Konseyin Muhafızları
Dikkatlerin, ABD’nin Türkiye’nin silah sanayiini karşı
haksız-hukuksuz yaptırımlarına çevrildiği sırada, dünyanın en büyük tefecisi
Papa Francis, Deccal imparatorluğunun yıkılmasını önlemek, insanlığı iblise
teslim etmek için FETÖ’ye misyon olarak yüklediği dinler arası diyalogdan daha
sinsi bir organizasyon başlattı.
Bakara suresinin 205. Ayetinde haber verildiği gibi, Allahın
sevmediği bu fesatçılar, kapitalizm aygıtıyla iş başına geçince, yeryüzünde
fesat çıkartarak, ekin ve nesli yok
etmeye çalışıyorlar.
Yüzyıldır insanlığa kan kusturan Kapitalizmi çöküşten
kurtarmak, insanlığın hakkı ve hakikate karşı gözlerini açmasına mani olmak
isteyen Papa, Kapsayıcı Kapitalizm Konseyi adında zulüm düzenini sürdürecek bir
yapıyı kurdu. 163 ülkede 200 milyon insanı çalıştıran, 2,1 trilyon dolar piyasa
değerli organizasyonarıyla 10.5 trilyon doları yöneterek insanlığın kanını emen
bu CEO’lar sömürü düzenini sürdürmek için, vahşet ve kıyım dahil her şeyi
planlıyorlar.
Kendilerine Kapitalizmin muhafızları diyen bu masonik
yapının çekirdeğinde devletleri de yöneten 27 kişi bulunuyor. Landy Lynn Forester
de Rotschild önderliğinde 2010’lu yıllarda oluşturulan Kapsayıcı Kapitalizm söylemi
bugün yüzde birin sömürüsüne başkaldıracak yüzde 99’u zaptü rapt altına almayı
hedefleyen bir örgüt haline dönüştü. Dünya’da kapitalist zulme alternatif
üretebilecek yegane medeniyet İslam medeniyeti olduğunu bildikleri için, bu
medeniyeti tarih boyunca sırtlayan Türk milleti ve devletini hedefe oturttular.
Bankalara ve Uluslararası şirketlere güvenin yüzde 20’lerin altına indiği bir
dönemde, Papa Francis ve Kardinal Turkson’un organizasyondaki rolleri, sömürüye
haçlı seferlerinde olduğu gibi kutsallık katmak olacaktır.
Bu yapıyı ve gerçek niyetini anlamadan, ABD’nin, Türkiye’ye
niye ambargo koyduğunu, AB’nin canavarlığını maskelemek için kullandığı değerlerini
ayaklar altına almak pahasına Türkiye’yi niye hedef tahtasına oturttuğunu
göremeyiz. Ne Akdeniz’i, ne silahlandırılan Yunan’ı, Ne İsrail’in gerçek niyetini
çözemeyiz. Bugüne kadar Çin’i kapitalizmin laboratuvarı olarak kullanan Global
akıl, ABD-Çin dengesinin kurulacağı yıl olarak hesap ettikleri 2030’a
hazırlanıyor. Papa’nın elini öptüğü Rotschild’e hizmet için NATO’nun 2030
hedefleri ile AB’nin 2030 misyonunun kesiştirerek gri bölgede bıraktıkları
Müslümanların teknolojiden, zenginliklerden pay almaması, toplumsal
dinamiklerinin yerle bir edilerek üretemeyen aciz pazarlar olarak tutulması
hedefleniyor.
Yeryüzünde Allah indinde gerçek din olan İslam medeniyetini
ve temsilcileri olan Müslümanları köleleştirmek için kurulan, gönüllüler ve
müttefikler ağıyla yeryüzüne saran bu Konsey Muhafızları arasında kimler yok
ki.
Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu Başkanı’ndan, OECD tesilcisine, AB Konseyi’nden, Suudi Aramco’ya, dünya finansının en öndeki isimleri, Rockefeller, Rothschild, Ferguson, Lauder ve Mastercard, Bank Of Amerika, Ford Foundation….
Peki bu yapının yol haritasında neler var. Küresel
zorluklara etkili küresel çözümler geliştirmek bahanesi ile Kovid-19’u bir
fırsat haline dönüştürmeye çalışıyorlar. İklim değişikliği, biyolojik
çeşitliliğin kaybı, artan eşitsizlikler, zenginliğin yoğunlaşması, dijitalleşme
ve cinsiyet eşitliği…
Konseyin bilgisi doğrultusunda geçen hafta bir araya gelen OECD ve Avrupa Konseyi temsilcileri, ortak çalışma alanlarını, iyi yönetişimi teşvik etmek, yolsuzluk ve kara para aklama ile mücadele, siber suç, yapay zeka ve biyoteknoloji ile cinsiyet eşitliğini ve sürdürülebilirliği teşvik etmek şeklinde sıraladı.
Adına globalciler dediğimiz bu çetenin yürütme kurulu,
yoksullaştırdıklarının çığlığını dinlemek bahanesi ile, gıdayı, insanlığı,
cinsiyetleri ve toplumun çekirdeği aileyi yok etmek için kolları sıvadılar.
Kadına şiddet kılıfıyla yutturdukları İstanbul sözleşmesi gibi kamusal
taahhütleri kalkan yaparak, yıllardır azdırdıkları dişilik, bastırdıkları
erkeklikle oluşturmak istedikleri cinsiyetsiz üçüncü kişilikleri öncelikle
İslam toplumlarında yayarak nesilleri bozmak istiyorlar. Dünya nüfusu fazla
diye yıllardır kadınlar üzerinden kürtaj ve kısırlaştırma yöntemleriyle
uyguladıkları kirli planlarına şimdi de erkekleri eklediler. Kadınlara
zulmediliyor perdesinin arkasında ne alakası varsa direk erkekliği hedef
alıyorlar. Dikkat edilirse, kendilerinin ürettikleri kargaşa, göç, açlık, ilaca
ulaşamama gibi sorunlardan çok önce iklim değişikliği ve cinsiyet eşitliğini
öne çıkartıyorlar.
ABD düşünce kuruluşlarından CSIS’in senaryolarına göre, yeni
dünya düzenini, aşıyı kimin bulacağı belirleyecek, ABD-Çin dengesinin nasıl
kurulacağı üzerine şekillenecek ve dünya gevşek bir çok kutuplu düzenle
yönetilecek.
ABD-Çin rekabetinde en büyük çatışma alanı bir yol, bir
kuşak projesinin kalbi Müslüman coğrafya olacaktır. ABD’nin Türkiye’yi S-400
bahanesi ile hasımlar listesine alması boşuna değildir. Kovid sonrası Türkiye,
ordusu ve ekonomisiyle güçlü bir şekilde ayakta kalırsa yeni bir çekim merkezi
olarak dünyanın şekillendirilmesinde önemli rol oynayacaktır. Çin aşıyı ilk piyasaya sürerek, askeri ve
teknolojik gelişme çabalarına devam ederken, ABD, iç kutuplaşmayı durduracak
politika üretemedi.
ABD-Çin rekabetinde, çark Çin lehine dönüyor. Çin’in gücü
Hindistan, Japonya, Almanya, Fransa, İngiltere ve diğerleri tarafından
sulandırılarak dengelenmek isteniyor. Türkiye, Atlantik tarafından, Rusya, İran
ve Kuzey Kore gibi ABD’nin gücünü bozucu aktör olarak algılanıyor. Önümüzdeki
dönemde, insanlık dijital senaryolara, yani yapay zekaya teslim edilecek.
İşçilerin yerini robotlar alacağı için kapitalizmin artık ihtiyaç duymayacağı
işçi sınıfının bir şekilde yok edilmesi gerekiyor. O yüzden Uluslararası
Sendikalar Konfedarasyon’una konseyde işçi kıyımı için rol verildi. Önümüzdeki
dönemde geleneksel ve nükleer hipersonik silahlar, otonom sistemler ve sentetik
biyoloji belirleyici olacak. ABD’nin asıl hedefi Türkiye’ye S-400 bahanasi ile
uygulanacak yaptırımlarla nükleer hipersonik silahlara erişimini engellemek.
ABD, İsrail, Atlantik eksenini yönetecek Konseyin
Muhafızları, Akdeniz’de alan kaybetmemek için Türkiye’ye her yönden
saldıracaklar. Ancak çürüme içten başladı. İngiltere tarihinde ilk kez, fakir
çocukları için UNİCEF’ten yardım aldı. G5 teknolojisi direnci, aşı karşıtlığı,
ırkçılık üstüne pandeminin ekonomik zaafiyeti Atlantiği 2030 planlarına rağmen
paramparça edecektir. Konseyin muhafızlarının oyunu bozularak, dinini, aklını,
neslini, nefsini ve ekonomisini koruyacak bir İslam coğrafyası kapitalist zulüm
düzeninin sonunu getirecektir. Vesselam…..