''Kıyamet kopsa da''
Bazen Efendimiz (sav) hayat iksiri olan nebevi tespitlerini daraltıyoruz…
Mesela: sanıyoruz ki, ‘’Kıyametin kopacağını bilseniz dahi elinizdeki fidanı dikin’’(Buhari) hadisi şerifini sadece ağaç dikmeyi teşvik etmek için söylemiştir. Bu sözün anlam katmanlarını derinlemesine analiz etmemiz gerekiyor… Her yeri kargaşanın sardığını kaos ve kriz zamanlarında dahi hayatın özünü yaşatacak olan dinamik ve dayanakları ayakta tutmamızı tembih ediyor…
Fidan semboldür… Belki de bir mecazdır…
‘’Her şey bitti’’, denildiği anda bile bitmeyen umutlar var…
Kıyamet kopsa da karamsarlık yok, kararlılık var. Ölüme koşarken toprağımızda yeni filizlenmeleri, yeniden dirilişleri hedeflemek durumundayız…
Kıyamet kaçınılmaz kaderimiz diyerek pasifize olmaya fırsat vermiyor… Kızılca kıyametlere fidanlarla nasıl direneceğimizi öğretiyor…
Evet, kıyamet koparken kıyam et…
Ölümü bekleme, ölüme yürü… Ölümüne yürü…
Kıyameti bir eylem üzere iken beklemek, erdem budur işte… Ölümü ayakta karşılama…
Kıyameti tartışmak değil sonrasına bir şeyler taşımak…
Biz fanileriz ancak bize ‘’bakiyatus–saliha/kalıcı güzellikler’’ lazım…
Nasıl olsa kıyamet göründü, her şeyi tüketelim sefahatine düşmeden, üretmek… Dünya yıkılsa da arzın imarına, neslin ıslahına ara vermemek…
Tufanlar kopsa bile tavrımız belli… Bir dokunuş… Bir kurtarış… Bir çığlık… Oldukça anlamlı…
Helak başlasa da bize düşen hidayet için çırpınmaktır…
‘’Bir kişinin hidayetine vesile olmak dünyalara bedel değil miydi?’’
Değil mi ki? Biz başkalarının hayatı için yaşıyoruz… Bu erdemi kuşanınca yaşama bakış değişecektir… Sen fidanı dik, varsın ürünü görme, hasadı derme ihtimalin olmasın, Rabb’in emeğini za’y etmeyecektir…
O ki, zerre-i miskal hayrın da, şerrin de karşılığını verileceği güne inanıyoruz… Gam yok… Ye’s yok…
Acil eylem planını devreye koy, anın vacibine yoğunlaş, elini tez tut… Eli boş gitme…
Kıyameti durdurmak elimizde değil, bari elimizden geleni esirgemeyelim…
Niyet esastır… ‘’Ameller niyetlere göredir..’’
Niyetimiz islami hareketin filizlenmesi olsun, ümmetin uyanışı olsun, varsın ömrümüz vefa etmesin…
Çölleşen vicdanlara vahyin yağmurunu taşımaya çalışalım sonucu belirleyen Allah’tır…
Sonuç odaklı değil, sorumluluk şuuru ile hayatı dokuyalım…
Konjöktör, koşullar, kanunlar elvermese de son nefese kadar bu yol da koşmak bize düşer…
Sen ‘’tohumu ek bitmezse toprak utansın.’’
Kaldı ki; ‘’koşu bittikten sonra da koşan atlarız’’ diyorduk…
Bir başkası bu nebevi gerçeği nasıl yorumlar bilmiyorum…
Çevreciler, üreticiler, davetçiler, alimler, aydınlar, edebiyatçılar bu hadisin analizin de neler söyler onu da bilmiyorum…
Bildiğim bir şey var: o da bu güzel sözün sadece çevrecilere yönelik bir mesaj olmadığı…
Yaşama aşkınlık boyutundan bakmayı, budanan nesle yeni bir aşı yapmayı salık veriyor…
Kıyameti fidanlarımızla karşılayacağız… Yani ayakta…
Yani bir iş üzere iken…
Ramazan Kayan