Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
04 Aralık 2016

'Kitaba Uymak, Kitabına uydurmak!'

"Şüphesiz Sen yüce bir ahlak üzeresin!" (el-Kalem, 4)

Hz. Peygamber (SAV) Kur'an'ı yalnız lafzen öğreten bir muallim değil, aynı zamanda Kur'an'ı yaşayan canlı bir örnek idi.

"Ey u00eeman edenler! Adaleti titizlikle ayakta tutan, kendiniz, ana-babanız ve akrabanız aleyhinde bile olsa Allah için şahitlik eden kimseler olun. (Haklarında şahitlik ettikleriniz) zengin olsunlar, fakir olsunlar, Allah onlara (sizden) daha yakındır. Hislerinize uyup adaletten sapmayınu2026" (en-Nisa, 135) Hazret-i Peygamber (SAV)' gelmiş, geçmiş, gelecek insanların en adaletlisiydi.

u25bau25ba Yüzünde nu00fbr-i melahat, sözlerinde selaset, hareketlerinde letafet, lisanında talakat, kelimelerinde fesahat, beyanında fevkalade belagat vardı.

u25bau25ba Fuzu00fblu00ee söz söylemezdi. Her kelamı hikmet ve nasihat idi. Lügatinde asla dedikodu ve malayanu00ee yoktu. Herkesin akıl ve idrakine göre söz söylerdi.

u25bau25ba Mülayim ve mütevazı idi. Gülmesi ölçülüydü, kahkaha atmazdı. Daima mütebessimdi.

u25bau25ba O'nu ansızın gören kimseyi haşyet sarardı. O'nunla ülfet ve sohbet eden kimse, O'na can u gönülden aşık ve muhu00eeb olurdu.

u25bau25ba Derecelerine göre fazu00eelet erbabına ihtiram eylerdi. Akrabasına da ziyade ikram ederdi. Ehl-i beytine ve ashabına hüsn-i muamele ettiği gibi, sair nasa dahu00ee rıfk ve lutf ile muamele ederdi.

u25bau25ba Hizmetkarlarını pek hoş tutardı. Kendisi ne yer ve ne giyer ise, onlara da onu yedirir, onu giydirirdi. Cömert, ikram sahibi, şefkatli ve merhametli, gerektiğinde cesur ve gerektiğinde de halu00eem idi.

u25bau25ba Ahd u va'dinde sabit ve kavlinde sadık idi.

u25bau25ba Zaru00fbret olmaksızın konuşmazdı.

u25bau25ba Süku00fbnet hali uzun sürerdi. Bir söze başlayınca, yarım bırakmadan tamamlayarak bitirirdi. Birçok manaları birkaç kelimede toplar öyle söylerdi.

u25bau25ba Sözleri tane tane idi. Ne lüzu00fbmundan fazla, ne de az idi. Yaratılış olarak yumuşak idi ve aynı vakitte gayet salabetli ve heybetli idi.

u25bau25ba Öfkelendiği zaman yerinden kalkmazdı. Hakk'a itiraz edilmesinin, hakkın çiğnenmesinin haricinde öfkelenmezdi. Bir hak çiğnendiği zaman öfkelenir, hak yerini buluncaya kadar öfkesi devam ederdi. Ancak hakkı tevzu00ee ettikten sonra süku00fbnete bürünürdü. Asla kendisi için öfkelenmezdi. Kendisini de müdafaa etmez, kimseyle münakaşaya girişmezdi.

u25bau25ba O, kimsenin hanesine izin almadıkça girmezdi. Evine geldiği zaman da evde kalacağı müddeti üçe bölerdi; birini Allah'a ibadete, diğer vaktini ailesine, üçüncüsünü de şahsına ayırırdı. Kendisine ayırdığı zamanını avam-havas insanların hepsine tahsis eder, onlardan kimseyi mahrum bırakmazdı. Hepsinin gönlünü fethederdi.

u25bau25ba Kim O'ndan herhangi bir ihtiyacını gidermek için bir şey isterse, onu yerine getirmeden huzur bulamaz, ihtiyacı halletmesi mümkün olmadığı takdirde hiç olmazsa güzel bir söz ile muhatabının gönlünü almaktan geri kalmazdı. O, herkese dert ortağı idi.

u25bau25ba İnsanlar, hangi makam ve mevkide olursa olsun, zengin-fakir, alim-cahil O'nun yanında insan olmak haysiyetiyle müsavu00ee bir muameleye nail olurlardı. Bütün meclisleri hilim, ilim, haya, sabır, tevekkül ve emanet gibi fazu00eeletlerin caru00ee ve hakim olduğu bir mahaldi.

(Osman Nuri Topbaş Hocaefendi)

YA BİZu2026 NE HALLERDEYİZ?..

Tefekküru2026

Bugün Pazar, belki de bir fırsat günüdür tefekkür için.

Olur ya, belki bugünden başlarız bundan sonraki hayatımızı Kur'an ve Sünnet'e göre inşa etmeye.

Önce teşhis.

Biz ne hallerdeyiz?

FETÖ belası gibi insanlık tarihinin gördüğü en büyük dertlerden birine niçin uğradık?

Bu şefkat yumruğunu niçin yedik?

Başımıza gelen küçük bir sıkıntıda bile, hangi günahımızdan dolayı "İlahi İkaz"a muhatap olduğumuzu düşünmeliyiz de, FETÖ belasının başımıza gelmesindeki "mesaj"lar üzerine tefekkür etmeyecek miyiz?-

1-ADALETTEN SAPTIK!

Doğru mu değil mi?

Kendimize soralım:

FETÖ'ye "sıcak" baktığımız ve bu yapının hırsızlıklarına, rezilliklerini pek dikkate almadığımız, hatta bu yapıyı övdüğümüz günlerde neler düşünürdük?

Derdik ki herhalde;

"Din düşmanları bunca yıl zulmetti, biraz da Müslümanlar yapsın!"

Böyle derdik ve haksızlıkları görmezden gelirdik.

"Bir kavme kininiz, sizi adaletsizliğe sürüklemesin!" İlahi hükmünü çoğu vakit dikkate almazdık.

Bizu2026

Kitaba uymaz, işi kitabına uydururduk!

2-HAKLIYA DEĞİL, GÜÇLÜYE MEYLETTİK!

Rahmetli Erbakan Hoca doğruları söylüyordu.

Mesela:

Doları filan reddediyor, İslam Dinarı'na geçmeyi teklif ediyordu.

Mesela:

Şöyle diyordu:

"Avrupa Birliği'ne girecekmiş!

Avrupa Birliği dediğin ne senin be; ne aile kalmış, ne çocuk kalmış, uyuşturucu, içki, her türlü felaket, çökmüş, çürümüş, neyi bırakıp neye gidiyorsunu2026."

Bugünu2026

Hoca ne dediyse aynı ile vaki oldu.

Ve ülkesini seven herkes dün Hoca'nın dediğini bugün tekrarlar oldu.

O gün.

Siyonizm'in, ABD'nin ve AB'nin desteğini arkasına alan ve büyüdükçe büyüyen organize FETÖ terör örgütü revaçtaydı.

Rahmetli Erbakan Hoca'nın dedikleri ise "modası geçmiş" laflardı!..

Bugün "eski moda"ya dönmeye çalışıyoruz.

Osmanlı'ya.

Tefekkür!..

3-YANLIŞ KILAVUZLAR EDİNDİK!

Çoğu sorumuz, görüşümüzü onaylatmayı hedefler.

Daha çok, bizi tasdik eden yazıları okuruz.

Biri farklı bir şey söyleyecek olur, ezberlerimizi bozmaya yeltenirse hemen kulakları diker, tırnakları çıkartır, karşı saldırıya hazırlanırız.

Bir de, övülmek çok hoşumuza gider.

Etrafımızda daha çok "goy goycu" tipleri tutarız.

O günlerdeu2026

FETÖ önde gelenleri hemen her konuda "danışmanlık" yaparlardı.

Açıktan karşı çıkmaz, ince ince doğrarlardı.

Öve öve, mest ede ede bitirirlerdi!

Hep derim ki; "Seni sürekli olarak öven alkışlayan kimse, onun tekmesini bekle!"

Efendim.

Bugün Pazar.

Çoğumuz işe gitmiyoruz.

Çoğumuz için sakin bir gün.

Gelmişimizi geçmişimizi tefekkür edelim.