Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
10 Ağustos 2023

​Kiralar meselesi için "Eksper" çözümü!

Siyasetin ve medyanın gündemiyle sokaktaki vatandaşın gündemi birbirlerinden ne kadar kopuk değil mi?

Açın televizyonları,

Kılıçdaroğlu mu, İmamoğlu mu, Özgür Özel mi?

Vatandaşın zerre umurunda olmayan mevzular, medyayı hayli meşgul ediyor.

Televizyon kanalları ve yorumcular için konforlu alan, istediğin kadar geyik yapabilirsin.

Geçtiğimiz günlerde bir kanalda, “Putin mi, Biden mı, Macron mu, Kılıçdaroğlu mu?” geyiği yapıldı uzun uzun…

Hangisinin koltuğu daha sağlam”mış!

Devlet başkanları ile parti başkanı arasında kıyaslama!

Moderatör ve yorumcular pek keyifliydiler, iyi güldüler doğrusu.

Aynı kanalda, ertesi gün de uzun uzun Elon Musk ile Mark Zucberg adlı iki şımarık zengin arasındaki “kafes dövüşü”nün muhabbeti yapıldı.

Öyle böyle değil, tarafların boyları, kiloları kıyaslandı!

“Kim kimi döver?” meselesi üzerinde fikir teatisinde bulunuldu!

Bendeniz de, bu sütunda, ekranlarda, sosyal medya adresimde…

Halkın geçim sıkıntısıymış, Anadolu Aile’sini hedef alan örtülü-örtüsüz saldırılarmış, süresiz nafaka meselesiymiş, ev kiraları-kiracı-ev sahibi kavgalarıymış, emeklilerin ve diğer kesimlerin beklentileriymiş, küçük esnafın ayakta kalma mücadelesiymiş, köylünün-çiftçinin talepleriymiş, sokaklarda köpeklerin parçaladığı insanlarımızın feryatlarıymış, eğitimmiş, kültürmüş…

Böyle meselelerle uğraşıyorum işte!..

Bir de, konuların uzmanlarıyla konuşarak, üzerlerinde uzun uzun düşünerek naçizane çözüm teklifleri sunuyorum…

İsteyen görür, isteyen görmez, kayıtlara geçirmiş oluyoruz işte!..

KİRALAR MESELESİ, ÇOK YAMAN, ÇOK TEHLİKELİ MESELE!

Bugün de, medyanın fazla ilgi göstermediği bir mesele üzerinde duracağım:

Kiralardaki müthiş tırmanış ve ev sahibi kiracı kavgaları!..

Hatta çatışmaları…

Hatta, menfur cinayetler!..

Yargının yükünün iyice artması…

Devreye “çözüm” (!) için illegal yapıların girmesi...

x

İktidar, “Kiraya en fazla yüzde 25 artış” formülünü kanunlaştırırken, neyi hesap etti bilemiyorum.

Bunun “sahada” işleyeceğini mi düşündü acaba?

Düzenlemeyi hazırlayanlar, bu yüksek enflasyon ortamında, yıllık yüzde 25 kira artışı gibi “ülke gerçeklerinden uzak” bir uygulamanın sıkıntıları daha da büyüteceğini göremediler mi?

Eski kiracı diyelim ki, 2 bin liraya oturuyor.

Evsahibine dayatılan, kirayı en fazla 2 bin 500 liraya çıkartması…

Aynı apartmandaki yeni kiracı 15 bin liraya oturuyor, siz 2500 liraya tamam diyeceksiniz!..

Apartmanın ev sahibi tarafından karşılanması gereken masrafları, yıllık yüzde 25’lik artış oranına mı tabi olacak?

Vergi oranlarındaki artış, yıllık yüzde 25’e mi sabitlenecek?

Kiracı evden çıktığında yapılması gereken masrafların yıllık artış oranı yüzde 25 mi olacak?

Ne yüzde 25’i, geçen yıl 20 bin lira olan ürünü bu yıl 50 bine alabiliyor musunuz?

Diyelim ki, “Merhum Babanız”ın size emanet ettiği kardeşiniz evlenecek…

Kiralık ev arıyorsunuz….

Özellikle büyükşehirlerde, şöyle, ailenin kalabileceği bir konutu kaç liraya tutabilirsiniz?

İstanbul’da “en az 15 bin lira” diyorlar.

Doğru mu, değil mi?

Ankara’da da en az 10 bin lira.

Piyasa böyleyken, yıllık yüzde 25 işler mi?

İşlemez.

Piyasa şartlarına uygun olmayan sözde çözümler de, başka sıkıntılara yol açar.

Tehlikeli komplikasyonlar meselesi!

Uzatmaya gerek yok, yüzde 25’lik yıllık artışın bu şartlarda “komik” kaldığını herkes görüyor.

Öte yandan, fırsatçılar da var gerçekten.

2 bin liraya oturan eski kiracıdan, birden bire 10 bin lira isteyen de yok değil.

Bu parayı sıkılmadan talep eden ev sahibi, “Piyasa şartları böyle, bugün çıksan evi çok daha fazlasına veririm!” diyor.

Karşı tarafı , oğlum oturacak-kızım oturacak, satarım vesaire diyerek sıkıştırmaya çalışıyor.

Gönül ister ki, “Ne 2 bin beşyüz ne de 10 bin, gel ortalarda bir yerlerde buluşalım” densin.

Ama olmuyor işte.

Araya para girince kardeş kardeşi tanımıyor çoğu vakit, miras kavgalarında neler neler yaşanıyor.

EKSPER ÇÖZÜMÜ!

Bu durumda ne yapmak lâzım?

Herkesi bağlayacak ve piyasa şartlarına da uygun olacak bir çözüm?

Bu iş arabulucu ile de olmaz.

Zira, tarafların talepleri arasında uçurumlar oluyor çoğu zaman.

Arasını nasıl bulacaksın?

Çözüm çok kolay aslında…

Banka, konut kredisi için, alınacak dairenin piyasa değerini nasıl tespit ediyor?

Eksperleri var, onlara gönderiyor ve o konutun kıymetini belirletiyor.

Banka, krediyi çekenin borcunu ödeyememesi halinde, konutu hızla elden çıkartabileceği bir fiyatı belirliyor haliyle.

İşte, bu sistem kira bedellerin tespitinde de kullanılabilir rahatlıkla.

Konutun piyasadaki kira değerini belirleme işi yetkili eksperlere bırakılır.

Diyelim ki, beş sınıfa ayrılır konutlar.

Birinci, ikinci, üçüncü, dördüncü, beşinci sınıf gibi.

Kira bedeli en yüksek konutların kira bedelleri, diyelim ki 2023 yılı için 30 ile35 bin lira arasında.

İkinci sınıftakiler, 25-30.

En alt sınıftakiler ise diyelim ki, 5 bin ile 6500 lira arasında…

Konut sınıfına göre kira aralıkları, tıpkı bankaların yaptıkları gibi yetkili eksperlere belirletilirse, sıkıntı büyük ölçüde giderilmiş olur.

Eksperden rapor almanın bir maliyeti de olur tabii, bunu da ev sahibi karşılar.

Biliyorsunuz, sigorta sektöründe de “eksperlikten” istifade ediliyor.

Eksper, sigorta kapsamında olan rizikonun gerçekleşmesi halinde, hasarın nedeni, niteliği ve boyutlarını tespit eden gerçek ya da tüzel kişi.

Bu sistem pekalâ kira bedellerinin tespitinde de kullanılabilir.

Kira meselesine hızla çözüm bulunması gerekiyor, daha iyi bir teklifi olan varsa söylesin.

Ben yüzde 25 yaptım, oldu!

Bu olmaz.

Çocuğu kiraların çok daha düşük olduğu bir başka şehirde en az 10 bin liraya ev tutabilecek olan adama, “2 bin liraya oturttuğun kiracıya en fazla yüzde 25 yıllık kira artışı yapabileceksin” derseniz…

O da kiracıyı çıkartmanın yollarını arar.

Taraflar karşı karşıya gelir, istenmeyen şeyler olur ki, işte görüyoruz, ne acı hadiseler yaşandı, ne kayıplarımız oldu, oluyor!..

Mevcut durumun bir yandan adliyelerin yükünü fena halde arttırdığını, diğer yandan müessif hadiselere sebebiyet verdiğini…

Hatta ve hatta bazı yerlerde “çözüm” (!) için illegal yapıların, illegal tiplerin devreye girdiğini görüyor, işitiyoruz…

Bir sorunu, sadece taraflardan birini düşünerek çözemezsiniz.

Aksine, düşündüğünüz o taraf için de çok daha sıkıntılı hale gelmesine sebebiyet verirsiniz.

Bu memlekette, babadan kalan evinin kirasını açlık sınırının çok altındaki dul maaşına ekleyen ve öyle geçinmeye çalışan insanlar da var.

Ya da, emekli maaşına kira gelirini ekleyerek çarkı döndürmeye çalışanlar…

Bununla birlikte, “Ev sahibim gelir de, kirayı beşe katlamamı isterse ne yaparım, nerede ev bulurum!” diye kara kara düşünenler de var.

Mesele, kesimler arasında dengeyi kurabilmekte.

Bu böyle yapılmazsa, her taraf zarar görür görüyor bütün taraflar zarar görür.

İnsanlar, “Konut alıp da kiraya vermenin anlamı yok, boş ver!” dediklerinde, ortaya bambaşka krizler çıkar.

Konut üretimi durma noktasına gelir, piyasadaki konutlar ihtiyacın yanında devede kulak kalır.

Kiralar iyice yükselir.

Evlenmeye çalışanlar hiç konut bulamaz!..

Ha…

“Onlar da konut bulabilecekleri yerlere gitsinler kardeşim!” deniyorsa …

O da olmaz.

Ne yazık ki, İstihdam, eğitim, sağlık imkânlarının son derece sınırlı olduğu ilçelerde bile, konut kiraları epeyce yükseldi maalesef.

“İmkânı olmayanlar gitsin, buralar karşılayabilecekleri kalsın!” demekle de olmuyor yani.

Bu arada, hatırlatmış olayım:

İstanbul’daki, oy tercihlerinin hep “muhafazakâr siyasetten” yana kullanıldığı bazı ilçelerde son Cumhurbaşkanlığı Seçimi’nde çıkan sonuçlara şöyle bir bakanlar, çok öğretici mesajlar alacaklardır.

“Anadolu Ruhu” mecburen uzaklaşınca buralardan…

Meydan hangi “zihniyete” kalır, bir bakılsa iyi olur!