Kim Kimi Hesaba Çekecekmiş!
İnsanları yoktan var edip imtihan dünyasına gönderen Allah’u Teâlâ hem bu dünyada huzurlu ve adilce yaşanması hem de ahirette kolay hesabın verilmesi adına peygamberler göndermiştir. Çoğu insanlar nefislerinin esiri olup bu uyarıları dikkate almamışlardır.
İslam düşmanları islam âleminde cahil olan
bazı kişileri medya hocası yaptırıp milyonları din adına saptırmışlardır. Bu
zavallı insanlar cahil hoca(!)ların peşine takılarak hidayetten iyice
uzaklaşmışlardır...
Hidayete tamamen kapalı olan bu insanlar hidayetle
tanışmadan imtihan dünyasında küfür üzere ölüp Allah’ın karşısına çıkarlar.
Ve oracıkta akılları başlarına gelir ve şu
diyalog yaşanır:
“Tamamen Allahın
huzuruna çıkacak. Zayıflar kibirlenenlere derler ki: Bizler size tabi olmuştuk...”
(İbrahim,21)
Evet... Sen bize din adına konuştun. Bize yol
gösterdin. Gösterdiğin yolun sağlam olduğuna bizi inandırdın. Biz de cahillik
edip doğruluğunu araştırmadık. Ve şimdi gerçek müslümanların anlattıklarının
doğru olduğunu gördük. Ve inanç ve amellerimin karşılığı olarak cehenneme
yuvarlanacağız.
“... Siz az bir
şey de olsa Allahın azabından bizi koruyabilecek misiniz?...”
Burada da fedakârdık yapabilecek misiniz?
***
Mahşer meydanında hiç kimse kaderi suçlamaz.
Hem kaderiyeler hem cebriyeler oracıkta ehlisünnetin iman ettiği gibi iman
ederler. Yani şunu söylemezler:
“Bizim hiçbir suçumuz yok! Allah bize kâfir
olarak ölmemizi yazmış biz de kâfir olarak öldük! Suç bizim değildir. Bizim
irademiz yoktu!”
Peki ne derler?... Okuyoruz:
Derler ki: Eğer
Allah biz hidayete ulaştırmış olsaydı bizler de sizi hidayete ulaştırırdık.”
Geylani rahimehullah tefsirinde şöyle anlatır:
Ne var ki
kullarını hidayete erdiren Allah’u Teâlâ (Mudil) saptırıcı isimi ile de bizim
yolumuzu şaşırttı. Ve bizler de sizi şaşırtıp saptırdık. Şimdi biz de siz de
sapmışlarız, zalimleriz ve hesaba çekilenleriz.
***
Oracıkta
itiraflar samimi bir şekilde yapılır... Allah’ın adaleti zerre kadar şaşmaz...
Allah’ın kendileri için verdiği hükme itiraz da gelmez:
“... İster
sızlanalım, ister sabredelim bizim için birdir. Bizler için artık bir kurtuluş
yeri yoktur.”
Film böylelikle acı bir sonla bitmiş
olur...
***
Ama ne var ki bazı insanlar mahşer
meydanında kâfirlerin avukatlığına soyunarak: elin Conisi Allah’u Teâlâ’ya
hitaben: “Allah’ım! Sen filana hidayet verdin bana niye vermedin!” demez mi?
Diyerek Hâşâ! Elin kâfirinin Allah’ı hesaba çekebilecek haklılığı kendilerinde
görürler...
Oysaki Allah şu ayeti ile meseleye son
noktayı koymuştur:
“ Allah'a, yaptıkları sorulamaz. Onlar
ise yaptıklarından sorumludurlar.” (Enbiya,23)