Kimlik Sorunu: Biz Kimiz?
ÖNCEKİ yazımda depremle ilgili bir yazıdaki akıl yürütme yanlışlığına dikkat çekerek şu tespiti yapmıştım: Kimlikten ziyade sorun işini iyi yapmamaktan kaynaklanmaktadır.”
Ben her ne kadar doğru
akıl yürütmeden (mantıktan) söz etsem de ortada bir kimlik sorununun olduğu da
bir gerçek. Kimlik bir bireyin 'ben kimim' ve 'ne olacağım' sorularına verdiği cevapların
tümü olarak da tanımlanmakta. Türkiye nüfusunun 83 milyon olduğu dikkate
alındığında “biz kimiz” sorusuna verilen cevapların hiç de bir merkeze
odaklanmadığını gözlemlemek için sosyal bilim uzmanı olmaya gerek yok.
Kimlik kargaşası
Kimlik kargaşası, kimlik
bunalımının uzun sürmesi sonucu bireyin düşünce, duygu, davranış ve
tutumlarında kendine özgü bir yol çizememesidir. Kimlik bunalımı ise her
insanın kendi kimlik duygusunu kazanırken ortaya çıkan bilinçli ya da bilinçsiz
sorun, güçlük ve sürtüşmeler olarak açıklanmaktadır.
İsimlendirme savaşı
Bediüzzaman Bulvarı,
Turgut Özal Bulvarı, Haydar Aliyev Bulvarı, İslam Kerimov Bulvarı, İsa Yusuf
Alptekin Bulvarı, Şeyh Edebali Bulvarı, Aliya İzzetbegoviç Parkı, Abdülhamid
Han Camii, Akif İnan Muhtarlığı, Esad Çoşan Camii, Süleyman Demirel İlkokulu,
Necip Fazıl Kısakkürek Şehir Hastanesi, Necip Fazıl Kısakürek Kültür Merkezi,
Muhsin Yazıoğlu Parkı, Abdurrahim Karakoç Ortaokulu, Rasim Özdenören
İlkokukulu, Erdem Beyazıt Anadolu Lisesi, Cahit Zarifoğlu İlkokulu ve Nuri
Pakdil Ortaokulu…
Bu listede hemen hemen 20
isim bulunmaktadır. Bunlardan 4 tanesi bu il ile ilişkili olup bunlarından
yaşamları başka şehirlerde geçmiştir. Yani bu ilimizle illiyet bağları 1-2’si
hariç tartışmalıdır.
Kendimize deprem bölgesi
değil de Ankara’da mahalle, cadde, bina vs isimlerini konu edinsek! Birkaç
örnek: Nazım Hikmet Kültür Merkezi, İsmet İnönü Bulvarı, İsmet İnönü Parkı,
Erdal İnönü Yüzme Havuzu, Uğur Mumcu Parkı, Uğur Mumcu Sokak, Zülfü Livaneli
Kültür Merkezi Abdullah Cevdet, Ziya Gökalp Caddesi, Tunalı Hilmi Caddesi…
Nasıl olmalı?
Benim, saygın bir fizik
profesörünün isminin yüzme havuzuna; önemli bir şairin hastaneye verilmesi gibi
örnekler ilgincime gitti. Bu kişilerin isimlerin tekrara düşmeden ilgi alanları
ile ilgili yerlere verilmesinde sorun yok. Ama yüzme ile ilgili nasıl bir katkı
yaptığı bir türlü anlaşılamayacak olduğundan, genç nesillere örnek olsun
anlamında veya milli kimliğe nasıl bir katkı sağlayacağı tartışılmalıdır.
Anlaşılıyor ki genel ve
yerel yönetimlerde söz sahibi olanlar dünya görüşlerine göre kendilerine yakın
gördükleri kişilerin adları ile -çokta özen göstermeden- mekân isimlendirmesi
yapmaktalar.
İsimlerin birçoğu ‘yakın
zamanda’ yaşamış ve bir dünya görüşü ile tanınmakta. Uzak geçmişte çığır açmış
birinin ismi verilse hep ideolojik taraf olmaz hem de milli birliğe daha fazla
katkı sağlayabilir.
Milli kimlik
Kimlik, insanların kim
olduklarıyla ve toplumsal dünyayla ilgili olarak iletişim ve dil aracılığıyla
kurdukları düşünceler bütünü olarak da tanımlanmaktadır.
Bu son tanımda “iletişim”
önemli bir kavramdır. Birbirimizle bir olacak, diri olacak tarzda iletişim
kurmalıyız. İsimlendirmeler, abartmandan ve uzmanlıklarını dikkate alarak
yapılmalı; bu isimlerin tüm ulusumuzun ortak değerleri olmasını sağlayacak bir
iletişim dili kullanılmalıdır. Böylece “milli kimliğimiz” daha sağlam ve
kapsayıcı olabilir. Millî kimlik, (millî hüviyet) bir milletin kendine özgü
düşünüş ve yaşayış biçimi, dil, töre ve gelenekleri, toplumsal değer yargıları
ve kuralları ile oluşan özellikler bütünüdür.
Başta insan sevgisi olmak
üzere derin bir sevgi ile kalbimizi doldurmak zorundayız.
Sahi “ben kim” olduğumu
biliyorum “siz kim” olduğunuzu biliyor musunuz?
Son söz:
Ben sende, sen bende buluşursak insan oluruz.