Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
30 Kasım 2018

Kimin kimliğindeyiz -Çıkarcılık

Menfaatçi insan çıkarına olan hiç bir fırsatı kaçırmıyor desen abartmış olmam. Balıklama üstüne atlıyor…

Neden?

Küçükte olsa bir menfaat bir çıkar sağlamaya kendini şartlandırmışta ondan. Adeta sinekten yağ çıkarmak için kılıktan kılığa giriyor, her oyunun ve her tuzağın içinde oluyor. Değerler, insani hassasiyetler çıkarı varsa umurunda değil. Onun işine yaradığımız kadar makbul ve iyiyiz, değilse kullan at hükmü kabilindeniz!

Ahlaki sınırların zorlanması toplumsal mutabakatı bozuyor, vicdani körlüğe ve kargaşaya yol açıyor. Pragmatizm ve fırsatçılık… Her türlü dengeyi bozuyor. Dahası kanaatkârlık ve kazanma dengesini… Tamahkâr kişi bencildir, kalbi katıdır. Sırf kendi arzu ve isteklerinin peşinden gitmek, “o kişiyi işini bilire” evriltiyor ama makbul yapmıyor. Menfaatçiler ve çıkarcılık ruha zarar veriyor!

Gözü doymayanın karnı da doymuyor bir türlü. İnsanın gözünü ancak toprak doyuruyor. Para, makam ve mevki kişiye geçici güç katıyor ve zevk veriyor doğru. İstenen ideal durum gücün ölçülü kullanılmasıdır. Ruha baskıyı azaltıp sakinleştirmekse denge durumu… Ruhun ve nefsin isteklerinin dengesi…

Paranın, gücün, makamın ve nefsin kişiyi esir alacak aşamaya kadar gelmesi büyük problem. Ölçü kaçınca denge bozuluyor. Merhamet ölüyor! Bilelim ki mülkün ve sahip olduğumuz her şeyin sahibi Allah’tır. Bir süreye kadar emanetçisiyiz.

İyi insan oluşumuz… Sahip olduklarımızı nasıl kazandığımız ve nerede harcadığımızla da alakalı. Ömür bunlardan. Zaman ve mekan bunlardan. Her nimet bir mükâfat olduğu gibi bir külfeti de var mutlaka... Çabamız nimetin mükâfatı için. Nimetin sahibine şükür mükâfattan…

“Mümin kardeşine tebessüm etmen sadakadır. İyiliği emredip kötülükten sakındırman sadakadır. Yolunu kaybeden kimseye yol göstermen sadakadır. Yoldan taş, diken, kemik gibi şeyleri kaldırıp atmanda senin için sadakadır.”

Egonun, asık suratlılığın, kibrin bir yana bırakılması sadakanın lezzetidir. İnsanın başkasının kabına su taşıması sadakadır. Allah’ın rızasını kazanmaksa en büyük nimet...

İnsanı gönülden verdikleri mutlu kılıyor. Kalp huzuru da nimet…

Bencillik körlüktür. Kalbin ve gönlün körlüğü bütün hayatın körlüğü anlamına geliyor. Hakikate ve yaratılanlara karşı duyarsızlık dilin, kulağın ve gözün körlüğüdür. Kör olan kişi uzun süre yol alamaz düşer. Bugünün insanının düz yolda düşmesi bundan...

Ürünler, markalar, madde körleştiriyor. Acayip hayat tarzları, aykırı rol modeller ortaya çıkıyor. Eşyanın kimliği kişinin kimliğinin yerine geçiyor. Kişi varlığını boş şeylerle tanımlayıp anlam bulmaya çabalıyor. “Allah’ın verdiği renge boyanmak” gerçek lezzet ve asıl kimliğimiz...

Gelip geçici lezzetlerin havasına kapılmak asıl lezzetten yoksun olmak değil de nedir ki...

İnsanlık, “veren el, alan elden üstündür” ilkesini kaybettiğinden beri lezzetsiz. Tadımız tuzumuz yok.

Kimin elinde ve evinde evladiyelik şeyler, değerler kaldı diye sorsam...

Bizim değerler dünyamızda göre kişi ana babasına ve soyuna çeker. Falanca kişinin oğlu veya kızı dendiğinde şeceresi dökülür. İyi huylar, ahlak, edep ana babadan oğula kızına geçen evladiyeliklerdendi. “Anasına bak kızını al” denmesi bu yüzden. Eş seçiminde iyi soyun aranan özellikler arasında sayılması evladiyelikti.

Anadan babadan, özenle bezenle bir ömür sakladığımız hatıralar kimlerde kaldı diye sorsam… Çoğunluk harcadık der. Çıkarcı insan her şeyi paraya tahvil ediyor. Değerlere, ilişkilere, örf ve adetlere, iyi komşuluklara aç tavuk gözüyle bakmak kişiyi dara düşürüyor.

Kadim hayatı, iyi insanı, hatıralarımızı, iyi ilişkilerimizi tükettik bir hiç uğruna. Evladın ana babaya, ana babanın evladına ihtiyacı kalmamışsa vur kıçına tekmeyi gitsin! Düşkünlerin, ihtiyarların terk başlarına çaresiz kalmaları bundan… Evlerin, sıcak yuvaların boşalması, soğuk duvarlar arasına hapsolmak bundan...

İyi biline ki sokak mutlu etmiyor, bakım evleri, kreşler mutlu etmiyor. Para da çare olmayacak. Kaybettiklerimizi geri getirmeye hiçbir güç yetmeyecek...

Vakit varken gelin...

Önce Allah’a teslim olmakla başlayalım işe...