarak Osmanlıca kaleme aldığı bilim ve düşünce tarihimiz açısından son derece önemli ilginç ve heyecan verici bir kitap da yazan Osman Nuri Eralp, 1929 tarihinde Kendi isteğiyle resmi görevden ayrılmış ve daha sonra hayatının geri kalanını evinin alt katında bulunan özel laboratuvarda çalışarak geçirmiş 24 Şubat 1940 tarihinde ise hayata gözlerini yummuştur.