Dolar (USD)
34.48
Euro (EUR)
36.24
Gram Altın
2959.49
BIST 100
9367.77
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
12 Ocak 2021

Kitap tahlili: 'Buradan Bakınca'

Şunu farkettim: Bir kitabı okumadan evvel (keşke) o eserin müellifini tanımalı. Ondan sonra o eserin üslubuyla ıslanmalı veya arınmalı. Kısa bir müddet önce mümtaz bir şahsiyetin sayesinde tanıdığım bir çok yazar ve düşünce insanından biri olan Mehmet Tepe hocamızın kelamıyla da tanışmış olduk. Mehmet hocamızın eseri tek kelimeyle bergüzar ve tek tümceyle tanımlanacak olursa: belki de şiire atılan sıradışı bir imlaya saklanan imge. Bir çok edebiyat dergisinde şiirleri yayımlanan Mehmet Tepe hocamızın değerli şiirleri adeta bir duruş. Çok uzun zamandır bu kadar şiirsel bir hazza ulaşamamıştım, kastettiğim: Buradan Bakınca tam manasıyla şiir otağı. Gelecekte, kalbime çarpacak şiiri göremeyecek olmanın korkusunu şair Mehmet Tepe’yle aştım. Laf olsun diye değil, şiire tanıklık edelim diye. Şiir, insanı incitmeyen tefekkür Hira’sıdır. Şiir kendinin kemaline ulaşmanın öğretisidir. Şiir, arınmışlığına şüphe edilmeyen hayatların aranmışlığıdır. İşte bu bakışla, bu biçim bir doygunluk selameti veren Buradan Bakınca, şiirin üstadı İbrahim Tenekeci beyin nezaretiyle de sahile selametle ulaşan bir öğretidir, şiire dair.

Şimdi sizi bu büyüleyici mısralarla tanıştırmanın keyfiyetini yaşayacağım: ‘‘ Türkiye oturularak içilen mübarek bir su’’, oturularak içilen suyun hikmetini, kimden emir aldığını bilenlere sorun. ‘‘Türkiye bilinen ırmaklardan daha gür’’ derken, Türkiye’nin aslında ne mübarek bir ufkun özeti olduğunu vurgular şair. ‘‘Ağzında bir yarayla dünyaya koşan bir süvariyi kim korkutur’’, kaybedecek bir korkusu olmayanların merhemi mi ne, bu mısra. ‘‘Bir garibin vaktine icabet edemedim’’ demek, ne büyük bir tahlil, ne yaman bir ıstırap, günahımızın çığlığıdır avazıdır aslında bu cümle. ‘‘Kızları da affet rabbim, mesela İstiklal’deki rabiaları’’ ya bu ne ye karşılık, evet rabbim! Kızları da affet ve kızanları da. (*kızan: erkek)

Hele hele şuna bakmalı, şiir kılıfına bürünmüş hakikat libaslı şu tümceye kulak vermeli: ‘‘Ellerin sürekli beğeni tuşunda huşu ile, takipçi sayınla beraber artıyor kablolara olan inancın, bunu da beğen’’ popüler kültürün ‘modern kutsalı’ olan sosyal sayfaların kıvrımlarında debelenen biz çağın insanına taş mı attın ey üstat, yoksa taşlaşmış duruşumuza sözün ilacıyla mı temas ettin.

Şair Mehmet Tepe, özgün üslubuna, modern motifler biçerek, şiirin saklı kalan hazinesine davet ediyor. Şiirini bir bütünlük içerisinde değerlendirdiğinizde, merkeze doğru bir yolculuğun seferinde hissetmek, insanın bir diğer keşfi. Hayatın merkezine.

‘‘Ölüm değilse bu nedir ey içimin derinliği’’ sözüne mazhar ne demeli. Susmalı ve aşkın tadını yeniden algılamalı kalbin damağıyla. Ölüm aşk değilse, içimizin dehlizlerinden, çıldırmış bir yanar dağ mı desem, gürül gürül akan bir ırmak mı, içimizin ta en içinin dehlizlerinden bizi ölüm aşkına nişanlayan şey nedir, ‘‘ölüm değilse bu nedir’’ bizi bu biçim terk ederek kendine bağlayan.

‘‘Şiirin gerçekliğine dünyanın ağırlığı karışmış inan bana’’, diye asırlık bir sözü sarf etme cüretini gösteren yazarın kalbini de merak etmeli biraz. Ben en çok şairlerin kalplerini merak ediyorum. Acılarımızın sızısıyla kelamı saza kavuşturan o gönülleri, şairlerin gönüllerini aslında.

‘‘Korkma! Korkmak daha çok öldürür savaş meydanlarında’’, şiir meydanlarını mı kastetmiş acep, şair mekanlarını mı yoksa, kalbinden gayrı mekanı olmayanların makamlarını veyahut. Her ne dersen de, ‘‘krize giren bir devlet gibi kalbim’’ derken, kalp devletinin iflasını yaşıyor artık her an insan. Ey sevgili ‘‘seni görmek için dağlarımın güneşe bakması mı gerekli’’, şair Tepe’nin şiirinde imgenin bir başka versiyonunu görüyorsunuz, imgenin içindesiniz hem de imgenin dışında, yani merkezde, şiire dair. Şair Tepe’nin eserine daha çok dalmak istiyorum derinlere ama az sözle çok his ifade etmeli, mesela: ‘‘gölgeler içinden geçip, kalbine mızraklar çiziyor’’ teşhisi ne yaman bir tümce, şiirsel bir öğretinin önsözüne son söz gibi, dinlenmek, yeniden başlamak için… Buradan Bakınca, hem özne hem yüklem; ama yüklemden sonra gelen virgül veyahut üç nokta. Devamını beklediğiniz bir masallar ülkesinin kitabelerindeki hâl… Şiir, şiiri, Mehmet Tepe’nin…