Kişisel Bakım…
Bize kişisel bakımı yanlış anlatmışlar ve yanlış anlamışız... Kişisel bakım 12 saatte bir duş almak, parfüm banyosu yapmak, gösterişli kıyafetler, ayakkabılar giymek hiç değildir! Kişisel bakım; baktığını gören göz, işittiğini anlayan kulak, hakikatleri söyleyen dildir. Kişisel bakım: Yaradılış gayesine uygun hayat sürmek, saygı ve sevgiyi doğru mercilere yönlendirmektir. Hayatın ve bize verilenlerin emanet olduğunu unutmadan, tüm duyguları bizi insan edecek şekilde kullanmaktır!
Dünyanın en güzel kıyafetlerini giysek, en güzel takıları, pahalı saatleri taksak, vicdanımızın saati sabah namazına kaldırmıyor ve doğru zamanda doğru yerde duramıyor isek kişisel bakıma ihtiyacımız var demektir. Kıyafetimiz bize giydirilen deri kıyafetinin Yaratıcısını hatırlatmıyor ise koltuk altlarımızdan şuur altlarımız çok daha fazla kokuyor demektir. Duruşumuz, konuşmamız, bakışımız buram buram hakikat kokmuyor ise parfüm havuzumuz olsa içine girip çıksak, sahtekârlık kokusunu yok etmez ve asla o çirkin kokuları bastıramaz!
Evet, bize yanlış anlattılar… Kişisel bakım elbette ayak kokusundan, ter kokusundan, kirli çorap ve elbiseden arınmak olacaktır. Ama hayâsız bir erkeğin birkaç dakikalık hevesi ile hayatı kararan bir kız çocuğunun kalan ömrünü çileyle geçirmesi olmamalı. Hayâsız bir erkek ve kadının kötü tarzı ve kötü adımı insanın öyle bir kokmasını sağlar ki saatlerce keselense o pislikten kurtulamaz. Kişisel bakımı olan genç evindeki bacısını anasını düşünür; elin kızına – karısına şeytani adım atmaz. Kişisel bakımı olan siyasetçi siyasetini hakikatler ve vatan – millet menfaati üzerine tesis eder, yalanlarla bir yerlere gelmeye çalışmaz. Kişisel bakımı olan ağzı kokmayan kalem ve kelam sahibi sadece doğruyu anlatır… Unutmayalım; kişisel bakımı olmayan ağzı kokan hoca şeytanların üflemesi ile konuşur... Kişisel bakımı olmayan televizyon, gazete, kitaplar ve tüm medya insanı doğrulara, güzel olanlara, vicdani olanlara yöneltmez; bakışları şatafata, dış görünüşe kitler, içerilere, kişiliklere nükleer saldırı düzenler; eşcinsel eder, katil eder, namussuz, hırsız, saldırgan vs. kişiliği sıfırlayacak tüm atraksiyonlarda bulunur... Fakat öyle hinlik yapar ki; çürüttüğü kişilikleri fiziksel gösterişe yöneltir, içerinin pisliğini unutturur. Birkaç misal: Adam, yakışıklı, güzel giyinen, hoş kokan delikanlının görünüşüne aldanır, kızını verir, o görüntünün altından şehir çöplüğü çıkar, hayatları karartır. Ya da güzel ve bakımlı kız diye yanaşır, sonra öyle bir pis kokusu ortaya çıkar ki bütün ömrü dayanılmaz hale getirir...
Çocuklar ve gençlik üzerinde okuldan çok tüm medya ve sokaklar daha etkili. Bunun için önce medya, sonra okullar sonra aileler kendini kişisel bakıma almalı. Kişisel bakımı sıfır olanlar, başkalarını bakıma alamazlar ve etkili hiç olamazlar... Önce kendimiz, sonra çocuklarımız, kişisel bakımın doğru konuşmak, güzel düşünmek, güven vermek ve asla güveni sarsmamak olduğunu, helal dairesinde eğlenmek ve yiyip içmek olduğunu, başkalarının namusu da kendi namusumuz gibi çok kıymetli olduğunu bilmeliyiz…
Siyasetçi, aldığı oyun karşılığı olarak, ihanet etmeden, ancak hizmetle ve israf etmeden çalışarak ödemesi gereğinin kişisel bakım olduğunu bilmeli ve unutmamalı! İnsanlar için öğrenmenin en büyük eğlence ve kişisel bakım için şart olduğu gerçeği okulların asıl hedefi olmalı.
Müspet ilmin ve bilimin Allah unutturulmadan öğretilmesi; sağlıklı kişilikler oluşturacağı gerçeği asla göz ardı edilmemeli! Öğrenmek ve öğrendiği güzel şeyleri hayata geçirmek buram buram kişisel bakım olduğu özendirilmeli.
İnsan gidemediği tatil için mutsuz olur, alamadığı gelinlik için kara yaslar bağlar, yapamadığı hava atmalı düğün için ilk geceden evliliği kâbusa çevirir ise kişisel bakımı sıfırın altındadır… Hayatı ciddiye alanlara bakın, hatta yerli ve yabancı filmlerde özellikle yabancı filmlerde lay lay lom hayat tarzı ve hava basmalar pek olmaz. Kişisel gelişim daima ön planda tutulur; öğrenmek, beceri, cesaretle kendini ifade etme ve güzel fikirler ortaya koyma, basit şeylerden uzak durma özendirilir…
Batının kişilik mimarları tarafından dayatılan diziler, filimler, sosyal ve görsel medya ile insanlarının büyük çoğunluğuna öğretilen; basit ve sıradan ama şamatası, gürültüsü ve gösterişi çok bir hayat tarzı çünkü; her manada israf edenler yüzünden böyle kazanıyorlar… Fakat kendi çocuklarını ise kişisel bakıma alıp, önlerini açıp, imkânlar verip, çoğunluğun şuursuzca bitirdikleri hayata kaymak tabaka yapıyorlar… Dünya çapında bilim adamları, sanatçı ve edebiyatçılar, araştırmacılar, gerçek manada güzel insanlar kişisel bakımın iç kısmıyla ilgilenenlerdir. Büyük çoğunluğun kör olduğu kişisel bakımı hakiki manada uygulayanlar, her alandan sıyrılarak, söz sahibi oldular… İşin sadece görüntü kısmıyla ilgilenenler ise diğerlerinin kölesi olmaktan kurtulamadılar!.. Son söz: Kişisel bakım; Allah’ı tanımak ve Sünnet-i seniyyeye uygun hayat sürmektir.