'Kıyâmet Savaşı' yaklaşıyor mu?..
Kıyametin
büyük alametleri çıkmadan önce çok kanlı bir savaş olacak. Bu savaş, tarihin
seyrini değiştirecek, zülümle dolan yeryüzü adaletle dolacak. Bu savaşla insanların
hayırlı olanları, şerli olanlardan ayrılacak. Bu savaşın ismi; “Armageddon”
değil, “el-Melhemetü’l-kübrâ”dır. Melhame, “et” anlamına gelen
“lahm” kelimesinden türetilmiştir. Savaşın şiddetinden, insanlar et misali
birbirlerine karışacak veya öldürülen insanların etleri etrafa
dağılacaktır. (En-Nihaye fi’l Garibi’l Hadis)
Bu
savaşa giden süreç şöyledir. Müslümanlar, Beytü’l-Makdis’i alacaklar. Hadis-i
şerifte buyuruldu ki:
“Müslümanlar,
Yahudilerle harbetmedikçe kıyâmet kopmayacaktır. O harpte müslümanlar (gâlip
gelerek) Yahudileri öldürecekler. Öyle ki Yahudi, taşın ve ağacın arkasına
saklanacak da, taş ya da ağaç; “ey Müslüman, ey Allah’ın kulu, şu arkamdaki
Yahudi’dir, gel onu öldür,” diyecektir.
Sadece Garkad ağacı müstesnadır. Çünkü o, Yahudilerin ağaçlarındandır.”
(Müslim 7339)
Beytü’l-Makdis,
alındıktan sonra İslamla şenlenecektir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
“Resûlullah
sallallahü aleyhi ve sellem; Beytü’l-Makdis’in imarı, Yesrib’in (Medine’nin)
harabıdır. Yesrib’in (Medine’nin) harabı Melhame-i (Kübrâ)nın (büyük savaşın)
çıkmasıdır. Melhame-i (Kübrâ, büyük savaş) Konstantiniyye’nin (İstanbul’un
yeniden) fethidir. Konstantiniyye’nin (İstanbul’un yeniden) fethi Deccal’in
çıkmasıdır, buyurdu.” Sonra (Rasûlullah sallallahü aleyhi ve sellem mübarek)
elini, konuşmakta olduğu kimsenin (Muaz bin Cebel’in) dizine veya omuzuna vurdu
ve: “Senin burada olman veya burada oturuyor olman nasıl gerçek ise, bu
söylediğim de öyle gerçektir,” buyurdu.” (Ebu Davud 4294)
Yani Beytü’l-Makdis,
İslamla şenlendiğinde Medine-i münevvere müslümanlarca terkedilmeye başlanacak.
Hadis-i şerife buyuruldu ki:
“(Abdullah bin Havale diyor ki; Rasûlullah
sallallahü aleyhi ve sellem, mübarek) elini benim başımın üzerine koydu ve;
Hilafetin mukaddes topraklara (Medine’den Şam’a kadar olan bölge) indiğini
gördüğünde, muhakkak ki depremler, karışıklıklar ve büyük işler yaklaşmıştır. O
gün Kıyamet, benim şu elimin senin başına yakın olduğundan daha yakın
olacaktır.” (Ebu Davud 2535)
Bundan sonra
Müslümanlar; Arap yarımadası ve Farslarla savaşacaklar. Hadis-i şerifte
buyuruldu ki:
“Arap
yarımadasıyla savaşacaksınız, Allah size fetih nasip edecek. Sonra Farslarla
savaşacaksınız, Allah size fetih nasip edecek. Sonra Rumlarla savaşacaksınız,
Allah size fetih nasip edecek. Sonra Deccalle savaşacaksınız, Allah size fetih
ihsan edecek.” (Müslim 7284)
Müslümanlar;
fetihle sonuçlanan Arap Yarımadası ve Fars savaşlarından sonra, Rumlarla yani
Batılı Haçlılarla güvenli bir barış antlaşması yapacak ve ortak bir düşmanla
savaşacaklar. Müslümanların, Batılı Haçlılarla ortak girdikleri bu savaş da
zaferle sonuçlanacak. Ancak bu zafer, bu iki müttefikin birbirleriyle
savaşmalarına sebep olacaktır!.. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
“Kıyametten
önce gerçekleşecek altı şeyi sayıyorum: Ölümüm, sonra Beytu’l-Makdis’in
fethedilmesi, sonra aranızda koyunlar arasındaki salgın ölümlerini andıran
çokça ölümlerin olması, sonra malın oldukça artması, öyle ki bir kişiye yüz
dinar dahi verilecek olsa yine razı olmaz. Sonra Arap evlerinden girmedik
hiçbir ev bırakmayacak olan bir fitne, sonra sizler ile Ben-i Asfar (sarışın
oğulları, Batılı Haçlılar) arasında bir antlaşma olacak. Onlar bu antlaşmayı
bozacaklar. Onlar; her birisinin altında on iki bin asker bulunan seksen sancak
altında (960,000 kişilik bir ordu ile) size saldıracaklardır.” (Buhari 3176)
“Sizler
Rumlarla (Batılı Haçlılarla) güvenli bir barış yapacaksınız. Siz onlarla
birlikte, arkanızdan saldıran başka bir düşmanla savaşacaksınız. Zafer kazanıp,
ganimet mallarını alarak savaştan sâlimen çıkacaksınız. Sonra savaştan dönüp de
tepeleri bulunan bir Merc’e (geniş meraya) varacaksınız. Orada haçlılardan bir
adam, haçı yukarı kaldırarak; “haç galip geldi,” diyecek! Müslümanlardan bir
adam da kızarak, kalkıp o haçı kıracak. İşte o zaman Rumlar, aranızdaki barışı
bozarak sizinle büyük bir savaş (Melhame-i
Kübrâ) yapmak üzere toplanacaklardır.” (Ebu Davud 4292)
Başka
bir hadis-i şerifte ise, şöyle buyurulmaktadır:
“Melhame-i Kübrâ (büyük savaş) gününde,
Müslümanların Fustat’ı, (çadırı, komuta merkezi) Şam (bölgesinin) en hayırlı
şehirlerinden olan Dimeşk adındaki şehir tarafında bulunan Guta’da olacaktır.”
(Ebu Davud 4298)