Kız çocukları ve ataerkillik
11 Ekim,
dünyada Dünya Kız Çocukları Günü olarak kutlanmaktadır. Dünya Kız Çocukları
Günü vesilesiyle kız çocuklarına yönelik ayırımcılıklarla mücadele edilmesi ve
kız çocuklarının bütün insan haklarından tam olarak istifade etmesi için çaba
gösterilmesi gerekmektedir. Kız çocuklarına karşı ayırımcılıklarla mücadele
edilmesi ve kız çocuklarının insan haklarını bir bütün olarak kullanabilmeleri
için ataerkilizmin dışında eşitlikçi, adil ve ahlaki bir yaklaşımla kız
çocuklarına dair anlayışımızı ve yaklaşımımızı değiştirmeliyiz.
Dünyanın
bütün toplumlarında kadınlar ve kız çocukları baskıya, şiddete ve ayırımcılığa
maruz kalmaktadır.Kadın ve kız çocuklara yönelik bütün eşitsizliklerin ve
ayırımcılıkların temelinde yüz yıllardır kurumsallaşan ve kemikleşen
ataerkilizm bulunmaktadır. Ataerkilizm, görünen ve görünmez biçimleriyle kadına
ve kız çocuklarına yönelik ayırımcı ve baskıcı tutumları ve davranışları
belirleyen karanlık bir sorundur. Ataerkilliğin karanlığını sorgulayarak kadın
ve kız çocuklarına yönelik insan ve hak merkezli eşitlikçi yeni bir insani
durumun yaratılması mümkün olabilir.
Kız çocukları,
erken yaşlardan itibaren gelin adayı olarak görülmektedirler.Dünyada her gün
yaklaşık 35 bin kız çocuğu evlendirilmektedir. Yılda 15 milyon kız çocuğunun
evlendirildiği hesap edilmektedir. Kız çocuklarını yeni gelin adayı olarak
görme saplantısından vazgeçmeli ve kız çocuklarının erken yaşta
evlendirilmesiyle kesinlikle mücadele edilmesi lazımdır. Kızlar, erken yaşlardan
itibaren evliliğe değil, iyi bir eğitim almaya motive edilmelidirler. Bugün
dünyada 135 milyon civarında kız çocuğunun hiçbir eğitim sürecine katılmadığı
tahmin edilmektedir. Evliliğin değil, eğitimin kız çocuğu için birincil ihtiyaç
olduğu konusunda yeni bir farkındalığın oluşturulması gerekmektedir.Tevfik
Fikret, kadını ve kızları eğitimden mahrum etmenin insanlığı cehaletin
karanlığına götüreceği konusundaki uyarısını şu çarpıcı satırlarla yapmaktadır:
“Kurtuluşun beşiği olan ana kucağı/Donatılmak ister... Evet, anaların bağrı/Uygarlığın
kutsal bahçesidir!/ En geri, En aciz, en bahtsız millet, kadınlığı/Cehalete
kardeş edendir!”
Erken
evlendirilen kız çocukları, erken yaşlarda hamile kalmaktadır. Hamilelik, 15-19
yaş arası kız çocukları arasında gerçekleşen ölümlerin en birincil nedenidir.
Kız çocuklarının sağlığını ve hayatını tehlikeye düşüren hamilelik durumundan
kesinlikle kaçınılmalıdır. Kız çocuğu, gelin veya anne olmamalıdır. Kız çocuğu,
sadece ve sadece gelişimini sürdürme imkanına sahip çocuk birey olmalıdır.
Ataerkil
kültürlerde kadına ve kız çocuklarına ait olduğu düşünülen şeyler değersiz görülmekte veya onlarla alay edilmektedir. Erkeklerin
dünyasına ait özellikler yüceltilmekte ve değerli olarak algılanmaktadır. Kadın
ve kızlara ait birçok şeyin küçümsendiği veya alay edildiği bir ortamda kadın
ve kızların erkeklerin dikkatini çekecek çaba içinde olmaları dayatılmaktadır.
Erkekler, kadın ve kızların dünyasına ait özelliklerle alay etmek yerine onlara
karşı duyarlı olmalı ve saygı göstermelidirler. Kadın ve kızların, erkeklerin
dikkatini çekme şeklinde birgörevleri yoktur. Kadın ve kızlar, erkeklerin
dikkatini çekmek yerine kendilerini gerçekleştirmeye ve bireyselliklerini tamamlamanın
çabası içinde olmalıdırlar.
Her kız
çocuğunun kendisine özgü bir hikayeye sahip olma hakkı vardır. Ataerkilizm,
kadına ve kız çocuklarına tek boyutlu varlıklar olarak bakmaktadır. Ataerkilizme
göre kadın ve kızların, erkekleri desteklemek dışında birözellikleri yoktur.
Ataerkilliğe göre kadın ve kızın değeri, erkeğin onayına ve arzusuna göre
değişmektedir. Kadının veya kız çocuğunun erkeğin hikayesinde bir unsur olmanın
dışında bir kişiliğe ve özelliğe sahip olmaması, ataerkilizmin kadına ve kız
çocuğuna yaklaşımını yansıtmaktadır. Kadın ve kızlar, erkeklerin hikayelerinde
aldıkları yer kadar değere sahip nesneler değildirler.Kız çocuklarına kendi
hikayelerini oluşturmanın kendilerini değerli kılacağı ve erkeklerin hikayelerinde
yardımcı karakter olmak şeklinde bir zorunlulukları ve kaderleri olmadığı
konusunda eşitlikçi bir eğitimin verilmesine ve farkındalığın oluşturulmasına
ihtiyaç vardır.Ataerkilizminana esası alan nihai patronun erkek olduğu anlayışı
terk edilmelidir. Kadın ve erkeğin eşit olarak kendi hikayelerini
oluşturdukları insan merkezli yeni bir kültürel ortam oluşturma sorumluluğumuz
vardır. Ataerkilizme teslim olarak kız çocuklarımızın mutlu olduğu eşitlikçi ve
adil bir dünya oluşturmak imkansızdır.
Kız çocuklarını ataerkil kalıplara sokmak için kız çocuğunun ne olup olmayacağına dair birçok kalıp dayatılmaktadır. Kız çocuklarını ataerkil kalıplara sokmak yerine, onları özgürce ve onurluca kendi hayat stillerini oluşturmalarının daha sağlıklı olduğu gerçeğini tanımalıyız.Kız çocuklarının düşüncelerini, davranışlarını, giyimlerini ve yaşam tarzlarını doğmadan önce ve sonra belirlemeye hiçkimsenin hakkı yoktur. Kız çocukları, erkek çocuklarının gerisinde bir yere ve role sahip değildirler. Kız çocuklarının özgüvenlerini yitirmeyecekleri, baskı ve şiddetle karşılaşmayacakları, duygularını ve düşüncelerini rahatça ifade edebildikleri ortamları aile içinde ve dışında oluşturma sorumluluğumuz vardır. Kız çocukları, ataerkilliği kader olarak kabul etmeye ve içselleştirmeye mahkum değildirler. Kız çocuklarının eşit, onurlu ve özgür bireyler olarak kendilerini gerçekleştirme ve ataerkillikten kendileri özgürleştirme hakları vardır.