Dolar (USD)
35.21
Euro (EUR)
36.88
Gram Altın
2980.98
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
05 Eylül 2020

​Kıran kırana enerji mücadelesi

Son günlerde Doğu Akdeniz dünyanın en sıcak bölgesi haline geldi. Önceden petrol ve doğalgaz hatları ile önemli bir geçiş yolu olan Türkiye, şimdi adım adım Avrupa’nın gaz, petrol ve enerji merkezi olmaya doğru ilerliyor. Azerbaycan ile ilişkilerimizin daha ileri düzeye taşınması, Arap ülkelerinden tarafsız durumda olanları yanımıza çekmemiz, bu dönemin öncelikleri arasında.

Son 20 yıllık süreçte Doğu Akdeniz’de Türkiye’ye deniz altı kaynaklarından pay vermek istemeyen emperyalist ülkeler oyun üstüne oyun tezgâhladı. Türkiye ise yaptığı hamlelerle haklarını söke söke almakta kararlı olduğunu gösterdi. Araştırma yapan gemilerimiz denizden ve havadan askeri güçle korunuyor. Sahadaki bu mücadeleye masa da daha güçlü destek vermemiz gerekiyor.

Libya ile askeri işbirliği ve kıta sahanlığı anlaşması, Mavi Vatan’ın Birleşmiş Milletler’de tescil edilerek resmiyet kazanması Doğu Akdeniz’de emeli olan emperyalist ülkeleri çıldırtmaya yetti. Doğrudan müdahale yerine Türkiye’ye karşı maşa kullanan bu ülkeler şimdi de Yunanistan’ı oyunlarına dâhil etti. Buna karşı biz, Türkiye ile diyalog isteyen Lübnan, Mısır ve İsrail ile ilişkilerimizi geliştirme zamanı geldi.

***

Yunanistan, göçmenlerin adalar üzerinden Avrupa’ya gitmesini gerekçe göstererek buralara asker yerleştirdiğini ve sayısını artırdığını savunuyor. Halbuki başta Lozan, tüm ikili anlaşmalarda adaların silahsız olacağı karara bağlanmış durumda. Yunanistan’ın şartların değiştiğini savunması, ikili ve uluslararası anlaşmaları ortadan kaldırmaz. Kaldırdığı takdirde de Yunanistan, Dimyat’a pirince giderken elindeki bulgurdan olur. Zamanında bizim gafil yöneticiler yüzünden kendilerine hediye edilmiş olan adalar asli sahibi olan Türkiye’ye geri döner.

Yunanistan, silahsız olması gereken 12 adayı ve Ege’deki diğer adaların neredeyse tamamını silahlandırmış durumda. En son 2 kilometre yakınımızdaki Meis adasına sivil feribotlarla asker çıkardılar. Yaptığı her hamle ikili ve uluslararası anlaşmalara aykırı olduğu halde yaygara kopararak batılı ülkeleri kendi safına çekmeye çalışıyor, çekiyor da…

Yunanistan, zaman zaman sivil feribotlarla adalardaki askerlerini değiştiriyor. Türkiye bunları izliyor ve tespit yapıyor. Şimdilik doğrudan müdahale etmese de müdahale edeceği dönem için uluslararası kuruluşlara vermek üzere gerekli dokümanları hazırlıyor.

***

Türkiye’yi Doğu Akdeniz’de yalnızlaştırma politikası, 21. yüzyıl dünya düzeninde enerji kaynaklarının paylaşımı mücadelesinin sonucudur. Çok zorlu bir süreçtir. Bu mücadelede, yüz yıl önce petrol ve gaz kaynaklarından uzak tutulan Türkiye, şimdi hakkı olan payını almak için olağanüstü mücadele veriyor. Bu zorlu mücadeleyi sahada olduğu gibi masada da kazanmak için ciddi hazırlık içinde.

Karadeniz’de bulduğumuz dev doğalgaz rezervi Avrupa’ya yakın konumda. Gazın çıkarılması ve Avrupa’ya nakledilmesinin rekabet açısından ucuz olması gerekiyor. Gaz çıkarıldıktan sonra boru hattı döşenmesi ve nakliyesi konusunda özel sektörden destek alınacak. Bu durum da en çok İsrail’i olumsuz etkiliyor. İsrail, Doğu Akdeniz’den çıkardığı gazı, 7 milyar dolarlık bir boru hattı ile Yunanistan üzerinden Avrupa’ya nakletmeyi amaçlıyordu. Böyle yaparsa İsrail’in gazı pahalıya gelecek ve projesi çöpe gidecek. Türkiye, İsrail’in Doğu Akdeniz’de çıkardığı gazı, Türkiye üzerinden Avrupa’ya nakletme girişimlerini sürdürerek Yunanistan’ın elini zayıflatmalıdır.

Bizim Libya gibi Mısır’la da münhasır ekonomik bölge anlaşması imzalamamız şart. Şu anda istihbarat teşkilatları üzerinden irtibatta olduğumuz Mısır’la ilişki düzeyimizi yükselterek Türkiye – Mısır Münhasır Ekonomik Bölge Anlaşması imzalamamız, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki hâkimiyetini kesinleştirir ve nihai sonuca ulaştırır. Türkiye’nin gücü, deniz altından çıkaracağı kaynaklarla katlanarak büyüyecektir…