Dolar (USD)
32.51
Euro (EUR)
34.71
Gram Altın
2489.89
BIST 100
9537.12
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

13 Eylül 2021

Kitap Molası XIV; Mehmetçik'e Vakfedilmiş Bir Kitap…

Bazı kitaplar muhatabını bilgilendirmek için yazılır; cömert, görgüsünü paylaşmaktan haz duyan bir tabiatın sözcüsü olarak okuruyla buluşur. Bazı kitaplar yazıcısının gönül coğrafyasını ortaya koymak için kaleme alınır, sadece bir lisanın ve bir insanın duygu durumunu değil, hikâyesini de anlatır. Bazı kitaplar kapalı bir sandık içine kilitlenmiş ve eşya ile ilişkilendirilerek somutlaştırılmış eski hatıralar gibi antika bir kıymet taşır. Buna mukabil modern dili yakalamaya muvaffak olur. Pek çok kitap sahibinin tecrübesinden süzülerek dökülürken sadırlara, okura o tecrübenin izlerini bırakır.

Edebiyatla ilgilenmeme rağmen zaman zaman tasavvuf, hadis, kişisel gelişim ve tarih alanında yazılmış eserleri okuduğum olur. Bununla birlikte tıp ilmini ihtiva eden kitaplara yönelişim, ya tıbbı nebevî alanında kaleme alınmış ve modern zamanlara örnek teşkil eden çarpıcı bir eser yahut Uykunun Şifalı Gücü (W. Chris Wınter) gibi, kendi sorunlarımı merkez alan ilginç bir kitapla karşılaştığımda söz konusudur. Kısa zaman önce akademik okumalardan başımı kaldırarak bir vefa duygusuyla kütüphanemde biriken kitaplara baktığımda, sağlık alanında önemli gördüğüm Kolesterol Gerçeği adlı eserin beni beklediğini fark ettim. Bundan birkaç ay evvel, TOBB ailesinin değerli mensuplarından Prof. Dr. Hüseyin Bozbaş’ın güzide imzasıyla takdim edilen 192 sayfalık eser, birinci baskısını Eylül 2020’de Cinius yayınlarından yapmış ve dokuz baskıya ulaşmış. Şüphe yok ki bunda kıymetli hocamızın uzun yıllara dayalı tecrübe ve gözlemlerinin etkisi olduğu kadar, eser gelirinin Mehmetçik Vakfı’na bağışlanacak olmasının da payı bulunmaktadır. Değerli Bozbaş’ın kitabını bu pencereden bakarak elime aldığımda, bu kadar akıcı ve sürükleyici bir üslûp ile karşılaşabileceğimi tahmin etmiyordum. İtiraf etmeliyim, kitabın üzerimde yüksek merak uyandırabileceği ihtimaline de açık değildim. Sanırım bu, alan körlüğü yahut kişinin kendini sınırlandırması ile alakalı bir durum. Kolesterol Gerçeği’nin yazımın giriş kısmında kaleme aldığım pek çok tanımın sınırlarına girdiğini belirtmeliyim. Yazar, hazırlığının bir buçuk yıldan uzun bir zamana ulaştığını vurguladığı kitabın, kolesterol hastaları yanında sağlıklı yaşamak isteyen herkese hitap ettiğini söylüyor eserinin ön sözünde. Bununla birlikte kardiyolojinin Türkçe karşılığının “yürek bilimi” olduğunu izah ederek, kalbin manevi alanına da dikkat çekiyor. Böylece kitap daha ilk aşamada büyük bir merak duygusu yüklüyor okuruna. Eserin bu ilk kısmından, ülkemizde yaşanan ölümlerin yüzde kırkından fazlasının kalp ve damar hastalıkları sebebiyle olduğunu öğrenince (s. 26), onun tahmin edilenden daha yüksek bir noktada durduğu fark ediliyor. Bu anlamda veri ve istatistiklerle desteklenen, soru ve cevap örgüsüyle ilerleyen kitabın ilk aşamasından son noktasına varıncaya dek, okurun dikkatini canlı tutan bir titizlikle hazırlandığını söylemek mümkün. Burada, toplam on dört bölümden oluşan eserin her kısmına değinmemiz mümkün olmayacağından birkaç can alıcı noktadan bahsetmek istiyorum.

İlk bölümde kalp ve damar hastalıklarının tanımının yalın bir anlatımla izah edilmesi tıp dilinin halk seviyesini kucaklamasına sebep olurken, hastalıkların tarihsel sürecinin ilginç verilerle ortaya konulmuş olması eserin daha yüksek bir kitleye hitap etmesine imkân tanıyor. Türkiye’deki ortalama insan ömrünün yıllar içindeki seyri ve kalp damar hastalıklarından kaynaklanan ölüm oranları ile tıbbın bu noktada ulaştığı seviye okuru düşündürücü bir iklime çekmeyi hedefliyor. Bununla birlikte damar duvarında oluşan hasarların su borusu gibi halkın anlayacağı örnekler üzerinden açıklanması anlaşılırlığı arttırıyor (s. 30).

Kitabın dikkat çeken ve önemli bulduğum bir diğer bölümü kalp damar hastalıklarının gelişimine neden olan risk faktörleri. Yaş, genetik faktörler, şeker, kolesterol yüksekliği, hipertansiyon, sigara kullanımı, kilo fazlalığı ve stres gibi faktörlerin detaylandırıldığı ikinci bölümde merak edilen pek çok soruya cevap bulmak mümkün. Bu anlamda içeriğin kalp damar hastalığı yaşamayan ancak faktörlerin etkilerini taşıyan birinin de dikkatini çekeceği muhakkak. Kolesterolün keşfi, insan bedeninde nasıl yapıldığı, kanda nasıl taşındığı ve ne şekilde zararlı hâle geldiğini açıklayan üçüncü bölüm ise gerçekleştirilen bir takım deneyler üzerinden anlatılması sebebiyle yoğun ve önemli bir içerik taşıyor. (s. 43- 47) “Kolesterol Yüksekliği ve Damar Hastalığı İlişkisinin Kanıtları” adlı bölüm ise 1945 yılında, A.B.D. Başkanı Franklin D. Roosevelt’in ani ölüme varan dikkat uyandırıcı serüveninin gözler önüne serilmesi ve süreç sonunda başlatılan Framigham Kalp Çalışması hakkında bilgi verilmesi açısından önemli bir tavır ortaya koyuyor. “Kalp Damar Hastalığında İlaç Dışı Tedaviler” başlığını taşıyan bölümde sigara ve obezitenin vurgulanması dışında egzersiz ve aktivite arasındaki farkın ortaya konularak egzersize geniş bir alan açılması okurun kendine öz eleştiride bulunmasına imkân tanıyor. Kitabın hasta sorularına giden kısmına kadar en büyük alanı kolesterol ilaçları denilen “statinler” işgal ediyor. Statinlerin nasıl geliştirildiği, güvenilirliği, antioksidan etkileri, ilaçlar üzerinde yaratılan algı, yan etkileri, özel hasta gruplarında statin kullanımları açık ve net bir şekilde izah ediliyor.

Eserin bana göre en dikkat çekici kısmı 13. bölümü ihtiva eden “hasta soruları” ve 14. Bölümü kapsayan “hasta hikâyeleri”. Hasta hikâyelerinde yer alan mektupların hemen altında doktorun “nelere şahit olduk, ne yaptık?” notu var. Farklı yaşlara, kültürlere, bakış açılarına, çile ve sıkıntılara ince bir nazarla bakma, dua etme imkânı buluyorsunuz bu kısımda. Medya ve algının insanlar üzerindeki etkisini daha üst bir perdeden yorumlama kazanımı elde ediyorsunuz. Aydınlanmak ve hangi yaş grubundan olursak olalım önlem almak açısından değerli bir eser. Bunun yanında kitabın 2021 Mayıs’ında, Mehmetçik Vakfı Genel Müdürü Engin DURAK tarafından, vakfa bağışta bulunan Prof. Sayın Hüseyin Bozbaş'a şilt ve berat takdim edilmesine vesile olduğunu dillendirmek gerekiyor.

Selam ile.