Dolar (USD)
34.60
Euro (EUR)
36.62
Gram Altın
2935.02
BIST 100
9640.08
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
27 Eylül 2018

Kırk Yıl

Ömrünü hayırlı hizmetlere, faydalı faaliyetlere, iyi çalışmalara ve kutlu amaçlara adamış kişilerin, hatıralarını mutlaka yazması gerekiyor. Bu gerçeği olgun yaşa gelmiş büyüklerimize arasıra hatırlatıyoruz. Aslında bu yazı kayıtları, kuru heves değil bir bakıma görevdir. Yaşanmış hatıraların, edinilmiş tecrübelerin, kazanılmış birikimlerin gelecek nesillere sağlam biçimde emanet edilmesidir. Siyasette, sanatta, kültürde, ilimde, eğitimde, askerlikte ve toplumun diğer bütün kesimlerinde etkili olmuş şahsiyetler, hatıralarını kaleme almalı, birikimlerini topluma aktarmalı, müktesebatlarını geleceğe emanet etmelidir.

Bugünlerde kıymetli bir hatırat okudum. Geçmişte Adalet Bakanlığı da yapmış bulunan İsmail Müftüoğlu Beyefendinin Ehl-i Hâl ile Kırk Yıl isimli eserini istifade ederek, derkenarlar yazarak, notlar çıkararak bir çırpıda bitirdim. Doğrusu Türkiye’nin neredeyse son 50-60 yılına âdeta fener tutuyor bu hatıralar. Sadece siyaset dünyasında yaşanmış olanları değil inanç dünyamızdaki manzaraları da seyrediyoruz. 350 sayfalık hatıratta bahsedilen pek çok isim var. Bunlar, Türkiye’nin siyasi, sosyal, kültürel ve dinî hayatını etkilemiş kimselerdir. Dolayısıyla şahsi gibi görünen hatırat, esasında ülkemizin geçmişten günümüze bir bakıma seyrü seferidir, geçit resmidir, panoramasıdır.

Her hatıratta olduğu gibi tabiatıyla yazar, başta çocukluk ve gençlik yıllarını, tahsil dönemlerini ve yetiştiği muhiti anlatarak başlıyor. Eseri okurken Türkiye’nin manevi dinamiklerini, kanaat önderlerini, tasavvuf ve din büyüklerini tanıyoruz. Hayatlarını öğreniyor, hizmetlerinden haberdar oluyor, yaşadıkları acı-tatlı hadiselere tanık oluyoruz. İsmail Müftüoğlu Beyefendi büyük bir açık kalplilikle yaşadıklarını, hissettiklerini, mücadelelerini anlatıyor. Doğrusu bilmediğim bir çok hususu ben bu kitaptan öğrendim. Bilhassa pek çok tarikat ve cemaat liderinin hâllerinden haberdar oluyoruz. Eserin başındaki şu ayet-i kerime ne kadar anlamlıdır: “Allah’ın velî kullarına korku yoktur. Onlar üzülmeyeeceklerdir. Onlar Allah’a inanmış ve O’na karşı gelmekten sakınmışlardır. Dünya hayatında da, âhirette de müjde onlaradır.” Bu ilahi kelâmın hemen ardından gelen hadis-i kudsî de düşündürücüdür: “Velî kuluma düşmanlık eden bana harb açmış olur.”

Türkiye’nin manevi coğrafyasını, bu eserde özlü olarak görüyor, zihnen de dolaşıyoruz. Süleyman Hilmi Tunahan, Bediüzzaman Said Nursi, Seyyid Abdülhâkim Hüseynî, Kiraz Hoca, Mehmed Zahid Kotku, Yahyalı Hacı Hasan Efendi ve Mahmut Ustaosmanoğlu kıymetli din adamlarından tafsilatlı bahsediliyor. Fakat bunların dışında daha çok mahallî tesiri bulunan bir çok büyüğümüzün de hayat ve hatıralarını okuyor, onlardan manen faydalanıyoruz.

Tabii müellifimiz yakın dönemde kurduğu temasları, tanıdığı kişileri ve yaşadığı bazı hadiseleri de unutmuyor. Enver Baytan, Abdurrahman Gürses ve Ali Ulvi Kurucu gibi zatların yanısıra Necip Fazıl Kısakürek, Nevzat Yalçıntaş, Ömer Öztürkmen, Mehmet Emin Alpkan, Enver Ören, Abdullah Işıklar, Cezmi Bayram gibi bir kısmı rahmete kavuşmuş olan ama bir bölümü de aramızda bulunan zevatı da yad ediyor. Merhum Necmettin Erbakan’ın en çok sevdiği ve kendisine güvendiği bir siyaset adamı olan Müftüoğlu’nün hatıraları, bir çok hakikatin de günışığına çıkmasını sağlıyor. Dediğim gibi ben okudum ve çok istifade ettim. İsterim ki bu kıymetli eseri sevdiğim bütün dostlar da okusun.

İsmail Müftüoğlu Beyefendinin Balkanlarda El Oldum ve Suriye isimli seyahat kitapları da zevkle okunacak türden. İlk kitap Üsküp, Ohri, Gümülcine, Saraybosna, Mostar, Makedonya, Kalkandelen, Priştina, Prizren ve diğer ecdad yurdunun, Evlad-ı Fatihan topraklarının seyahat intibalarıdır. Suriye kitabı ise, kardeş ülkede 20 Nisan 2007 tarihinde yapılmış seyahatin fotoğraflar eşliğinde notlarından ibaret. Güney komşumuz olan devletin bugünkü feci hâli mâlum. Ama dünkü durumunu merak edenler için ilgi çekici bir kitap. Yazarımız İsmail Müftüoğlu’nun bütün eserlerini Alioğlu Yayınevi’nden temin etmek mümkün.