Komplo teorisyenlerine ölüm!
UNESCO Genel Direktörüşöyle diyor; “Komplo teorileri insanlara, sağlıklarına ve ayrıca fiziksel güvenliklerine zarar veriyor. Pandemi hakkındaki yanlış anlamaları güçlendiriyor ve meşrulaştırıyorlar. Şiddeti ve şiddetli aşırılıkçı ideolojileri körükleyebilecek klişeleri güçlendiriyorlar.”
Anlayacağınız, komplo teorisyenlerine savaş açtılar. Öyle ki UNESCO, #ThinkBeforeSharing diyerekAvrupa Komisyonu, Twitter ve Dünya Yahudi Kongresi ile ortaklaşa bir kampanya yürütüyor.
Hatırlayınız, Oliver Stone, Kennedy suikastının arkasında CIA'nın olduğuna dair güvenilir kanıtlar sunduğu gün komplo teorisyeni olarak yaftalanmıştı.
Covid-19 ve Ukrayna krizi için de aynı şeyi yapıyorlar. Gerçeği haykıran herkesi susturmak için “komplo
teorisyeni” stratejisini devreye sokuyorlar.
“Köpek gibi aşılanacaklar” ya da “aşı olmayana ekmek yok” diyen uzmanlar(!) “kısa boylularda koronavirüs riski fazla” diyen bilim kurulu üyeleri, “3. Doz bulaşmayı durduracak” dedikten hemen sonra” 3. Doz da yeterli değil” diyen aşı mucidi(!) ev ziyaretlerine önlem almak amacıyla “ayakkabı timi görevde” manşetiyle haber yapan kanallar…
Yavaş yürüyenlerin covid-19’dan ölme riskinin fazla olduğuna
dair yapılan çalışmalar(!) “Türkçe
virüsü daha az yayıyor” diyor profesörler,“aşılanmamış kişilerin havayı
kirlettiğini” söyleyen hekimler(!)korona testi yapan köpekler, böcekler daha
neler, neler…
Hatta bir kanal Biontech aşısı zayi olmasın diye 6 doz, 6 kişiye, 6 saat içinde şeklinde yapılan bir uygulamayı gururla haberleştiriyordu.
Kısacası buraya
yazmakla bitiremeyeceğimiz tüm bu saçmalıklar bilim olarak takdim edilirken
asıl gerçeği haykıran ve tüm bu olan bitenleri sorgulayan kişileri de komplo
teorisyeni ilan ettiler. Üstüne bir de uluslararası çapta aleyhlerinde kampanya
yürütüyorlar.
Bu kampanyaya içimizdeki temsilcilerinin de dahil olmasını elbette şaşırmadık. Kimi aşı karşıtlarının fonlandığını kimi de onların FETÖ’cü, vatan hainleri olduklarını savunmaya başladı.
65 yaş üstü bir teyze
belediye otobüsüne alınmadığı için yalvarırken seslerini çıkarmayan uzmanlar(!)
bunlar!
Esasında yetişkin nüfus içinde hiç aşı olmayanların oranı
sadece yüzde 8 civarında… Bu yüzde 8
civarındaki kitle, onların tüm saçmalıklarını açığa çıkardığı için hedefe
konuluyorlar.
Her şey WEF’in “büyük
sıfırlama” politikasına uygun yürüyor. Bunun için de ülkemiz başta olmak üzere
tüm dünyanın zihni açık, sorgulayan, cesur insanlarını susturmak istiyorlar.
Zira onlar (komplo teorisyeni olarak etiketledikleri
insanlar)başından beri “Büyük Sıfırlama”
yolunda küresel ekonominin kontrollü yıkımını ve bunu da Covid-19 saçmalığına
alet eden uzmanları(!) deşifre eden insanlar…
Bakınız son zamanlarda hiçbir medya ve kadrolu uzmanları gençlerin ve sporcuların ani kalp krizi nedeniyle ölümlerini sorgulamıyor.
İsviçre Lozan
Üniversitesi Hastanesi Pediatrik Kardiyoloji Bölümü tarafından 2006 yılında
yayınlanan bilimsel bir araştırmaya göre, 1966-2004 yılları arasında 35 yaş
altı sporcularda tam olarak 1101 ani ölüm meydana gelmiş.
Ocak 2021 ile Nisan
2022 arasındaki aylık ortalama ölüm sayısı ise, 1966 ile 2004 arasındaki aylık
ortalamadan %1700 daha yüksek ve 2022 için şu ana kadarki eğilim, artan ölüm
sayısı devam ederse bu sayının %4120'ye kadar çıkabileceğini gösteriyor.
Mart 2022'deki ölüm sayısı bile önceki yıllık ortalamanın tam üç katı! Peki, bilim ve medyası bunu nasıl yorumluyor bir de ona bakalım.
Uzmanlar soğuk suya ani maruz kalmanın kalp krizini tetiklediği konusunda uyarılarda bulunuyor.
Avrupa Kardiyoloji Derneği ise bu ölümleri toprağa bağladı! Yani topraktaki ağır metaller, böcek ilaçları ve plastikler vs.
İngiltere’deki bir medya kuruluşu da ani kalp krizlerini artan enerji faturalarına bağladı. Amerikan Kalp Derneği'nin bir raporuna göre, bilimsel araştırmalar yaz saatinin kalp hastalığı ve felçle bağlantılı olabileceğini bulmuş!
Yani genç sporcuların ani kalp krizi geçirerek ölmelerinde aşı hariç tüm nedenler var. Nasıl bilim ama?