Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
13 Aralık 2018

Kitap Okumama Nedenlerimiz…

Demokrasi ve Eğitim Stratejik Araştırmalar Merkezi (DESAM) geçtiğimiz Kasım ayında “Türk Halkının Kitapla İmtihanı” isimli bir Ar-Ge raporu yayınladı. Titizlikle çalışılmış, birçok veriye dayalı olarak hazırlanan raporda, dünyada ülkelerin kitap okuma yüzdeliklerine göre sıralamaları yer alıyor. Bu rapora göre dünyada en çok kitap okuyan ülke olarak %21 oranla ilk sırayı Fransa ve İngiltere paylaşıyor. Ardından %14 ile Japonya yer alırken, Türkiye ise %0,1 oranla 86’ncı sırada yer alıyor.

Bu rapora göre ülkemizde 4 kişilik bir aile cep telefonu ve iletişim masraflarına “ayda” 173 lira harcarken “bir yılda” kitap okumaya harcadığı ücret ise 5.5 lira.

İlginç, değil mi?

Bu verileri görünce aklıma gelen soruyu direkt şu oldu: Toplum olarak neden bu kadar az kitap okuyoruz?

Sahi neden?

Yayınlanan bu raporu gördükten sonra girdiğim her ortamda yüzlerce, belki de binlerce kişiye kitap okumama nedenini sorup toplumun nabzını tutmaya çalıştım. Hem kendi şahsi görüşümü hem de kamuoyundan aldığım cevapları harmanlayarak sizlerle paylaşayım.

  1. Telefon, bilgisayar, tablet gibi teknolojik cihazlarla birlikte internet de eklenince bilgiye ve veriye ulaşmanın kolay olması nedeni ile kitap okuma alışkanlığının azaldığı önemli bir realite.
  2. Kitap okumak insanda büyük bir ihtiyacı karşıladığına inanlar olduğu gibi kitap okumanın bir ihtiyaç olarak görülmemesi de kitap okuma alışkanlığını etkiliyor. Birey henüz küçükken “Ağaç yaş iken eğilir” mantığı ile bu alışkanlığın kazandırılması gerekirken ne yazık ki ebeveynler tarafından bu yönde pek bir çaba sarf edilmiyor.
  3. Daha çok lise ve üniversite öğrencileri olmak üzere bazı kişiler kitap okuma oranının düşük olmasının nedeninin kitap fiyatlarının yüksek olmasından kaynaklandığını düşünüyor.
  4. Kitap okuma alışkanlığının, boş zamanları değerlendirme hobisi olarak görülmesi kitap okuma alışkanlığına/davranışına zarar verdiği vurgulanıyor.
  5. Bireyin bulunduğu sosyal çevrenin bireyi kitaplardan uzaklaştırıp oyun ortamlarına ya da zamanın nasıl akıp gittiğinin fark edilmediği soysal ortamlara teşvik ettiğini söyleyip bireylerin içerisinde bulunduğu sosyal çevrenin kontrol edilmesi gerektiğini dile getiriliyor.
  6. Okullarda kitap okuma alışkanlığının kazandırılması için kitap okuma etkinliklerinin düzenlenmesi gerektiğini vurgulayan eğitimciler ve ebeveynler var. Bunun yanı sıra okullarda verilen ev ödevleri nedeni ile çocukların evde de kitaplarla vakit geçirmek zorunda kaldıkları ve bu nedenle hem dinlenemeyip hem de çocukların kitaplardan soğuduğunu, hatta kitaplardan kaçındıklarını, uzak durmaya çalıştıklarını söylüyorlar. Öğrencilik hayatında ev ödevleri nedeniyle kitaplardan uzak duran çocuklar ilerleyen yaşlarında da kitap fobisi nedeniyle uzak kalmaya devam ediyorlar.
  7. “Ebeveynler çocuklarına yeteri kadar rol model olup kitap okumuyorlar” deyerek aileden kaynaklandığını düşünenler de var. Hatta, bu düşüncede olanlar “Aileler çocuklarının yemek yemesi, koşması, yürümesi için endişe duyarken, aynı özveriyi gösterip ‘aman çocuğum kitap okusun’ konusunda neden kaygılanmıyor?” şeklinde soru da yöneltiyorlar.
  8. Çok ilginçtir ki, kitap okumanın gözü yorduğuna dair absürt yorumda bulunanlar da oluyor. Ben de hem biraz mesaj vermek hem de biraz düşündürmek adına “kitap okumak gözünüzü yoruyorsa, her insan bir kitaptır, insanları okuyun öyleyse. Kitap okumak kadar keyif verir ve geliştirir sizi” cevabını veriyorum.

Kitap okuma alışkanlığımızın neden bu kadar az olduğuna dair yüzlerce gerekçe söylenebilir belki ama kitap okuma nedenimiz için ise belki de tek gerçekçe kendimizi anlamaya çalışmak olmalıdır. Bu nedenle de kitap okumak için önce kendimizi okumamız ve en önemlisi ise kitap okumayı bir ihtiyaç, bir zaruret olarak görmemiz gerekiyor. Aksi takdirde yapılan her çaba karşılıksız kalacaktır.