Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
03 Kasım 2019

Kitap Dünyasının Aydınlığında

Türkiye’nin her bölgesinde kitap fuarları düzenleniyor. İstanbul’un ve ülkemizin en büyük fuarı da dün açıldı. TÜYAP 38. İstanbul Kitap Fuarı’nın kültür dünyamızı daha da canlandırması bekleniyor.

Kültür ve sanat dünyasının lokomotifi olarak kabul edilen kitap âlemi, artık Türkiye’nin en çok ilgi çeken, gündem oluşturan konularından birisi. Kitap Fuarları Anadolu’nun dört bir yanında sık sık açılıyor, vatandaşlarımız bu fuarlara akın akın gidip kitap seçiyor, alıyor ve okuyor. Şüphesiz son yılların en sevindirici gelişmelerinden biridir bu faaliyetler. Sezonun başlamasıyla canlanan yayın dünyası, fuarlarla hareketliliğini giderek artırıyor.

Endülüs fatihleri

Nurettin Taşkesen’in Mihrabad Yayınları’ndan çıkan eseri Endülüs Fatihleri Tarık Bin Ziyad önemli bir çalışma olarak dikkat çekiyor. İ’lây-ı Kelimetullah ile çıkılan yolda; dosta Yunus düşmana Yavuz olan, hüküm sürdüğü topraklarda gücün ihtişamına kapılıp şeytani düşüncelere esir olmamak ve mülkün gerçek sahibinin kim olduğunu unutmamak için gönlüne nakış gibi işlediği ‘La galibe illallah’ ile yoluna devam eden, bilim, felesefe, mimari ve tıp alanlarında yetiştirdiği âlimlerle yaşadığı coğrafyaya ışık gibi doğan, sekiz asırlık İslam Medeniyeti Endülüs... Dört bölümden oluşan kitap Endülüs'ün siyasi tarihi hakkında bilgi veriyor. Cebelitarık Boğazına ismini veren Tarık bin Ziyad başta olmak üzere Endülüs’te hüküm sürmüş komutanların, fethettikleri topraklarda ayakta kalmak için verdikleri muhteşem mücadele akıcı bir dille anlatılıyor. Bölgeyi gidip gezen ve bu alanda kapsamlı araştırmalar yapan Nurettin Taşkesen, okuyucularını aydınlatıyor. Belge roman, Endülüs’te 800 küsur yıl ayakta duran Endülüs İslam Medeniyeti’ni anlamamız ve kavramamız açısından da bizlere yol gösteriyor.

Alparslan ve Malazgirt Zaferi

Malazgirt Zaferi’ni son yıllarda daha iyi idrak etmeye başladık. Bilhassa Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın bu meseleye verdiği ehemmiyet sonucunda kıymetli eserler de kaleme alınmaya başlandı. Onlardan birini de Sara Gürbüz Özeren kaleme aldı. Sara Gürbüz Özeren, Alparslan ve Malazgirt Zaferi romanında, Büyük Selçuklu Hakanı Alparslan’ın Malazgirt ovasında yazdığı destanı ve olağanüstü zaferi anlatıyor. Yazar, Anadolu’yu yurt tutan cihangir orduların kökleşmesini dile getirirken Horasan erenlerinin bu topraklarda tek gayeleri olan İ’lâ-yı Kelimetullah için gösterdikleri üstün gayrete de dikkat çekiyor. Bu kitap da Mihrabad Yayınları’ndan okurlara ulaştı.

Mustafa Nadir Önay’ın kaleme aldığı Örfün Aydını Gürbüz Azak kitabı yazarımızın dünyasını yansıtıyor. Acıpayam’dan Bâbıâli’ye uzanan hatıralar yumağını büyük bir zevkle okuyoruz. Başarının sırrını açıklıyor Önay. Denizli Büyükşehir Belediyesi’nin Kültür Yayınları’ndan çıkan eser, gerek yazıları, gerekse belge niteliğindeki fotoğrafları ile kalıcı hâle gelmiş, kaynak bir kitap olmuş. Mustafa Nadir Bey’i bu eseri dolayısıyla candan kutluyorum.

Hâce-İ Evvel’in kitapları

“Hâce-i Evvel” (ilk hoca) namıyla tanınan Ahmet Mithat Efendi, bizim yeni Türk edebiyanının ilk büyük isimlerindendir. Yazarlar yetiştirmiş, gazeteler çıkarmış, farklı türlerde yüzlerce eser vermiş bir öncüdür. Tanzimat ve Servet-i Fünun devirlerini ve Meşruyet devrinin ilk yıllarını eserleriyle dolduran Ahmet Mithat Efendi’nin sıfatları çoktur. Hikâyecidir, romancıdır, gazetecidir, tarihçisidir, felsefecidir, ilahiyatçıdır, müteşebbis bir iş adamıdır vs. Edebiyattan tarihe, musikiden coğrafyaya, dinler tarihinden felsefeye kadar hemen her konuda eser vermiş çok yönlü bir münevverimiz ve kalem erbabımızdır. Okuyucularını evladı gibi gören, onları yetiştirmek ve her konuda malumat sahibi kılmak isteyen baba bir edebiyat, fikir ve sanat adamıdır. Üstadın küliyatını neşretmeye başlayan Dergâh Yayınları, Karnaval ve Vah isimli romanlarını da edebiyat dünyamıza kazandırdı. Ayrıca Fazıl Gökçek’in Osmanlı Kapısında Büyümek isimli eserini de yayınladı. Kitapta Ahmet Mithat Efendi’nin hikâye ve romanlarında gayrimüslim Osmanlı Vatandaşları anlatılıyor.

Osmanlı ve Hâkimiyet Telakkileri

Dergâh’tan çıkan bir başka önemli eser, ‘Kuruluş Sarmalı’ndan Kurtulmak’tır. “Osmanlı ve Hâkimiyet Telakkileri” alt başlıklı eserin müellifi Ahmet Demirhan. Osmanlı tarihi çalışmalarına temas edilen eserde hem kuruluş tartışmalarının ufkunu açan ve hem de mevcut çalışmaları tasvir ve tasnif ediliyor. Bilhassa Osmanlı’yı merak eden, kuruluş dönemlerini inceleyenler için önemli bir kaynak. Börk ise Mehmet Kökrek’in eseri. ‘Bir Başlığın Tarihî Serüveni ve Edirne’deki Börklü Mezar Taşları’ bu eserin esas konusu. Arka kapak yazısında şu satırları okuyoruz: “Bir Türk başlığı olan ‘börk’ün tarihî serencamının araştırıldığı bu çalışmada, önclilke Türkçenin ilk yazılı metinlerinden günümüze kelimenin köken ve anlamı üzerinde duruluyor. Börk kelimesinin topluluk, kişi, bitki, yemek, yer adlarında kullanımıyla atasözü, deyim, destan ve şiirlere nasıl yansıdığı adbilimsel açıdan inceleniyor. Bizzat börkün incelendiği ikinci bölümde, çeşitli kurgan buluntuları, duvar resimleri, minyatür gibi günümüze ulaşan kaynaklar ile yazılı kaynaklar mukayese edilerek zaman içerisinde kullanılan börk türleri, bunların kullanım yer ve şekilleri hakkında tespitler yapılıyor.” Kitapta ayrıca mezartaşlarına geniş yer verilen bir katalog kısmı var. Edirne’de tespit edilen 100 adet mezar taşının fotoğrafları ve muhtevaları bilgi olarak okuyuculara sunuluyor. Edebiyatın Dönüşümü ‘Edebiyat Çalışmalarından Kültür Çalışmalarına’ Anton Easthope’nin eseri. Türkçeye çeviren Mahinur AkşehirUygur.

Milli Mücadele Mitingleri

Edebiyat araştırmacısı Tahsin Yıldırım’ın büyük emek verdiği eseri İşgal, Feryad ve Direniş (Milli Mücadelede İstanbul Mitingleri) isimli eseri Ketebe Yayınları’ndan çıktı. 576 sayfalık büyük boy kitabın önsöz ve giriş yazılarında sözkonusu mitinglere genel bir bakış var. Mitinglerin meydana geliş sebepleri, düzenleyenleri ayrıntılı biçimde ele alınıyor. Tabii bilhassa “Fatih Mitingi”, “Üsküdar” Mitingi”, “Sultanahmet Mitingi”, “Kadıköy Mitingi”, “Cihad-ı Ekber Mitingleri” detaylı biçimde izah ediliyor. Şükürler olsun ki, eli kanlı FETÖ’nün ihaneti sonucu meydana gelen 15 Temmuz’dan hemen sonra “Yenikapı Mitingi” ile bu destan mitinglere bir yenisini ekledik. Ülkemizi işgal etmek isteyen iç ve dış düşmanlara karşı millet olarak yaptığımız mitinglerin bir düzen dahilinde ve kronolojik sıra ile kitaplaşması son derece önemlidir. Dolayısıyla Milli Mücadele yıllarından sonra meselâ “Kore Mitingleri” ve “Kıbrıs Mitingleri”, “Yenikapı Mitingi” vs. İkinci bir kitapta buluşturulabilir. Aziz milletimizin dara düştüğünde nasıl yekvücut olduğunu, bir olduğunu, diri olduğunu dosta düşmana ispatladığı heyecan kasırgalarıdır bu mitingler. Ve bu millî ateşin hiç sönmediği, söndürülemediği görülüyor bu büyük buluşmalarda. Biz millet olarak zaman zaman çeşitli ihtilaflara düşsek de ezelî ve ebedî düşmanlarımız karşısında bir ve beraber oluruz.

Milli duruşun çarpıcı örneği

Nitekim 15 Temmuz Destanı da bunun bir işareti, nişanesi, alametidir. Yenikapı Mitingi bu millî duruşun çarpıcı örneğidir. Eser, yakın tarihimizin bir aynası. Yediden yetmişe kanatlanan büyük, şanlı ve aziz bir milletin şeref levhaları... Devamı gelmeli, uyanış, diriliş ve direniş mitinglerimizin tamamı bugünkü insanlarımıza ve gelecek nesillerimize emanet edilmelidir. Bu eseriyle mühim bir hizmeti üstlenen ve üzerine düşeni hakkıyla yapan Tahsin Yıldırım kardeşimi kutluyorum ve yeni eserlerini bekliyorum. Mühim eserleri irfanımıza kazandıran Ketebe Yayınları’nın yöneticilerini de yürekten tebrik ediyorum.