Kitap, Kur'an Kainat
Ülke ve coğrafya olarak ağır sorunlarla boğuştuğumuz bir dönemden geçiyoruz. Sosyal, siyasal ve ekonomik çalkantılar hayatımızı içinden çıkılmaz hale getirmektedir. Hayat, insan, kainat ve Allah üzerine sağlıklı ve sahici bir şekilde tefekkür etmeye vakit bulamıyoruz.
Siyasal ve sosyal tartışmaların yoğunluk kazandığı bugünlerde 53. Kütüphanecilik Haftasını (27 Mart-2Nisan) kutluyoruz. Bu haftanın amacı, kütüphaneyi ve kitap olgusunu hayatımıza sokmak, kütüphaneyi gideceğimiz yerlerin başına yerleştirmek ve kitabı hayatımızın her anında yer alan bir değer haline getirmektir. Kitap ve kütüphanenin merkezi bir yer oluşturmadığı bir hayatın, yaşanmamış bir hayat olduğunu fark etmemiz gerekmektedir. Ders kitapları ve test çözmekten bunalan çocuklarımız, gerçek anlamda kitap okumamaktadırlar. Ders kitabı okumak ve test çözmek, kitap okumak değildir. Çocuklarımız, kitap okumadıkça, okuma, düşünme ve kitap açısından her geçen gün çoraklaşma tehlikesiyle karşı karşıya bulunuyoruz. Çocukları kitap okumayan bir toplumun, ileride bir cahiller kitlesinden başka bir şey olmayacağını unutmamalıyız.
İnsanlık tecrübesinin merkezine Kitap olgusunu asli kaynak olarak yerleştiren Fıtrat Dininin takipçileriyiz. Kuran, kalplere şifa olan tek hidayet rehberidir. İnsanlığın, bilim, sanat, edebiyat, felsefe, ahlak, müzik, maneviyat, eğitim ve diğer bütün faaliyet alanları Kur'an'ın Tevhit, adalet, özgürlük, barış, hukuk, çoğulculuk, hukuk, ihlas, kardeşlik ve dayanışma ilkelerinden beslenmelidir. Kur'an, hayatımızın her anında ve alanında bizi hidayete götürecek Kitaptır.
Kitaplı bir medeniyetin ve dinin mensuplarıyız. Kitabı hayatımızın başına, ortasına ve sonuna koymamızı emreden bir dine ve medeniyete mensup olmamıza rağmen, ülkemizde ve Müslüman coğrafyasında kitap okumama şeklinde büyük bir sorunla karşı karşıya bulunuyoruz. Bütün araştırmalar, kitap okuma açısından dünyada gerilerde olduğumuzu göstermektedir. Kitap okuma açısından gerilerde oluşumuz, bizi insani, manevi, ahlaki, sosyal, siyasal ve ekonomik gelişim açılarından da geride bırakmaktadır. İnsani gelişimin temel dinamiği kitaptır. Kitabın varlığı, insani gelişimi sağlarken, yokluğu ise insani geriliğe ve çöküşe neden olmaktadır. İnsani gelişim açısından kitabın varlığı çözüm, yokluğu ise sorundur.
Bizim temel sorunumuz, hayatımızda kitabın yokluğudur. Hayatımızın her alanında kalplerimize şifa verecek ve hastalıklarımızı tedavi edecek Kitabı koymalıyız. Aşkın Hakikati bize anlatan Kitap, aynı zamanda Kainat kitabını okumamızı ve onun üzerinde tefekkür etmemizi emretmektedir. Kur'an ve Kainat kitabı, insana okunması gereken asıl kitabın insanın bizzat kendisi olduğunu öğretmektedir. Kuran, kainat ve insan kitaplarını birlikte okumamız, bizi hakikate, ahlaka, maneviyata, gelişime ve olgunlaşmaya yöneltecek bir tecrübe olacaktır.
Okumayı, yazmayı, düşünmeyi, akıl etmeyi her şeyin önüne koyan, "Oku!" emriyle başlayan bir Kitap'a iman eden bir topluluğuz. Çocuklara okuma yazma öğretmeleri karşılığında savaş esirlerini serbest bırakma şeklinde olağanüstü bir politikayı uygulayan Alemlere Rahmet olan İnsanlık Peygamberinin ümmetiyiz. Kur'an'a iman etmek ve Alemlere Rahmet olan Peygamberimize ümmet olmak kitap okumamızı, kitapla yaşamamızı ve kitapla bütünleşmemizi gerektirmektedir.
Hayatı Kitap'a göre yaşamak, hayatın amacı olan kulluğu gerçekleştirmektir. Kitap okumak, ibadettir. Kur'an'ı, insanı ve kainat kitaplarını okumak ve tefekkür etmek, gerçek anlamda, ibadettir, ahlaklanmadır ve manevi olgunlaşmadır. Okumanın, tefekkürün ve akıl etmenin ibadet ve kulluk olduğu bilinciyle her yönümüzle donanmamız gerekmektedir.
İnsani gelişimimiz için ruhumuzu, zekamızı ve düşüncemizi kitapla beslemeliyiz. Kitap sayesinde idrak sahibi olabilir, donmuş düşüncelerden kurtulabilir, ufukların ötesine dair düşünceler geliştirebiliriz. Kitap sayesinde, idraklerimize giydirilmeye çalışılan deli gömleklerinden sıyrılabiliriz. Bizi özgürleştirecek ve insanlaştıracak olan değer, kitaplardır. Kitabı okumadan, kitabı tefekkür etmeden, kitapla yaşamadan insanlaşmamız, toplumlaşmamız ve ümmetleşmemiz zordur. İnsan, toplum ve ümmet olmanın yolu kitap okumadan geçmektedir. Hz. Ebubekir'in zarif ifadesiyle, "kitapların akıllı kişilerin bahçeleri, faziletli kişilerin ise güzel kokulu çiçekleri olduğu" hakikatini idrak etmemiz lazımdır.
Ülkemizde büyük kitap fuarları ve yazar buluşmaları düzenlenmektedir. Okullarda okuma saati uygulaması bulunmaktadır. Bütün bunları, toplumumuzda okuma düzeyimizin artmasına katkıda bulunan olumlu gelişmeler olarak değerlendirebiliriz. Ancak hala kitap okuma düzeyimiz ve kütüphaneleri kullanma durumumuz yeterli ölçüde değildir. Kütüphanelerin ıssız olmaması lazımdır. Çocuk, genç, yaşlı, kadın ve erkek ayırımı yapmadan herkesin hayatında kütüphanenin ve kitabın yeri olmalıdır. Çocukların ve gençlerin, sadece sınavlara hazırlık için kütüphanelere gitmesi yapay bir durumdur. Kütüphaneler, sahici anlamda kitapların okunduğu ve üzerinde düşünüldüğü mekanlar olmalıdırlar. Kitap okuma şuuru ile kütüphaneyi etkili ve verimli bir şekilde kullanma bilincini geliştirmemiz gerekmektedir .Kütüphane, bizim için ev ve işyerinden sonra üçüncü mekan olmadığı gibi, kitapta ihtiyaçlar sıralamamızda yer alması gerekmeyen değersiz bir nesne değildir. Kütüphaneyi, evimiz ve işyerimiz başta olmak üzere bütün yaşam alanlarımızla bütünleştiren birincil asli mekan olarak anlamamız gerektiği gibi, kitabı da su gibi, hava gibi olmazsa olmaz bir ihtiyaç olarak benimsememiz gerekmektedir.