Dolar (USD)
32.51
Euro (EUR)
34.84
Gram Altın
2433.40
BIST 100
9716.77
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

05 Ekim 2021

Kırmızı Pazartesi

HDP’ye PKK devleti kurdurmak… Kırmızı Pazartesi, Kolombiyalı yazar Gabriel García Márquez’in 1981’de yayımlanan bir romanıdır.

İşleneceğini hemen herkesin bildiği ancak engel olmak için kimsenin neredeyse hiç bir şey yapmadığı bir namus cinayetinin öyküsünü anlatıyor.

Márquez, çocukluğunu, gençliğini geçirdiği kasabada yıllar önce yaşanmış bir cinayet olayını aktarıyor Kırmızı Pazartesi romanında.

Romanın kahramanı Santiago Nasar’ın öldürüleceği aslında daha romanın başlangıcında bellidir.

Kırmızı Pazartesi, sadece bir cinayetin arka planında yaşanan ilginç olayları değil, bir halkın, bir toplumun, bir kesimin ortak davranış biçimlerinin de bir portresini çiziyor.

***

CHP ve Kırmızı Pazartesi

CHP ve HDP’nin çevresinde gelişen olaylar da aslında Kırmızı Pazartesi ile ilginç bir paralellik arz ediyor.

Bütün dünya HDP’nin PKK olduğunu biliyor.

Aynı zamanda bütün dünya, PKK’nın ortaya çıkmasının en büyük sebebinin CHP ve CHP zihniyetinin de olduğunu biliyor.

HDP’nin PKK’ya eleman ve para gönderdiğini bütün dünya, herkes biliyor.

HDP’nin amacının: Türkiye’yi bölmek olduğunu, bölünmenin sonucunda da Türkiye’nin Suriye’den çok daha beter bir duruma düşeceğini herkes biliyor.

Elbette bunu CHP de, İYİ Parti de, Saadet Partisi de, DEVA Partisi de, Gelecek Partisi de, … velhasıl bütün Türkiye ve bütün dünya biliyor.

Bir PKK’lının çizgisini beğenen Ekrem İmamoğlu, Selahattin Demirtaş’ın PKK’lı olduğunu bilmiyor mu?

Bir PKK’lı ile doğum günü partisi düzenleyen Dilek İmamoğlu, Başak Demirtaş’ın PKK’lı olduğunu bilmiyor mu?

Bir PKK’lı ile fidan dikme etkinliği düzenleyen Ekrem İmamoğlu, Pervin Buldan’ın PKK’lı olduğunu bilmiyor mu?

Bir PKK’lı ile tiyatro izleyen Selvi Kılıçdaroğlu, Pervin Buldan’ın, Başak Demirtaş’ın PKK’lı olduğunu bilmiyor mu?

HDP (PKK) mitingine katılan Tunç Soyer, HDP’nin PKK olduğunu, bu memleketin çocuklarını, öğretmenlerini, … PKK’ya öldürttüğünü bilmiyor mu?

Bir PKK’lıya sayın diyen Meral Akşener, Temel Karamollaoğlu, … Selahattin Demirtaş’ın PKK’lı olduğunu bilmiyor mu?

Bir PKK’lıya suçsuzdur diyen Kemal Kılıçdaroğlu, Selahattin Demirtaş’ın PKK’lı olduğunu bilmiyor mu?

Bir PKK’lı ile kahvaltı yapmak isteyen Meral Akşener, Selahattin Demirtaş’ın PKK’lı olduğunu bilmiyor mu?

Bir PKK’lıya suçsuzdur, rehindir, serbest bırakılmalıdır diyen yazarlar, gazeteciler, siyasetçiler, … Selahattin Demirtaş’ın PKK’lı olduğunu bilmiyorlar mı?

HDP’ye Kürt siyasi hareketi diyen Meral Akşener, HDP’nin PKK olduğunu bilmiyor mu?

Herkes PKK’lıların, PKK’lı Selahattin Demirtaş’ın neden hapse girdiğini bilmiyor mu?

Hiç uzatmaya gerek yok.

Bütün dünya HDP’nin PKK olduğunu,

HDP’nin Türkiye’yi bölüp bir PKK devleti kurmayı amaçladığını,

Selahattin Demirtaş, Pervin Buldan, Cemil Bayık, Abdullah Öcalan, Bese Hozat, Duran Kalkan, Mustafa Karasu, Mithat Sancar, … gibilerin birbirlerinden hiçbir fakrının olmadığını,

PKK’nın HDP’nin amiri-üstü olduğunu,

PKK’nın HDP üzerinden seçimlere girdiğini, milletvekili, belediye başkanı olduğunu biliyor.

Bütün dünya HDP (PKK-PYD-YPG)’nin Kürt çocuklarını ABD’ye asker yaptığını biliyor.

PKK, HDP üzerinden göz göre göre memleketi büyük bir uçurumun kenarına kadar götürmüş.

PKK, HDP üzerinden Türkiye’yi bir iç-savaşa, bölünmeye ve parçalanmaya götürüyor.

Peki bütün dünya bu Kırmızı Pazartesi tiyatrosunu neden izliyor?

Dış güçleri anlıyoruz. Onların amacı belli.

Peki! CHP başta olmak üzere; İYİ Parti, Saadet Partisi, DEVA Partisi, Gelecek Partisi, … gibi partiler,

Gazeteciler, yazarlar, siyasetçiler, … bu Kırmızı Pazartesi tiyatrosunu neden izliyor?

Neden kendi heva ve hevesleri için PKK (HDP)’ya göz yumuyorlar?

Neden Erdoğan ve AK Parti’yi devirmek için, Kırmızı Pazartesi tiyatrosunu oynuyorlar.

Neden göz göre göre PKK’ya HDP üzerinden, Türkiye’yi bölme yolunu açıyorlar?

Neden seçim ittifakı yapmak için PKK (HDP) ile birlikte yürüyorlar?

Bunlar gerçekten Türkiye’nin bölünebileceğine, parçalanabileceğine, Suriye’den daha beter bir duruma düşebileceğine inanmıyorlar mı?

Büyük bir felaketin geri dönüşünün imkansız olacağına inanmıyorlar mı?

Neden PKK ile HDP üzerinden açık bir şekilde ittifak yapıyorlar?

Neden çocuklarını PKK (HDP)’dan isteyen Kürt anaların yanında değiller de memleketin insanını öldüren PKK (HDP)’nın yanındalar?

Neden PKK’ya karşı olan Kürtlerin yanında değiller de, PKK’yı destekleyen bir kısım Kürtlerin (HDP) yanındalar.

Çünkü PKK (HDP) bunlara doğrudan bir zarar vermiyor.

Çünkü PKK (HDP) bunların çocuklarını öldürmüyor.

Çünkü PKK (HDP) bunların mallarına ve canlarına doğrudan zarar vermiyor.

Çünkü PKK (HDP) bunların beyinlerini ele geçirmiş.

Çünkü PKK (HDP) bunları avucunun içine almış ve bunları kullanıyor.

Mesele bu kadar basit olabilir mi?

Türkiye Kırmızı Pazartesi’ye doğru hızla giderken, muhalefetimiz Kırmızı Pazartesi Tiyatrosu mu izleyecek, yoksa Kırmızı Pazartesi cinayetini engellemeye mi çalışacak?

2023 seçimlerine gidilirken; Kürtlerin oyunu Kürtlerden istemek yerine, PKK (HDP)’dan isteyen herkes ve her parti, Kırmızı Pazartesi cinayetinin ortağıdır. PKK (HDP)’nın marjinalleşmesini engellemeye çalışan, PKK (HDP)’yı Kürtlerin ve Türkiye’nin başına bela etmeye çalışan bütün muhalefet ve muhalifler, PKK (HDP)’nın işlediği her cinayetin ortağı olacaktır.

Açık ve net; HDP PKK’dır. PKK da HDP’dir.

HDP’nin de PKK’nın da amacı: bir PKK devleti kurmaktır.

HDP de PKK da, Türkiye’nin Kırmızı Pazartesi’si olarak, bir PKK devleti kurmaya doğru gidiyorlar.

Muhalefetten bunu engellemeye çalışmasını istemekten vazgeçtik. Çünkü engellemeye çalışmayacaklar. Tam tersine bu değirmene su taşıyarak, PKK devletinin yolunu açıyorlar.

Bari, ‘Kırmızı Pazartesi cinayetinin işlenmesini desteklemeyin’ diyoruz. En azından bunu yapın. PKK (HDP) ile seçim ittifakı demek, PKK’nın marjinalleşmesini engellemek demektir. Kürtler PKK (HDP)’yı marjinalleştirmek için mücadele ederken, muhalefet PKK’ya HDP üzerinden can simidi oluyor.

Bir Kürt olarak muhalefetimize diyorum ki: Kırmızı Pazartesi (PKK Devleti) cinayetine ortak (seçim ittifakı yaparak) olup, PKK (HDP)’yı marjinalleşmekten kurtarmayın. Sonra PKK devletinin kurulmasının önüne geçemezsiniz. Bütün Kürtleri PKK’lı yaparsanız, geri dönüşü imkansız olur. Suriye’den, Yugoslavya’dan daha beter oluruz.

PKK’lı Selahattin Demirtaş, PKK’lı Pervin Buldan, PKK’lı Mithat Sancar, … gibilerin demokrasi, barış gibi kullanarak kirlettikleri bu kavramlara sözlere kanmayın. Zamanı gelir; Pervin, Ahmet, … ile Selahattin gibiler, Abdullah Öcalan, Murat Karayılan, Duran Kalkan, Cemil Bayık, … gibilerinden daha beter daha acımasız olur. O zaman PKK (HDP)’ya karşı olan Kürtleri de yanınızda bulamazsınız. Ey muhalefet (CHP, İYİ Parti, SP, Deva, Gelecek, …), gelin ADAM olun, Kırmızı Pazartesi (HDP Devleti) cinayetine yol yakınken ortak olmayın. Sonra siz de, çocuklarınız da, bütün TÜRKİYE, hepimiz çok ağır bedeller öderiz.

***

Twitter diktatörlüğü var

Kırtasiye sektörüne tamamen hakim güçlü bir (Almanya merkezli) firmanın, bütün ürünlerine % 25 dolaylarında bir zam yapmayı planladığını, öğretmenlerimizin yerli mallarımızı özendireceğine bu firmanın mallarını öğrenci ve velilere adeta zorla aldırttığı ile ilgili, firmanın da adını vererek bir twitter mesajı paylaştım. Bu mesajımdan kıs abir süre sonra twitter hesabımı askıya aldı. Ondan sonra aynı bilgisayardan, kendi telefonumdan yeni hesap açmaya çalıştım. Twitter, açtığım her hesabı; kimi hesabı bir mesaj bile paylaşmadan, ‘bu twitter hesabı twitter kurallarını ihlal ettiği için askıya alınmıştır’ denilerek kapattı. İsmimi kullanmadığım hesapları bile askıya aldı. Yedi denemem de başarısızlıkla sonuçlandı. Askıya alınan hesabım için yaptığım itiraz da kabul görmeyerek, hesabımın tamamen kapatıldığını ve bir daha da aynı hesabın açılmayacağını ifade eden bir mesaj aldım.

Sosyal medya devleri resmen diktatörlük yapıyor. Sosyal medya imparatorluğu birkaç diktatörün tekelindedir. Bu tekeli kırmak için birkaç ülke birlikte hareket ederek çözüm yolları bulabilir. Sosyal medyada alternatif güçlü mecralar oluşturmak gerekiyor. Aksi halde bu diktatörlük düzeni devam eder.