Kitap Molası XXV: Kalbinden Öpülen Nilüfer ve Neşeli Çiçekler Mevsimi
Düşünüyorum. Yaşıma rağmen sayfalarında gezmekten mutluluk duyduğum, çizimlerine bakarken masal dünyasının büyülü atmosferine girdiğim, okurken mazinin saf rüyasını adımladığım kitaplar benim çocukluğumda da var mıydı yoksa onların varlıklarından küçük bir zümre mi haberdardı? Belki vardı da kitap hasretini hiç tatmayacak çocukların masasını süslüyordu, belki de sayıları çok azdı. Ben bu hasretle büyüdüm, kitaplara duyduğum alakayı da bu hasret büyüttü. İhtimal ki bu sebepten ve yaş alan oğullarıma rağmen hâlen vardır kütüphanemde çocuk kitapları ve onlar daima ilgimin odalarını süsler; masallarla şiirler.
İnandığım ve çok vurguladığım
hususlardandır; Manilerle, ninnilerle, şarkılarla, tekerlemelerle doğduğumuz
andan itibaren hayatlarımıza giren şiirin sistematik ve daha bilinçli bir
şekilde henüz küçük yaşlarda işlenmesinden yanayım. Bu, var olan kabiliyetlerin
ortaya çıkışında yüksek bir imkân sağlayacağı gibi, Türkçe’nin güzel kullanımı,
incelik, hassasiyet, merhamet, duygudaşlık gibi özelliklerin derinleşmesi için de
besleyici olacaktır. Bu bilince sahip Gökhan Akçiçek aleladelikten sıyrılmış
özgün bir kalem. Mısraın seviyesini yükseltmeyi amaçlayan, farklı teknikler
denemeyi seven, çocuk kitaplarında sanat değerini ön plana alan, en önemlisi de
miniklerde yüksek bir dil estetiği oluşturmayı hedefleyen bir edebiyatçı. Çocuk
edebiyatı dizisinin sevimli birer parçası olan birbirinden güzel iki şiir
kitabı armağan etti kitaplığıma; Neşeli Çiçekler Mevsimi ile Kalbinden
Öpülen Nilüfer.
İsminde dahi devasa bir
şiir taşıyan bu iki eser Çocuk Vakfı Çocuk Edebiyat Okulu danışmanlığında
hazırlanarak Kasım 2022 tarihinde yayın hayatına kazandırılmış. Gerek kapakları
gerekse içindeki çizimler çocukların dikkatini çekecek bir içeriğe haiz. Neşeli
Çiçekler Mevsimi’nin kapak görselinde kız ve erkek çocuğun sarıldığı
renkler, kuşlar, çiçekler yer alırken, Kalbinden Öpülen Nilüfer’de bir
nilüfer çiçeği içinde, su perisini andıran çocuk prenses var. Bununla birlikte
“önceleri kuşları, ağaçları ve balıkları
kardeşi sanan, sonra karıncalara şemsiye yapmakta ustalaşan” şairin iç
kapaktaki yaşam öyküsü henüz giriş safhasında dikkatleri üzerinde toplayan
munis bir içeriğe haiz. Kitapların 94 ve 110 sayfayı ihtiva eden hacimleri de
birbirine yakın.
Gökhan Bey’in didaktik
sanat duyarlılığı ile ördüğü şiirler her kitapta farklı bir alanı imliyor.
Meselâ Kalbinden Öpülen Nilüfer'de ağaç ve bitki türlerine dair
şiirler yazılmış. Kitapta şarkıların, masalların, neşeli sokakların, hayvanlar
âleminin, baharın, müziğin, umudu tasvir eden çocukların arasına zeytin ağacı,
kekik, hanımeli, gül sarmaşığı, leylak, mimoza, buğday, salkım söğüt, kavak
ağacı, nar, zambak, gelincik, limon ağacı, havuç, karpuz, turunç, karanfil,
fıstık ağacı, çilek, kekik, çınar gibi motifler ustalıkla yerleştirilmiş.
İlaveten şair huş ağacı, çitlembik, begonvile, sedir ağacı gibi pek çok çocuğun
tanışmadığı, hatta benim gibi pek çok yazarın çalışmalarında neden şimdiye
kadar kullanmamış olduğunu düşündüğü farklı bitki türlerine de yer vermiş. Buradan
hareketle “gül ağacından kaşık/ardıçtan beşik” (s. 66) üreterek dikkat
uyandıran şairin daima orijinal bir arayış içinde olduğunu söylemek mümkün.
Üstelik eserde denenen farklılıklar hususunda Akçiçek’in de bir farkındalık
yaratmaya çalıştığı muhakkak: “Sevgili
kavak ağacı/Şiirim
değişik/Diğerlerinden/Fark etmiş olmalısın/Rüzgârın sesine uyuyor/Bazı
günler/Bazı günlerse yaprağın” (s. 34). Şairin ilk torunu Umay Ece
Karadeniz’e ithaf ettiği ve onun adıyla açtığı iki bölüm dışında da ismine şiirler
yazdığı eserde Eren Bülbül’e bağışlanan bir eser olması da oldukça değerli.
Gökhan Akçiçek’in diğer
eseri Neşeli Çiçekler Mevsimi’nde ise ülkemiz çiçeklerine dair bir
farkındalık oluşturulmuş. Kitabın “Çiçek Olma Hevesi” başlıklı ilk şiiri
çocukluğumuzun kanaviçe işli ferah odalarıyla, kahve telvesiyle, çekidüzen
verilmiş saksılarıyla karşılıyor bizi. Nedendir içinde yer alan pek çok
çalışmasıyla mazinin temizlikten ışıldayan, Arap sabunu kokan tek katlı,
bahçeli evlerini, huzurlu sokaklarını hatırlattı Neşeli Çiçekler Mevsimi
bana… Muhtemelen bu, Gökhan Bey’in kelime seçimiyle ilgili…
Kitabın menekşe ile gül arasında raks eden ikinci
şiirinden sonra kına çiçeğinden şebboylara, kahkaha çiçeğinden hanım
düğmelerine, kadife çiçeğinden kasımpatılara, nilüferden unutmabeni çiçeğine,
begonyadan yasemin ve çuhaya, hercaiden ıhlamura, kaktüsten krizanteme uzanan
bir yolculuk başlıyor içimizde. Çiçeklerin sıcak ve munis iklimi renklerle, kuş
çeşitliliğiyle, oyunlarla destekleniyor. Özellikle bahar aylarının telaffuz
edildiği şiirler bir hayat bilgisi dersi sunuyor çocuklara. Sonra “Kilim
Desenli Ağaç” gibi köy okulundaki bir ağacın lisanından yazılan şiir de oldukça
ilginç bir tesir bırakıyor. Ben kitabın Kemalettin Kami Kamu’ya ithaf edilen
“Cezayir Menekşesi” (s. 44) ile “Buhurumeryem” (s. 60) adlı şiirlerini dönüp
dönüp okudum.Kalbinde çocuk taşıyan bir hanım olarak bu şiirleri okumaktan ince
bir mutluluk duydum.
Ülkece geçirdiğimiz zor
süreçte yurdum çocukları için yapılan hizmetlerden haberdar olmak ve onların
artarak devam edeceğini bilmek yegâne tesellimiz.
Selam ile.