Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
04 Aralık 2023

Kitap molası XXXVI; Nevşehirli kahramanlar-Harp hikâyeleri

Osman Aytekin velut bir yazar. Yaklaşık yirmi senelik tanışıklığımızda resmi de sanatının şubesi yapan Aytekin’in çizgi romandan incelemeye, denemeden hikâye ve çocuk öykülerine pek çok alanda yazdığına şahidim. Eylül 2023’te çıkan Nevşehirli Kahramanlar Harp Hikâyelerini, çocuk edebiyatı serisinden iki kitapla gönderme zahmetine katlanmış, sağ olsun…

Nevşehirli Kahramanlar Harp Hikâyeleri millî duygularımızı şahlandıran kapak tasarımına sahip. Bir çerçeve içerisinde ve kilim üstünde bir mektup, üzeri Türk bayrağıyla kaplı ahşap bir sandık, mest, tüfek, birkaç mermi ve asker üniforması var. Genzi delip geçen şüheda rüzgârı… Nitekim 159 sayfa, on yedi hikâyeden oluşan bu kitap “Kahraman şehit ve gazilerimize…” ithaf edilmiş. Eserin ön sözü “o güne kadar öykülerine ön söz yazmadığını” beyan eden yazarın, “nedenini” bulmak adına önemli. Buradan kitabın oluşum sürecinde sahaya inen ve Derinkuyulu, Suvermezli, Ürgüplü, Karacaşarlı, Kavaklı, Çökekli kahramanların hikâyeleri için pek çok kişiyle görüşen (s. 10) yazarın, eserinde gerçek hayatları yansıttığı bilgisini alıp, farkındalıkla süzülüyoruz içeri.

Tarihi roman ve hikâyelerin en sevdiğim yönü, bıraktığı estetik hazzın yanında tarihten bilgiler vermesi ve bunu etkileyici olay akışı içinde gerçekleştirdiğinden akılda kalması. Osman Aytekin’in kitabında bu, Çakıroğulları’nı konu alan ilk hikâyede karşımıza çıkıyor. Yemen’in Osmanlı sancağı olduğu dönemde yaşanan çatışmalar ve bölgenin I. Dünya Savaşı’nda Osmanlı ordusuna yaşattığı zorluklar (s. 12), savaşa katılan Çakıroğulları’nın isyanları bastırma noktasında üstlendikleri vazifeler hikâyenin ışık tuttuğu meseleler arasında. Hikâyede Çanakkale ve Kurtuluş Savaşları’nda şehit düşen dört kardeşin, bunun yanında kardeşlerden birinin kendisiyle farklı cephelerde toprağa düşen oğlunun yürek burkan vedaları anlatılıyor. Geride evlatlarının künyelerini kapıda karşılayan Ayşe Kadın ve genç gelinler kalıyor.

“Kahraman Bir Ürgüplü Üsteğmen Veli Bey” ise kitabın ikinci öyküsü olarak Veli Bey’in çocukluğunu, mektep hayatını, Çanakkale Cephesi’nden Makedonya Cephesi’ne, Halep’ten Kudüs savunmasına görevlendirişini ve yaralı olarak hastanede uzun zamanlar kaldıktan sonra Kurtuluş savaşı bitiminde tecrübelerini vatanın evlatlarına aktarabileceği şerefli öğretmenlik mesleğini seçmesini konu alır. “Oğlunu Görsen Tanır mısın?” adlı hikâyede Bağdat’tan Yemen’e giden Türk birliğinin İngiliz askerler tarafından şehit düşürülüşü ve hikâye kahramanı Mehmet Ali’nin köyünden ayrı geçen dokuz yılı içselleştirilir. Döndüğünde kendini tanıyamayan babasıyla kucaklaşması; ağabeylerinin birinin askerde, diğerinin köyde, annesinin ise kendisi muharebedeyken vefat ettiği haberini alışı adeta satırlar üzerinden resmedilir.

Nevşehirli Kahramanlar bir nevi topraklarımızın müdafaasında askerimizin yaşadığı zorlukları ve vatan evlatlarının ödediği bedelleri hatırlatma üzerine kuruludur. Her ne kadar bir beldenin kahramanları konu alınsa da okura aldığı nefesten içtiği suya varıncaya kadar borçlu olduğu her şeyi hissettiren bir bilince açar eser kapılarını. Hayat hikâyelerinde sayısız meşakkate gerilen göğüsler ancak ve yalnız iman gücüyle açıklanabilir. Nitekim “Vadiyi Dolduran Ezan Sesleri” ismini taşıyan hikâye de Osmaniye’den sonra tren olmadığı için Gavur Dağı üzerinden kızgın çölleri geçerek Halep’e, Resulayn’a, Nusaybin’e ulaşan aziz Osmanlı ordusunun Rus ve Ermeni birlikleri ile mücadelesini konu alır. Bu mücadele içerisinde Mustafa Fevzi Bey’in sabah kadar aydınlık sesi gönüllerimizi doldurur. Kitabın en uzun öyküsü “Firar”da da bu hikâyenin kahramanı Mustafa Fevzi Bey ile karşılaşırız. Savaş esnasında askerleriyle birlikte Ruslara esir düşen kumandanın muhatap olduğu Rus yapısı, onların ve kadınlarının Osmanlı algısı, Çarlık idaresinin yıkılma süreci, esaret ortamı ve Türk subaylarının kaçma girişimleri, nihayetinde Alman bir karı-koca yardımıyla kaçışları ele alınır. Nevşehirli Kahramanlar şanlı tarihimizin ve bir şehirden hareket etse de dünyanın dört bir yanında Türk’ün topraklarını korumak için vazifelendirilen askerlerin fedakârlıklarına dokunur. Tarihte önemli rol üstlenen Ürgüplü Gazi Bekir Çavuş’un İstiklâl Savaşı gazilik madalyası alan serüveni, “Anne Ben Geldim” ile Çanakkale Savaşı’nın ruhundaki yara izleriyle Ürgüp’e varmaya çalışan Ahmet Çavuş’un ve arkadaşlarının hikâyesi; Bekir’den soyuna uzanan pehlivanlık serüveninin 93 harbinde yaşanan bir esarete dönüşerek sırtı yere gelmez pehlivanların üç nesil boyunca toprağa nasıl düştüklerini anlatan “Pehlivan Mullaoğulları”, başından kurşun yediği ve yaralı olduğu gerekçesiyle köyüne gönderilen Mehmet Çavuş’un annesinin “bu kadar yarayla cepheden gelmeye utanmadın mı?” sorusu ve geri gönderdiği cephede şehit düşen asker oğlunun öyküsü “Vatan Sağ Olsun”, yine “Savaşta Esir Düşen İstihbaratçı” ile bir köyü düşman işgalinden kurtaran Mehmet Çavuş’un destanı, “Kavaklı Hacı Durmuş’tan Haber Var mı Kumandan?” ile Yemen Çöllerinde isyan eden eşkıyaya ders veren yorgun askerimizin Çanakkale’ye gidişi, “Foliatalı Âşık Halil” ile “Destan-i Gaza” nın şairi Halil’in ülkenin zor günlerinde mısralarıyla ordusuna verdiği güç ve zor yılların ardından âşıklıktan gaziliğe terfi edişi ve kitabın son ürünü “Karacaşarlı Kolu Kısa Ali” ile on altı yaşında evlendirilen Ali’nin Balkan Savaşları süreci ile Kafkasya’da esir düşmesi, seneler sonra büyümüş oğlu ile karşılaşması kitabın sesi olan hikâyelerdendir.

Osman Aytekin inşa ettiği her hikâye ile milletinin içinden çıktığı onlarca savaşın farklı yüzlerini ve seslerini ortaya koymaya çalışır. Ancak eserin imlâ yapısında düzeltilmesi ve ikinci baskıya girmemesi lazım gelen hatalar da bulunmaktadır. Bu metne alınmayan yanlışlar konusunda yazar ayrıca bilgilendirilecektir.

Yazarın armağanı olan diğer iki kitaptan biri Anneme Mektuplar adı altında annelere adanan mektup ve öykülerden, diğeri Macera Peşinde ismiyle Türkan ve Tuncer kardeşlerin maceralarının anlatıldığı yolculuktan oluşur. Biz de göz nuru ikramları için yazara teşekkür eder, mürekkebinin çoğalmasını dileriz.

Selam ile.