Dolar (USD)
32.55
Euro (EUR)
34.84
Gram Altın
2432.12
BIST 100
9645.02
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

01 Ağustos 2014

Komşu hakkı

Hocaefendi, kürsüde komşu hakkından bahsediyordu. Anlattığına göre, İslam'da komşu hakkının büyük önemi vardı. Komşunun malı, canı, namusu, sağlığı, komşusuna emanetti. Herkes, kendi malını, canını, namusunu, sağlığını korumak zorunda olduğu gibi, komşusunun da bu konudaki haklarına riayet etmek, gözetmek, kollamak, savunmak zarureti söz konusuydu.

Komşu komşuyu eziyet ve sıkıntıya sokamazdı. Istırahatını bozamazdı. Bu sebeple, aynı apartmanda yaşayan komşular, eve girip çıkarken kapı önünde veya radyo ve tv'nin sesini yüksek sesle açarak daire içinde, halı veya masa örtülerini silkerken balkonda, komşusunu rahatsız edecek bir davranışta bulunmamaya dikkat etmeliydi. Bilhasa evin kapısını güm diye büyük bir gürültü ile kapamak, merdivenleri tak tak sesiyle tüm apartmana duyurarak inmek, daire kapısının önüne ev halkının ve misafirlerin ayakkabılarını yığıp insanları merdivenlerden inerken zorlanmaya maruz bırakmak, apartmanlarda en çok ihlal edilen komşu haklarından bazılarıydı.

Misafir çok geldi, namaza yetişmek için evden hızlı çıkmam gerekiyordu, misafirleri yolcularken kapıda ister istemez gürültü oldu gibi bahaneler geçerli olamazdı.

Misafir ve ev sahibi de dahil, herkes komşu hakkının ne olduğunu bilmek, bir yere girip çıkarken kimseyi rahatsız etmemesi gerektiğini öğrenmek zorundaydı.

Hoca efendi, benzeri örnekleri de vererek komşu haklarını cemaate detaylı bir şekilde anlatmıştı.

Artık kimsenin komşusuna karşı saygısız davranmasının mazereti kalmamıştı.

O günün yatsı namazından çıkarken, cami cemaatinden biri, Hoca efendiye sokulup selam verdi ve ayakkabılıktan aldığı papuçlarını hoca efendiye göstererek:

u2013 Nasıl hocam, bana satın aldırdığınız yeni ayakkabılarımı beğendiniz mi? diye sordu.

Hoca efendi şaşırdı.

u2013 Ben kimseye ayakkabı satın almayı tavsiye etmedim. Bu söz de nerden çıktı? Ne demek istiyorsun sen?

u2013 Bu ayakkabıyı senin konuşman üzerine aldım ben, Hocam!

u2013 Nasıl yani, ben sana, git ayağına yeni bir ayakkabı al mı, dedim.

u2013 Tam öyle demesen bile, böyle yapmam gerektiğini bana düşündürdün.

u2013 Nasıl oldu bu iş?

u2013 Bugün cuma vaazında, ne niyetle olursa olsun, merdivenden inip çıkarken ayakkabılarınızın topuk sesiyle komşularınızı rahatsız edemezsiniz, dedin ya. Camiden çıkınca ben düşündüm. Ayakkabılarımın altı kösele. Merdivenden inip çıkarken çok ses çıkarttığını farkettim. Bir de sabahın karanlığında namaza giderken, o sessizlikte, ayakkabı sesinin apartmanda ne derece rahatsız edici şekilde yankılandığını düşündüm. Komşularıma verdiğim bu rahatsızlıktan ve saygısızlıktan utanarak derhal bir ayakkabıcıya gittim. Altı kauçuk, merdivenden inip çıkarken hiç ses çıkarmayan bu yeni papuçları aldım.

Bana aldırmış olduğunuz yeni ayakkabılarım nasıl, beğendiniz mi, diye sormaktan kastım, bu yaptığımın doğru olup olmadığının sizin ağzınızdan teyidini duymak içindir. Hocam, doğru bir iş yapmış mıyım sizce?

Hoca efendi, cemaatinden olan zatın, bu ince anlayış ve davranışına önce şaşırdı, sonra da son derece memnun oldu.

u2013 İşte İslam kültürü böyle hareket etmeyi gerektirir. Komşuları rahatsız eden bir davranış, böyle yüksek bir şuurla önlenir, diye cevap verdi.