Kod adı: Yenikapı
15 Temmuz'dan sonra 7 Ağustos da Türkiye hatta dünya tarihine altın harflerle geçecek. 15 Temmuz 2016 akşamından 16 Temmuz sabahına kadar yeryüzünün onur duyduğu bir kıyam sergileyen bu millet dünya tarihine müdahale ederek emperyalistlerin alçakça planlarını bozdu.
Başta İstanbul ve Ankara olmak üzere 81 ilde özellikle Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın CNNTÜRK'te Hande Fırat'ın sunduğu programa telefonla görüntülü bağlanarak milleti alanlara ve havalimanlarına çağırması ile başlaya milli iradeye sahip çıkma süreci 25 gündür aralıksız sürüyor. 7 Ağustos günü ise 80 ilde ve İstanbul Yenikapı miting alanında on milyonlar 15 Temmuz Şehitlerine ve milli iradeye sahip çıktı.
Yenikapı mitingi, kapıların gerisinde duran, yer olmadığı için alana giremeyenleri de hesaba katarsak bu sayıyı 6 milyondan az değildi. Batı'nın çekemediği de bu. Batı kara propagandasına bu millet inanacak, tehditlerine kulak verecek sandı, fena yanıldı.
Batı FETÖ darbe teşebbüsü sürecinde yeni bir milletle tanıştı;
Kamyonlarla insan taşıyarak darbeye mani olan çarşaflıların, darbecilerden aldığı tankı google araması ile kullanabilen delikanlıların, üzerlerinden geçen helikopteri zıplayarak yakalamaya çalışan insanların, dekolte giysisiyle tankların üstüne üstüne tekbirlerle giden bayanların, ezanlarla darbe durduran müezzinlerin, paletlerinin altında can vereme pahasına tankın üstüne çıkmaya can atan yaşlıların, vatan, milli irade deyince kariyerini, yaşamını millete feda ederek en öne atılıp şehid olan Profesörlerin, evde çocuğum, bebeğim var demeden ağır makineli silahlara aldırış etmeyerek darbecilerin üstüne üstüne yürüyen gencecik annelerin, Türklerin, Kürtlerin, Arap, Laz, Çerkezlerin, dindarın, ateistin, Sünni ve Alevilerin sırtı sırta verdiği bir milletle tanıştı ABD ve Batı.
Artık hiçbir şeyi saklamanın gereği kalmadı. Düşman açıktan saldırıyor, içerdeki işbirlikçileri bu saldırıları açıktan yürütüyor. Biz neden hala mülahaza ile kıvıralım ki?
Pek çok yazımızda saydığımız sebeplerden dolayı ABD yeni bir emperyalist paylaşımla dünya düzenini tamamen ele geçirmek istiyor. Amerika'nın bu hedefini gerçekleştirebilmesi için sembol ülkeleri, liderleri ezmesi gerekiyor ki diğer ülkeler ve liderler ABD'nin amacına ulaşmasında zorluk çıkaramasın.
İşte Türkiye bu açıdan çok önemliydi, zira Türkiye'nin ABD tarafından düşürülmesi, Recep Tayyip Erdoğan'ın düşürülmesi başta İslam dünyası olmak üzere diğer ülkelerde moral motivasyonu yerle yeksan edecek ve bu ülkelerin az maliyetle enterne edilmesi sağlanacaktı.
15 Temmuz FETÖ darbe teşebbüsünün birincil hedefini Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan belirtmişti:
"15 Temmuz, ülkesine ve milletine ihanet eden bir silahlı güç eliyle ülkemizi işgal girişimidir. Şayet darbe başarılı olsaydı bin yıldır bizim olan bu coğrafyanın kimlere altın tepsi içinde sunulacağını hepimiz gayet iyi biliyoruz."
Evet, çok iyi bildiğimiz bir şey daha var;
Allah muhafaza 15 Temmuz'un başarılı olması halinde plan şöyle işleyecekti:
Fetullah Gülen 16 Temmuz'da Amerika tarafından Kainat İmamı/Halife ve Mehdi olarak cübbelendirilerek Türkiye'ye gönderilecekti. CNNİnt ve diğer uluslar arası basınını canlı yayınla Türkiye'de İslam Dünyasının yeni lideri takdim ve takdir edilecekti. İş burayla sınırlı kalsa belki tolere edebilen çıkabilirdi, lakin Fetullah Gülen'i sırmalayıp gönderen güç kendisinden şunu isteyecekti;
"İran sana biat etmeli, Suudi Arabistan sana biat etmeli ve Kabe'nin anahtarlarını sana teslim etmeli, haydi bu ülkelere çağrıda bulun."
Tabi ki Feto'nun bu saçma çağrısını İran red edecekti, Suudi Arabistan hayır diyecekti. İşte asıl plan burada devreye girecekti.
Nasıl mı?
İran birden bire kendisini PKK ile karşı karşıya bulacaktı. Fetullah'ın darbeci generallerinin desteğiyle PKK İran'a karşı ağır mı ağır saldırıya geçecek, İran'daki muhalif unsurlar da PKK ile birleşerek İran kan gölüne dönecekti. Bunu Türkiye başlattığı için İran Türkiye'ye savaş ilan edecekti. İran Türkiye savaşı başlayacaktı.
Suudi Arabistan ise birden DAEŞ saldırılarına sahne olacaktı. ABD'ye biat eden Fetullah Gülen'in emrine verilen DAEŞ Türkiye'nin desteğiyle Suudi Arabistan'a saldıracak, kutsal mekanlar yerle bir edilecek, hatta Resul-i Ekrem'in as makberi parçalanıp pak bedeni yurtdışına kaçırılacaktı. Suudi de bu sebeple Türkiye ile savaşa girişecekti.
Mısır, Yemen, Ürdün, Pakistan ve diğer İslam ülkeleri bu durum karşısında birbirine girer ve 3. Dünya Savaşını İslam Dünyası kendi arasında yaşayacaktı. 3 ay boyunca süren bu kaotik ortam ve savaşlarda yüz binlerce insan hayatını kaybedecekti.
ABD ve avaneleri bu durum karşısında 'bana ne'ci davranamazdı. BM toplantı üstüne toplantı yapacak, 1. ve 2. Dünya Savaşlarını başlatan Hıristiyan Dünya ABD'nin öncülüğünde bölgemize müdahale kararı alacaktı.
İşte hedef buydu. BM kararı ile İslam Dünyası Haçlılar tarafından işgal edilecek, bu coğrafya 100 yıllık yeni bir paylaşıma sahne olacaktı.
4'e bölünmüş Türkiye, 4'e bölünmüş İran, darmadağın Arap Dünyasıu2026
Ne demişti Reis?
"Aziz milletim, devlet ve millet olarak, 15 Temmuz darbe girişimini çok iyi analiz etmeliyiz. Sadece bu ihaneti gerçekleştirenleri değil, onların arkalarındaki güçleri, onları harekete geçiren saikleri de çok iyi değerlendirmeliyiz.
Ey millet, sen esaret ve zillet kabul eder misin?"
Millet kabul etmeyeceğini 15 Temmuz'dan bu güne kadar meydanlarda gösterdi. ABD ve Batı Yenikapı ile belirginleşen "Yeni Millet, Yeni Türkiye" ile ilişkilerini yeniden gözden geçirmek durumunda olduğunu unutursa tarihin çöplüğüne atılır.