Kıyıya vuran cesedin verdiği mesaj
Dünyadaki
en önemli konulardan bir tanesi yüce Allah’ın insanı yaratması ve yaratırken de
insanı tek başına bütün dünyaya örnek olabilecek kabiliyetlerle yaratmasıdır.
İnsanın
bulunduğu coğrafya, içerisinde yaşadığı maddi manevi koşullar önemlidir.
İnsanın dünyaya verdiği mesajın ne olduğu çok önemlidir. Ama her insan, tek
başına dünyaya yetecek bir veya birden çok mesaj verebilir. Bunu mutlaka
bilimle veya başka bir şeyle desteklemiştir. Böylece bir insan, bütün dünyanın
faydalanabileceği bir eserle hayatlara dâhil olur.
Edison
gibi Cezeri gibi Özdemir-Selçuk Bayraktar gibi Yunus Emre gibi Farabi gibi Aziz
Sancar gibi İmam Gazali gibi zatlar bilim dünyamıza, manevi dünyamıza ışık
tutarlar. Bunların dışında sıradan bir insan, bir duruşuyla bir bakışıyla dahi
büyük mesaj verebilir, örnekler gösterebilir. Afrika’nın en ücra köşesinde
doğan bir çocuğun iki yaşlarında aç ve zayıf bedenine rağmen acı bir bakışıyla
küçük bir göçmen çocuğun denizde boğulup kıyıya vuran cesediyle verdiği mesaj
tüm dünyaya yeter.
Bu tip
örnekler her bakımdandır. Maddi manevi her konuda cesaret, sabır, azim, ilim
gibi özellikler, teknolojik kolaylıklar ve akla hayale gelecek her fayda örnek
olarak görülebilir.
Herkesten
dünyada bir tanecik var. Allah böyle âdet yapmış, böyle yaratmıştır. Herkesten
biricik var vedolayısıyla biricik olduğu için o insandan alınacak birçok kıymet
ve örnek var. Bu kıymetler henüz bilinmese de bir gün ortaya çıkacaktır.
Bu
kıymetlerin ortaya çıkması için bu insanlar işlenecek..hem de hep beraber
işlenecek. İşlendikten sonra o insan ve örneklerin faydaları insanlığın
hizmetine sunulmuş olacak.
Bugüne
kadar bu durumun kanaatimizce gerçekten tersi yapılmış. İsimleri ne olursa
olsun insanlar, okul mezuniyeti ve mesleki becerilerinden dolayı bir ünitenin
içerisine “Hadi gir bakalım” denip sokulmuş ve yirmi yıl, otuz yıl orada
çalıştırılmışlar. En netice o insanı emekli etmişler. Evine, çoluğunun
çocuğunun yanına geri göndermişler.
Hani
cihanşümul bir kıymeti vardıbu insanın?
Ne
cihanşümul değeri..bir ünitenin dışına çıkamamış, çıkarılmamış. Bu üniteye gir
denilmiş ve ya işçi ya memur ya mühendis olarak çalıştırılmış. Milyarların
içerisinde bir parça olarak sürünmüş, gitmiş. Biz daha bu insanın insanlığından
istifade etmedik, edemedik. Allah’ın bir kıymetini gördük. Hatta ne kıymeti
olduğunu bile değerlendiremeyip fark edemedik.
İşte
böyle bir durum, büyük bir yanlıştır. Bu yanlışlar, her insandaki kıymet ve
örnekleri köreltebilir, yok edebilir ve
onları mahveder. Bu yanlışlardan beri olmanın yolu, insanlığın ihdas edilmesi
ve yürütülmesidir.
Birincisi
bu yolda “Her insanın değerlendirilmesi lazımdır.” İkincisi, “Acaba bu
dediğimiz doğru mudur? Saçma mı yoksa bir gerçeklik payı var mı?” sorusunun
cevabıdır.
Bunu,
tüm Peygamberlere bakarak, mücadeleleri üzerinden öğrenebiliriz. Bütün
Peygamberlerden önce kendi Peygamberimizin hayatına bakmamız bile yeterlidir.
Hem son Peygamber hem de kendi Peygamberimizdir. Üstelik kendi hayatından bol
bol örnek vardır.
Peygamberin
dokunduğu yerde ve zamanda değerlendirilip kıymetli hale, örnek hale gelmemiş
ne var ki?
Ebu
Cehil bile bir değer oluşturmamış mı? Kendini değerlendirmeyen, insanı
değerlendirmesini bilmeyen, beceremeyen tüm dünyaya örnek olacak mesaj
verebilir mi?
Dünya,
zıtlıklarla anlaşılır. Bir insanın kıymeti, örnekleri, mesajı zıtlarıyla anlam
kazanır. Zıttı olmadan o şeyin değeri anlaşılamaz, kıymeti bilinemez.