Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
14 Kasım 2022

Kırkık akçe

Türkiye Cumhuriyeti 2023 seçimleriyle yeni bir asrın eşiğinden geçecektir. Ülkemizi yeni asra taşıyacak olan kadroların belirleneceği seçimlere iç siyasi mekanizmaların yanı sıra Türkiye’den nemalanan dış odaklar tarafından da müdahale edileceği kaçınılmaz görünüyor.

Muhalefete görünürde liderlik eden Kemal (Karabulut) Kılıçdaroğlu’nun teknoloji! bulmaya gittiği ABD’de de temiz para! bulmaya gittiği İngiltere’de de aday olabilmek için aradığı desteği bulamaması üzerine Tayyip Erdoğan karşıtlığıyla bir araya gelen altılı masanın seçilebilecek aday arayışlarına hız verildi. Bay Kemal’in Almanya ziyareti sonrasında ise muhalefetin ortak aday hülyası netleşecek, ortak aday olmazsa Cumhur ittifakına meclis çoğunluğunu kaybettirmek için yapılması gerekenler masada tutulacaktır.

Bay Kemal’in ABD’deki kayıp sekiz saatinin sırrı henüz çözülememiş olsa da Londra tefecileri üzerinden temiz para arayışı tarihimizin eski sayfalarına bakmamıza vesile oldu. Malum Bay Kemal’in övünerek gençlere para bulduğu müjdesini verdiği Yahudi banker, fon yöneticisi, tefecileri bu toplum yüzyıllardır tanıyor.

Yahudiler Osmanlı toplumunda da gümrük mültezimi, sarraf, darphaneci, tüccar, karaborsacı, bankacı, tefeci, faizci, kumaş dokumacısı, esir tüccarı, kalpazanlıkla yakından ilgilenerek toplumun ekonomik hayatını kendi çıkarları için ifsat etmişlerdir. Yeniçeri ve Sipahi ayaklanmalarının birçoğuna Yahudi kalpazanların kızıl ve kırık akçe ile piyasaları alt üst etmeleri baş rolü oynamıştır. Bakır paraya, yaldız sürülerek gümüş paraya benzetilene kızıl akçe, gümüş paraların etrafının kırpılarak vezninin (değeri) düşürülmesine kırkık akçe denilmiştir.

Bugün iktidarı al aşağı edecek en büyük silah olarak paranın değeri, kur, faiz, enflasyon ilişkileri olarak görünüyor. Yabancı fonların anlık çıkışlarıyla yükselişe geçen kur fiyatlarının ateşi, içerdeki dövize talebi kısarak, nispeten de dövize endeksli mevduatla söndürülmeye çalışıldı. Londra bankerleri ve içerdeki uzantılarının yüksek faiz taleplerine karşı Merkez Bankası’nın faiz indirimleriyle kararlı duruş sergilendi. Enflasyon ayağında ise fiyat artışlarının pik yapması ondan sonra düşüşe geçmesi bekleniyor. Hükümet çevrelerinin açıklaması virajı dönerken ya frene basmalı ya da gaza basmalıydık. Biz üretim, istihdam, ihracat seçeneğini tercih ederek gaza kökledik. Eğer frene bassa idik ekonomi tepetaklak uçuruma giderdi. Gaza basarak direksiyon hakimiyetini kaybetmedik. Seçimlere kadar enflasyonun vatandaşlar üzerindeki etkilerini azaltacak politikalar uygulayacağız, seçimler sonrası ise enflasyonla mücadeleye geçeceğiz. Açıklamaları geliyor.

Seçimlerin kaderini ise bilgi savaşı ve dezenformasyon kabiliyeti belirleyecektir. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, sosyal medya üzerinden yürütülen bilgi savaşına seyirci kalmayacaklarını belirterek, “Fransa’ya karşı bili ya da söylemlerin yayılmasına seyirci kalmayacağız. Enformasyon gibi maddi olmayan alanlar da dahil olmak üzere çok sayıda alanda yürütülen hibrit savaş biçimi karşısında daha agresif olacağız. Trol orduları kurmayacak ancak, Yanlış anlatılarla şiddete yönelik iştah yaratan, halkı manipüle etmek, güvenliğimize ve nüfuzumuza meydan okumak için kurulan dijital hayvanat bahçesine karşı mücadele edeceğiz" dedi.

ABD Başkanı Biden, kendi vatandaşı olan Elon Musk’ı ülkesine karşı algı yönetmekle suçlayarak, "Elon Musk'ın diğer ülkelerle iş birliği ve teknik ilişkilerinin incelenmeye değer olduğunu düşünüyorum. Uygunsuz bir şey yapıp yapmadığından bahsetmiyorum, yalnızca konuyu araştırılmaya değer bulduğumu söylüyorum" diyor.

Sosyal Medya üzerinden, Rusya, İran, Türkiye gibi ülkelere operasyon çekenlerin bile manipülasyonlarını hukukun üstünlüğü ve basın özgürlüğü kılıfına sokmalarına rağmen sıra kendilerine gelince hukuk ve özgürlüğün nasıl ayaklar altına alındığını seyrediyoruz.

Sosyal Medya platformları, kendi yalanlarını çarparak kamu oyu oluşturmaya kalkarken, başkalarının hakikatlerini gizlemede ne denli mahir oldukları hepimizin malumu. Mesela, LGBT’yi eleştiren bir yazı paylaştığınızda, bu nefret söylemine girer ve unutulma hakkı kullanılır. Ermeni soykırımı yoktur, bilakis Ermeniler soykırım yapmıştır dediğinizde sesiniz kısılır, Kıbrıs’ta Türk halkına izalasyon uygulanıyor dediğinizde sosyal medya kör sağır olur, Akdeniz’de Türkiye haklı dediğinizde karşınıza uyduruk uluslararası hukuk çıkartılır. Türkiye’nin teröre karşı verdiği mücadele hukuk dışı imiş gibi gösterilir. Terör örgütlerinin Türkiye aleyhindeki faaliyetleri ala vala ile servis edilir.

Bay Kemal’in Türkiye’de fabrika yok söylemi TOGG ile nasıl çöpe atıldıysa, malum ziyaretleriyle Türkiye batıya mahkum, başka çıkış yolu yok söylemi de, Özbekistan’da yapılan Türk Devletler Teşkilatı toplantılarıyla değersizleşiverdi. Kıbrıs’ı gözlemci üye statüsüne alan Türk devletleri, kültürel ortaklıklarını, ekonomik, askeri ve siyasi ortaklığa çevirme potansiyelini harekete geçirerek bekalarına yöneltilen tehditleri savuşturabilirler. Bay Kemal’in medet umduğu kırkık akçeden ve kirli bilgiden kurtulduğumuzda huzura kavuşabiliriz. vesselam…