Kızılay Kongresi'nde
8 yıl
yönetiminde bulunduğum için Kızılay ile ilgilenmeye devam ederim ve dimdik
ayakta olmasını isterim.
14 Mayıs
Cumartesi günü Türk Kızılay’ı 103. Genel Kurulunu yaptı. Sonrasında sosyal
medyaya da bir önceki başkan Vekili ve Yönetim Kurulu üyesi halen de TİKA
Başkan Vekilliği görevini yürüten Dr.
Ümit Naci Yorulmaz'ın Genel Kurulda yaptığı konuşma düştü. İlgi ile
dinledim. Konuşmasında çok isabetli, gerekli eleştirilerde bulundu ve yeni
yönetim kurulunu kültürümüze yakışır şekilde latif bir üslupla uyardı.
Kızılay’ın
bankadan faizli kredi çektiğini, önemli gayrimenkulleri sattığını duymuştum
fakat inanmamıştım. Yardım faaliyetlerine önem vermek yerine ticari faaliyetlere
önem vererek holdingleştiği ortalığa yayılmıştı ama kurumun misyonuna ve
vizyonuna yakıştıramamıştım. Açıkçası bunların gerçek olduğunu Naci Yorulmaz'ın
konuşmasıyla öğrendim, üzüldüm.
Naci
Yorulmaz’ı da yönetim kurulunda koyduğu şerhlerdeki cesaretinin yanında Kerem
Kınık’ın listesinden yeni yönetim kuruluna girmek istememesini ve genel kurulda
açık yüreklilikle yeni yönetim kuruluna yaptığı uyarıları saygıyla karşılıyor
ve tebrik ediyorum.
Kızılay
hepimizin. Sadece ekonomik olarak değil kanımızla da desteklediğimiz bir
kurumdur. Hiç bir siyasi görüşe de ait değildir.
154 yıllık
bir kurumu yanlışlardan ari tutmak için yapılan eleştiri ve şerhler siyasete
alet edilmemelidir. Hangi ideolojiden olursa olsun sivil toplum kuruluşlarını
yıpratmak İçin yapılan haberleri kınıyorum. Bir kesim kurumları siyasete alet
ederek yıpratırken sivil toplum örgütlerinin yaptığı yanlışları da siyasete
alet etmek bir o kadar kötüdür. Belli ki Naci Bey, oldukça nezih bir üslupla
kime sorsak yanlış olduğu söylenecek kararlara itiraz etmiş, şerh koymuş. Bu
durumu İktidar ve muhalefet çatışmasına dönüştürülmemeli. Haklı eleştiriler
yerini bulmalı diyorum.
Unutmayalım Sivil Toplum kan kaybederse millet olarak kaybederiz. Kan kaybeden insanlara yardım eden Kızılay, sivil toplum kuruluşlarına örnek olmalı. Kanlı, canlı olmalı. Sivil olan her şey ayakta kalmalı ki insan unsuru değer kazansın.