Kod adı sefir
Başkan Erdoğan’ın Suriye’ye operasyon sinyalini vermesinin ardından, istihbarat örgütlerinin eylemleri bir birini kovaladı. Suriyeli El Muhaberat, İranlı SAVAK, ABD’l CİA, DİA, İsrailli MOSSAD, İngiliz MI6, Fransız gizli servisi DGSE, Rus askeri istihbarat servisi (GRU), Katar, BAE, Suud istihbaratlarının cirit attığı bölgede MİT, fincancı katırlarını ürkütmeden, tereyağından kıl çeker gibi terör örgütü ele başlarını birer ikişer saf dışı etmesi bölgede Türkiye’nin izni olmadan hiçbir taşın yerinden kıpırdatılamayacağını dost düşman herkese gösterdi.
Oyun kurucuların hedef ülkelere bizim sizinle işimiz yok,
fakirliğinizin, zorluklarınızın sorumlusu olan sizi yönetenler giderlerse rahat
edersiniz mavalını içerde ve dışarda Türkiye karşıtları dillendirip duruyor.
Fransızı, Almanı, Guteres’i, Zelenkiy’si, Putin’i Başkan Erdoğan’ın
politikaları karşısında şapka çıkartırken, ezberletilmiş muhalefet Suriye’de
yanlış yapmasaydık, bu kadar göçmenimiz olmazdı, ekonomi daha iy olurdu,
Esed’le barışmak zorunda kalmazdık babından ipe sapa gelmez argümanlarla
emperyalizmin değirmenine su taşımaya devam ediyorlar.
Defalarca bu köşeden yazdık, batı emperyalizminin bölgede
bir numaralı derdi İsrail’in güvenliğidir. İsrail ise çevresinde tutunamayacak
İran-Şii uyduruk düşmanlığı ile gerçek tehdit olarak gördüğü Sunni halkları
krallıklar tarafından baskı altında tutulmasını, devletlerinin parçalanması,
çatışmalarda ve savaşlarda öldürülmeleri, topraklarını terketmelerini
hedefliyor, planlıyor.
2011 Beşar Esed’e karşı halk ayaklanmasına destek
verenlerin, Esed’in yerine geleceklerin İsrail’e daha büyük tehdit olacağını
gördükleri için politika değiştirerek bölgede kaosa oynamalarının vebalini
Türkiye’nin sırtına yıkmak istiyorlar. Sanki Esed’le diplomatik ilişkiler Türk
uçağının vurulması sonrasında kesilmemiş te, yok efendim Esed’le diyoloğu
kesmeseydik bu kadar göçmenimiz olmazdı gibi hakiketlere kör, emperyalist
propaganda aparatlarını topluma boca etmeye çalışıyorlar.
Batı’nın bir sonraki hamlesi ise Beşar’ın gitmesi rejimin
ayakta tutulması üzerine oldu. Ukrayna savaşı Rusya ile ABD arasında Fırat’ın
doğusu ABD destekli PKK/PYD teröristlerinin, batısı Rus-İran destekli rejimin şeklindeki Suriye paylaşımını da rafa
kaldırdı. Erdoğan’ın Suriye operasyonu çıkışı üzerine Suriye Muhalif hükümet
başkanı Abdurrahman Mustafa Washington’a çağrılarak Türkiye’den kopmaları
durumunda, kendilerinin statü verilmesi konusunda destek sözü verildi. Putin,
12 Temmuz'da, Türkiye’den Suriye'nin kuzeybatısına gönderilen insani yardımlar
üzerindeki BM denetimini 6 ay uzatmayı Başkan Erdoğan’ın ricası üzerine kabul
etti.
Başkan Erdoğan’ın Tel
Rıfat ve Münbiç operasyonu ısrarına Putin, Fırat’ın doğusundaki terörün de
bitirilmesi, terörü besleyen ABD’nin tamamen Suriye’den çekilmesi gerektiği
hamlesi ile cevap verdi. Soçi’de Başkan Erdoğan’ı 15-16 Eylül tarihlerinde
Özbekistan’ın Semerkant ilinde yapılacak Şangay İşbirliği Örgütü toplantısına
davet etti. Erdoğan daveti memnuniyetle kabul etti. Putin diğer yandan Esed’i
de ŞİÖ toplantısına davet etmeyi ihmal etmedi. Çavuşoğlu ile ayaküstü görüşen
Mikdad gibi Erdoğan’ın Esed ile en azından ayak üstü görüşmesinin zemini
hazırlandı.
Türkiye’de muhalefet aksini iddia etse de Erdoğan 15-16
Kasım tarihlerinde Endonezya’da yapılacak G-20 toplantısına da davetli. Yani
Türk ekonomisi öldü, bitti diyenlere nazire olarak, Erdoğan-Putin dayanışması
Türk ekonomisine, tahıl koridorunda, enerji denkelinde hatta ve hatta Akkuyu’da olduğu gibi yeni bir can verdi.
Türk seçmeni 2023 seçimlerinde Biden’in dostlarıyla kurduğu
6 artı bir masasına mı yoksa ABD’nin emperyal emellerine direnen Erdoğan’a mı
oy vereceğine karar verecek. 2023 demişken, 6’lı masada İmamoğlu isminin hala en
önde olduğunu hatırlatalım. İmamoğlu’nun Arı grubunda kod adının (lakabı) sefir
olduğunu hatırlatan iyi bir tanıdığı, İmamoğlu her zaman sefirlik görevini
başkanlık görevine tercih ettiğini vurguladı. O yüzden İstanbul kar felaketi
yaşarken İngiliz baş sefir ile görüşmenin iptal edilemeyecek kadar önemli
olduğunu söyledi. İmamoğlu sefirlik görevini verenler, 6’lı masanın adayı
olmasını canı gönülden istiyor. İmamoğlu’nun sefirlik görevleri arasında
Bizans’a ait isim ve yapıları öne çıkarmak, Osmanlı’yı topluma kötülemek var. O
yüzden İmamoğlu Ayasofya’nın açılışına ayak diredi. O yüzden Kanal İstanbul’a
direniyor. O yüzden Yerebatan sarnıcında giriş çıkışların yerini değiştirerek
birilerine mesaj verdi. O yüzden İstanbul’a hizmet yerine mülteciler üzerinden
Türkiye’yi sıkıştırmaya çalışıyor.
Son söz, bugüne kadar yıllardır zulme uğrayan Filistinliler
hakkında tek söz edemeyen Ümit Özdağ, İsrail ve Yahudi lobileriyle, ABD’deki
düşünce kuruluşu JİNSO, Rant Corporation ile görüşerek, Suriyeli düşmanlığı
pompalıyor. Yani, İmamoğlu ile aynı safta İsrail’in güvenliği için Anti Erdoğan
propagandası yürüterek sefirlik görevlerine devam ediyorlar. Erdoğan-Esed
görüşmesi Türkiye’nin muhalifler gözünde puan kaybetmesini bekleyenlerin
önümüzdeki günlerde yapılacak operasyonlarla 2 milyon nüfuslu Fırat’ın doğusunu
taşıma teröristlerle işgal etmeye kalkanlara en büyük darbenin Fırat’ın
doğusundaki özgürlüğe susamış Arap-Türkmen…. Halklardan geleceğini
hatırlatalım…. Türkiye, bölgede barışın teminatıdır. Terör örgütlerinden
temizlenmiş bir bölge bütün dünyanın refah ve huzuruna katkı sağlayacaktır.
Vesselam…..