Komşudaki yangın!
Farkında mısınız bugünlerde komşumuz Yunanistan adeta kavruluyor. Hiç de ekonomik konulara el atmaya hevesli biri değilim ama durum pas geçilemeyecek kadar kaotik.
Krizin etkisi iyiden iyiye her Yunanlının canını yakmaya başladı.
Onlar pek bilmez ama biz şerbetliyiz bu kriz işine.
Daha önce defalarca damdan düştüğümüz için de onların bu panik halini anlayabiliyoruz.
***
1980'de, 1994'te ve en son 2001'de Cumhuriyet tarihinin en büyük ekonomik krizinde işsizlik, vurgun, yolsuzluk gündemimizin baş maddeleriydi.
Biz de devalüasyon yapardı hükümetler. Bir gecede paramız değer kaybeder ama döviz yükseldiğinden biraz olsun ihracat geliri yükselirdi.
Ama Yunanlılar bunu da yapamıyor, çünkü Euro'ya geçmiş durumdalar.
Dolayısıyla hükümet, acı reçeteleri adlı adınca fiyatlara zam olarak giydiriyor.
Kemer sıkma politikaları ücretlere yansıyor.
Yıllardır avantaya alışmış Yunanlılar da buna delleniyor.
***
Senelerdir Avrupa'nın eteğinde, günün yarısını Siesta (yatmanın adı oluyor) ile geçiren Yunanistan şimdilerde AB ile ilgili her şeye pişman olmuş gibi.
AB'ye de Euro'ya girdiğine de pişman.
Hem AB'nin kendisini kurtarmasını istiyor hem de verilen borçların geri istenmemesini talep ediyor.
Yunanistan'a dilim dilim yardım gönderen AB ise bu borcu fitil fitil Yunanlıların burnundan getirecek sert koşullar ileri sürüyor.
***
Bir de Yunanistan'ın mızmız çocuk gibi yıllardır sürdürdüğü "az iş çok para" sisteminden ödün vermeden AB'den "hibe" beklentisine girmesi, diğer birlik ülkelerini de tedirgin ediyor.
AB ülkelerinde Yunanistan denilince "Dilenci bir ülke" imajı geliyor akıllara artık.
Kendileri de çok borçlu oldukları için İspanya ve İtalya da Yunanistan korkusuyla kriz kabusları görüyor.
***
Dünya harbinden bu yana İngiltere karşısında birliğin gizli liderliği için hiçbir fırsatı kaçırmayan Almanya ise Fransa'yı da yedekleyerek kime ne kuruş verirse onu bu diyetin altında ezmeye ant içmiş gibi.
Yunanistan'ın Euro bölgesinden çıkacağı ve bankalardaki paralara el konulacağı söylentileri yüzünden son üç günde 7 milyar Euro'ya yakın para bankalardan çekildi.
Hükümet ise halen kurulamadı.
17 Haziran'da tekrar seçim var.
Seçimden galip çıkacak parti kemer sıkmazsa AB "yardım yapmam" diyor.
Bütün partiler ise "kemer sıkmam" diye oy istiyor.
Tam bir paradoks hali.
***
Ekonomik kaos toplumsal ve siyasi kaosa dönmüş durumda.
Girmek istediğimiz AB, şu anda tir tir titriyor.
Türkiye'nin bu çevresel döngüden çok rahat bir şekilde sıyrılacağını düşünerek rehavete kapılmaması gerekiyor.
Tabii ki genel olarak çalışanlar çok daha fazla ücreti hak ediyorlar ancak son memur zamlarıyla ilgili hükümetin ketum tavrını bir de bu gözle okumakta fayda var.
Küresel olmuş alemde kafamıza göre takılma şansımız yok ona göreu2026