Kim…
Sayılı günler hızla akıp gidiyor... Bir Ramazan'ın
daha sonuna geldik... Hasenat hanemize bir şeyler taşıma telaşı içerisinde
koşuştururken günler nasıl geçti, insan farkında olamıyor. Bu Ramazan'ı benim
için farklı kılan katıldığım bir iftar programı var, paylaşmadan
geçemeyeceğim...
Süleymaniye Camisinin bahçesinde, çimler üzerinde,
oldukça sade bir yer sofrasında, turistlerle birlikte yaptığımız unutulmaz
iftar... Mütevazı, bir o kadar da muhteşem bir tablo... ‘KİM Vakfı’nın misafiriyiz...
Peki,‘KİM’ kimdir?
Süleymaniye’den dünyaya açılan bir gönül
penceresi...
Kültürler Arası İletişim Merkezi Vakfı... Bir
gönüllü genç davet hareketi... Süleymaniye Camisine gelen gayrimüslim
turistlere hem camiyi tanıtıyor, hem de İslamı anlatıyorlar... Kadro,
üniversiteli gençlerden oluşuyor. Filoloji okuyan İslami bilince sahip
gençlerimiz. Bildikleri dilden yabancılarla iletişim kuruyor, davetlerini
gerçekleştiriyorlar...
İftara katıldığımız gün, o gün kelime-i şehadet
getirip hidayete eren 17 kardeşle birlikteyiz... İslam'da ilk günleri... Biz
yer sofrasında açlığımızı gidermeye çalışırken onlar gök sofrasından
nasiplenmek ve ruhlarının açlığını gidermek için beklemedeler...
Pırıl pırıl yüzler, ışıl ışıl gözlerin bu muhteşem
güzelliğini hangi kelimelerle ifade edebilirim ki?
Bir iftardan çok fazlası…
Vakıf başkanı Mustafa Karaca kardeşim bugünkü sayı
ile Ramazan sürecince hidayet bulanların sayısı 70’e ulaştı diyor… Ve ekliyor
sayı önemli değil,istatistik tutmuyoruz… Bir kişinin hidayetine vesile olmak,
dünyalara bedel bir kazanım… Bunun bilincinde… Ekibi ile kendini bu ulvi gayeye
adamış bir yürek…
En büyük sermayeleri hasbilik… Özveri ve içtenlik…
İslamafobiye karşı anlamlı bir duruşları var… Samimi
ve sıcak yaklaşımları ile önyargıları aşabiliyor, yüreklere dokunabiliyorlar…
Son bir yılda hidayetlerine vesile oldukları insan sayısı 2202’yi buldu
diyorlar…
Türkiye’ye gelen her turisti Müslüman adayı gözü ile
bakıyorlar… Çoğunun İslami davetten nasipsiz ayrılışlarına üzülüyorlar ve
kendilerini sorumlu tutuyorlar…
KİM Vakfından Fatih Özkan diyor ki:
“Yarın
Allah’ın huzuruna çıktığımızda biz size gayrimüslimleri ayağınıza kadar
gönderdik. Siz ne yaptınız?’’ sorusunun muhatapı olarak en azından bir cevap
vermiş olalım.”
Evet, eskiden İslam davetçileri diyar diyar gezip
tebliğde bulunurlardı… Şimdilerde her ülkeden insan ülkemize tarihi mekânları -özellikle
camilerimizi- görmeye geliyor… Bize düşen bir görev yok mu sanıyoruz?
Her yıl Türkiye’ye gelen 50 milyonun üzerinde
turistin çoğu gayrimüslim… Bunu bir fırsata dönüştürmek mümkün… İşte KİM
modeli…
Yıllardır Süleymaniye Camisinde namaz kılarız… Arka
kısmında bizi merakla seyreden yabancı uyruklu turistlere “pis gavurlar” gözü
ile bakardık çoğu zaman… Potansiyel kardeş bakış açısıyla değerlendirme yoluna
gitmedik… Bizim kuşağın ıskaladığı bir görevi, genç davetçilerimiz sorunu
çözmüş durumda… Rabbime hamdolsun…
Şimdi Süleymaniye’nin muhteşem kubbesi altında
onlarca hidayet öyküsü var…
Müslüman olduktan sonra babası tarafından her türlü
baskıya, zulme maruz kalan Rus İbrahim’in hikâyesi…
Bir papazın oğlu iken imanın izzetine nail olan
Brezilyalı Abdülmecid’in öyküsü…
Ülkesinde aile baskısından dolayı hâlâ imanını
gizlemek zorunda kalan Alman delikanlının sınavı…
İtalya’dan gelen 54 yaşında İslamı seçen mühendis
Cabir’in mücadelesi…
Olay bireysel hidayet öyküleriyle bitmiyor, her
birisi inancını yaşadığı ülkeye taşıyor…
Mütevazı gayret ve emeklerin karşılığının kısa
zamanda Allah bereketlendirerek gösteriyor… Sanıyorum bu bereket Rabbimizin
bizi teşviki için olsa gerek…
Evet, meraklı bakışlara, bir mesajımızın olması
lazım…
İşte bu gayretin kurumsallaşmış adı KİM…
Başkan Mustafa yeni Müslüman olanlar için bir uyum
merkezi açma hazırlığında olduklarını müjdeliyor… Yani Daru’l Erkam’ın yeni
versiyonu…
Davetle donuklaşanların dikkatine… Dinamik ve duru bir davet kapısı…
Modellenmesi duası ile…