Koltuk uğruna
Siyasi tarihimizde iktidar olabilmek için siyasilerin oy uğruna, koltuk uğruna seçmene verdiği enteresan vaatler olmuştur.
Döner- ayranlı mitingler düzenleyip mazot 1 lira olacak diyenden üniversite sınavı kalkacak diyene, ‘herkese biri ev biri araba’ olmak üzere iki anahtar vereceğim diyenden ‘kim ne verirse beş lira fazlasını vereceğim’ diyene, ‘her bir ile havaalanı ve hızlı tren’ diyenden ‘faiz kalkacak’, ‘beş bin tank üreteceğiz’ diyene, ‘Susurluk’u çözeceğiz’ diyenden ‘Apo’yu idam edeceğiz’ diyene, ‘ofsayt illetini kaldıracağım’ diyenden ‘yoksul aileleri maaşa bağlayacağım’ diyene, ‘parası olmayana bedelsiz askerlik’ diyenden ‘askerlik süresini altı aya indireceğim’ diyene, ‘sıfır açlık’ diyenden ‘her köylüye traktör’ diyene, enteresan vaatlere şahit olduk ama bu vaatleri verenlerin hiç birisi verdiği sözü yerine getiremedi.
İktidar olabilmek için sadece söz vermekle kalmamış bazıları. Gizli ve kirli pazarlıklar içine girip ihanete varan iş birlikleri kuranlar da olmuş siyasi tarihimizde.
Ülkemizi Batı’ya şikâyet edenleri de gördük, Batı’yı, iktidarı devirmek için çare görenleri de.
Türkiye’nin bütünlüğünü ve anayasal düzenini hedef alan PKK, DHPK-C ve FETÖ’ye bir türlü ‘terör örgütü’ diyemeyenleri de gördük, ‘Biz hapiste hasta yatan PKK’lıya da gittik, DHKP-C’liye de gittik. Hiç ayrım yapmadık’ diyenleri de.
Gezi darbesinin organizatörü ve terör örgütlerinin aktif katılımcısı ve destekçisi olduğu iddiasıyla tutuklananlara bütün varlığıyla destek olanları da gördük, kimi zaman tutuklu DHPK-C sanıklarının davasında, kimi zaman FETÖ’cülerin, kimi zaman PKK’lıların davalarında onlara destek için boy gösterenleri de.
250 sivilin katledildiği 15 Temmuz darbe girişimine ‘15 Temmuz kontrollü darbedir’ diyenleri de gördük, doğduğu ve doyduğu ülkesine, şehit ve gazi yakınları olmak üzere toplumda infial yaratan ‘Katil devlet’ diyenleri de.
FETÖ’nün avukatlığına soyunanları da gördük, seçilmiş cumhurbaşkanına ‘diktatör’ diyenleri de.
Bütün bunları oy uğruna yaptılar. Tarih böylelerinin ihanetleriyle doludur. Sonradan da çıkıp “helalleşelim” çağrısında bulunup gözümüzün içine baka baka alay ettiler. Halkımız bunları unutmadı ama bunları yapanlar yaptıklarını unutmuş gibi halkın karşısına çıkıp tekrar tekrar oy istemekte ve yeni yeni vaatlerde bulunmaktadırlar.
Cumhuriyetin 100. yılına denk gelen 2023 seçimleri Türkiye için yeni bir dönemin başlangıcı olacaktır. Prangalarından kurtulmak üzere olan ülkemizi yeniden egemen güçlerin ve devletlerin boyunduruğu altına sokabilmek için var gücüyle çalışan iç ve dış mihraklar yeni yeni oyunlar peşindeler. Aslında yeni yeni oyunlar değil de eski oyunları yeniden oynama çabasındalar. Oyunlar aynı, oyuncular farklı.
Özleri ve sözleri farklı, misyonları ve vizyonlar ayrı, hatta ideolojileri birbirine düşman altı siyasi partinin bir masa etrafında toplanıp iktidarı devirebilme hesapları bundan. Halkın tepkisini almamak için gizli ortakları olan HDP ile bir arada gözükmemek için çaba sarf eden bu altılı masanın hedefi daha iyi bir Türkiye değil daha bağımlı bir Türkiye.
Projelerden vaz geçme, yatırımları durdurma, kazanımları bir kalemde silme vaatleriyle iktidara gelmeyi planlayanların ülkeye ve millete kazandıracağı ne olabilir ki?
