KİM AVARE
Bir internet sitesinde (dunyabizim.com) haberi görünce şok oldum. Haydar Ergülen, Zeytinburnu Belediyesi'nin düzenlediği bir programda Cahit Zarifoğlu, "Ustasız Bir Şairdir." demiş. Aman Allah'ım bu nasıl bir söz. Son günlerde Müslümanlar bu kadarını da hakk etmemişti. Hele Müslüman şairler hiç hak etmemişti.
Daha sonra bunun doğruluğunu araştırmaya koyuldum. Meseleyi şair dostum Recep Garip ile paylaştım. O da bu etkinlikten ve bu konuşmadan muzdarip olduğunu söyledi. Ve her gün geçtiği yerlerde reklam ponalarına asılan afişi görünce kahr olduğunu söylüyordu. Demek ki iş sadece Ergülen'in anlatımıyla sınırlı değilmiş. İyi bir reklam yazarı olan Ergülen'in muhtemelen kendi tercihini reklam panosuna da yansıtmış.
Merak ettim doğrusu, az sonra belediyenin internet sayfasında ilgili duyuruya baktım. Bir de ne göreyim. Programı hazırlayan organizasyon ya da belediye yetkililerinin hazırladığı afiş şöyle; "AVARE Bilge ; Cahit Zarifoğluu2026.
Mehmet Akif'in, Necip Fazıl'ın, Fethi Gemuhluoğlu'nun, Sezai Karakoç'un edebu00ee çizgisi daha sonra Arvasu00ee Hazretlerinin manevi gücü üzerinde kendi dünya görüşünü ve hayat tarzını bina eden bir şair ve münevver olan Cahit Zarifoğlu nasıl USTASIZ bir şair, nasıl AVARE bir bilge olabilirdi. Hele bilge ile avare nasıl yan yana gelebilirdi.
İslamu00ee hayat alanına, İslamu00ee düşünce ve edebiyata yapılan ne ilk ne de son saldırıdır bu. Geçtiğimiz yıllarda buna benzer bir saldırı Sezai Karakoç üzerinden Necip Fazıl'a da yapılmıştı. Neymiş efendim sözüm ona bir gurup cenah "Sezai Karakoç, Necip Fazıl'dan iyi bir şairdir." Diyordu. Bu tezi ortaya atanlar İslamu00ee edebiyat çizgisini, ustasız, üstadsız, rehbersiz kılıp işi sulandırma peşinde değiller miydi. Bu duruma Sezai bey çok üzülmüş ve anında tepkisini göstermişti. Çünkü O, Necip Fazıl'ın iz sürdüğü bir dergaha odun taşıyordu. Hem de eğri odun taşımadan.
Şimdi Cahit Zarifoğlu için ustasız bir şair diyenler, ona avare diyenler kimden cevap alacaklardı. Tabi ki ilk önce ailesinden. Merhum Zarifoğlu'nun oğlu ya da hanımı çıkıp "babam, eşim avare bir şair değildi. Hele ustasız bir şair hiç değildi." Diyebilirlerdi. Niye bunu söylüyorum. Çünkü Recep Garip Ağabeyimiz merhum Zarifoğlu ile olan hukuku dolayısıyla Zeytinburnu belediyesine bununla ilgili bir yazı yazmış ve bir cevap alamamıştı. Bunun üzerine Recep Garip bey, Cahit Zarifoğlu'nun oğluna bir bilgilendirme mesaj gönderdi. Zarifoğlu'nun oğlu Ahmet bey daha ona dönüş yapmadı.
Bilgi ve belge açısından Recep Garip beyin gönderdiği mesaj şöyle:"Selamün Aleyküm Ahmed'im. Öncelikle sizi özledim. Diziyi (Yedi Güzel Adam) ilgiyle izliyoruz. Sizin tarafınızda müdahele edilecek bir konu var bence. Zeytinburnu Belediyesi Kültür Merkezinde Haydar Ergülen'in afişi on gündür duruyor ve beni inanılmaz derecede rahatsız etti. Afiş Şöyle; Bu Hafta Haydar Ergülen (AVARE BİLGE : CAHİT ZARİFOĞLU) anlatacak. Avarelikle bilgelik yanyana gelemez. Konuyu, ilgilileri uyarma niyetiyle mektup yazdım, cevap alamadım. Bir köşe yazarına bu meseleyi açtım. O da belediye başkanına yazdı. Cevap alamadı. Bunu köşesine taşıyacak.
Şimdi gelelim meselemize. Cahit Zarifoğlu bir kere edebi ustası Necip Fazıl Kısakürek'tir. Bunun en canlı hatırasını kıymetli eşi Berat Hanımdan dinleyelim.
Cahit Zarifoğlu'nun eşi Berat Zarifoğlu anlatıyor: "u2026 Nikah resmimiz. Necip Fazıl nikah şahidimdi. Fotoğraftakiler babam, Cahit Bey'in babası, Ali ihsan Amcam ve Necip Fazıl. Necip Fazıl'a babam çok gider gelirdi. Abdülhakim Arvasi hazretleriyle görüşmek için geldiğinde hep bizde kalırdı. Ankara'da Rasim Abilere geldiği için tanıyormuş babam Cahit Bey'i. Cahit Bey son senelerde sohbetlerde çok bulunuyormuş. Cahit Bey 35 yaşındaydı ben 18 yaşındaydım. Bir sene sonra evlendik. Cahit Bey'e birkaç kişiyi göstermişler ya 'boyu kısa' demiş ya beğenmemiş. Ama beni görmeden de 'Çok istekli geldim, yeter ki bu aileden olsun diye' dedi. Ben onu bir kere geçerken gördüm. Görüşmeden evlendik. Bir kere telefonla konuştuk. O zamanlar telefonlar böyle değildi. Ankara'dan istiyordun, bağlatıyordun. Sonra geldiğinde nikah için gelmiş oldu. Kına gecesinde görüştük sonra da nikahtau2026"
Bu hatıra ışığında kıymetli dostum Şaban Abak ağabey, bir sohbetinde Cahit ağabeyimizin Necip Fazıl'a bağlığını kendi özgü üslubuyla şöyle dinlemiştim. Zarifoğlu, Necip Fazıl üstadımıza örneği ancak evliya menkıbelerinde görülebilecek bir bağlılık ile bağlıydı. O, "Arvasu00ee Hazretlerinin küçük kardeşi Kasım beyin kızını sana uygun gördük" dediğinde hiç tereddütsüz kabul etmiştir. Ve kısa bir zaman içerisinde evlilik vuku bulmuştur. İş o kadar ilginçtir ki Kasım Beyin kızı Berat Hanım Kürtçe dışında bir dil bilmezken. Cahit Zarifoğlu da Kürtçe'yi hiç bilmiyorduu2026
Bütün bu anlatılanların canlı şahitleri varken merhum Zarifoğlu üstadımızı ustasız bir şair ve avare bir şair olarak değerlendirmek ancak onu tanımayanlarca yapılan bir yakıştırmadır. Benim acizane tavsiyemdir. Sayın Haydar Ergülen Cahit Zarifoğlu'nun Zengin Hayaller Peşinde kitabını okusun. Orada üç dört yazı var şiir ve şairle ilgili. Uyan Şairim Uyan yazısı bir kere Zarifoğlu'nun avare olmadığının kanıtı :
"u2026Haydi ey şair, sen de uyan ve şimşek gibi çakan şiirlerinle insanları uyandır, ölen duyguları canlandır, unutulan görevleri hatırlat. Bununla da kalma, uyuşup kaldığın izbeden ayrıl, insanların arasına karış ve onların öbek öbek toplandıkları ağaç diplerini, tarlaları, çölleri, yemek meclislerini, sohbet halkalarını şereflendir. İnsan zihinlerinden, kalblerinin sokaklarında, bazen bir atlı, bazen hülyalı bir aşık, bazen bir meczub, bazen bir dert kirpisi, bazen bir düş, bazen bir vaha, bazen bir yıldırım, bazen bir yumruku2026. gibi geç. (Z.H.P. s.58)
Ve şair olarak şuurunun farkındadır Zarifoğlu. "şer'e uzanan el dona kalsın, harama uzanan baş, şaşalasınu2026" böyle bir şair işte Cahit Zarifoğlu. Cahit Zarifoğlu'nun Necip Fazıl'dan sonraki durağı hiç şüphesiz DİRİLİŞ felsefesi ve Sezai Karakoç'tur. Onun yine Zengin Hayaller Peşinde kitabında Sezai Karakoç'u Çağdaş bir Yunus görüyor. Şeyhinin dergahına eğri odun taşımadan götürdüğünü söylüyor. "u2026Bu insanların fikren ve ruhen teselli buldukları, umut ve cesaret kazandıkları Diriliş Ocağı, yüzyıllardan beri bozulmadan devam eden gerçek İslamu00ee hareketin zamanımız şartlarındaki temponun adıdır. Bu nedenle onu ne birdenbire başlamış ne de kendinden bir hareket olarak görmek gerekir. Biz ondan yaşayan İslam'ın değişik bir dinamizmini görüyoruz. Bu enerjik akışta, çoğaltıcı ve güçlendirerek aktarıcı merkez ise Sezai Karakoç olmaktadır."( Z.H.P. s.79)
Sözün kısası, Cahit Zarifoğlu başta da anlattığımız gibi Avare bir bilge değil, ustasız bir şair hiç değildir. Bir şairin şiiri ile dünya görüşünün birbirinden ayrı düşünülemeyeceğini ifade etmek isterim. Cahit Zarifoğlu'nun şahsında İslamu00ee edebiyatı Hint Mistisizmiyle ifade eden cenaha bizatihi Zarifoğlu'nun Zengin Hayaller Peşinde adlı kitabı buna karşı çıkacaktır.