Kılık kıyafet yönetmeliği güncellenmelidir
Geçenlerde basına; “İzmir’in Bayraklı ilçesinde 28 Şubat zulmünü aratmayan bir olay yaşandı” şeklinde bir haber düştü. Bu olay haliyle sosyal medyada tepkiyle karşılandı.
İddiaya göre 4. Sınıf öğrencisinin kendi rızasıyla taktığı
başörtü okul yönetimi ve bazı öğretmenler tarafından tepkiyle karşılanıyor.
Bir
müddet sonra öğrenciye diğerlerine kötü örnek olacağı bahanesiyle baskı
yapılıyor. Buna rağmen başını açmaması üzerine öğrenci, okul girişindeki güvenlik
kulübesine oturtuluyor ve annesine; “Senin çocuğun başını açmıyor, başı kapalı
okula alamam. Okulda kötü örnek oluyor” deniliyor.
Annenin yayınladığı videoyu izledim. Başı açık gayet modern
görünümlü bu anne salgın döneminde çocuğunun kendi isteğiyle kapandığını ve
okulda baskı gördüğünü söylüyordu.
Öncelikle
ifade etmeliyim ki sebep ne olursa olsun bir öğrenciyi eğitim hakkından mahrum
etmek ve okulun önüne koymak kabul edilemez. Bu yasalarımıza göre suçtur.
Bu video üzerine İzmir
İl Milli Eğitim Müdürü Ömer Yahşi’yi aradım. Ömer Yahşi, bunun İzmir’de
yaşanan ikinci vaka olduğunu söyleyerek hadiseden haberdar olduğunu ve hemen
müdahale ettiğini söyledi.
Ömer Yahşi, “Sebep ne
olursa olsun bir öğrencinin eğitim hakkı elinden alınamaz. Bu, her şeyden evvel
insan hakları ihlalidir” diyerek öğrencinin aynı okulda eğitimine devam
etmesini sağladığı gibi rehber öğretmenler görevlendirmiş ve aileye de
ziyarette bulunmuş. Bana göre en doğru olanı yapmıştır.
Ne var ki sorunlarımızın kökenine inme basireti gösteremeyen
arkadaşlarımız bu meseleyi de 28 Şubat’tan girip günümüze kadar getirmeyi
başardılar. Kimse -her ne kadar değişime uğrasa da- 1982 tarihli kılık kıyafet
yönetmeliğini gündeme getirmedi.
Bugün
demokrat, ahlak, vicdan sahibi kaliteli bürokratlarımızı her defasında zor
durumda bırakan, eskiden kalma kıyafet yönetmeliği bir türlü 2021 dünyasına
adapte edilemedi.
1965 yılına ait olan ve 1982 darbe döneminde yeniden
düzenlenen kılık kıyafet yönetmeliği 08 Ekim 2013 tarihinde yeniden
düzenlenerek 28789 sayılı resmi gazetede yayınlandı ve başörtülü öğretmenler bu
kadim yasaktan kurtularak rahat bir nefes almıştı.
Eski
hali; “…görev mahallinde başdaima açık, saçlar düzgün…” şeklinde devam eden
madde; “Kadınlar; Kolsuz ve çok açık yakalı gömlek, bluz veya elbise ile
strech, kot ve benzeri pantolonlar giyilmez. Etek boyu dizden yukarı ve
yırtmaçlı olamaz. Terlik tipi (sandalet) ayakkabı giyilmez” denilerek değiştirildi.
Erkeklerde ise aynen şöyledir; Elbiseler temiz, düzgün, ütülü
ve sade; ayakkabılar kapalı, temiz ve boyalı giyilir. Sandalet veya atkılı
ayakkabı giyilmez. Bina içinde ve görev mahallinde baş daima açık bulundurulur.
Kulak ortasından aşağıda favori bırakılmaz.
Saçlar,
kulağı kapatmayacak biçimde ve normal duruşta enseden gömlek yakasını aşmayacak
şekilde uzatılabilir, temiz bakımlı ve taranmış olur. Her gün sakal tıraşı
olunur ve sakal bırakılmaz. Bıyık tabii olarak bırakılır, uzunluğu üst dudak
boyunu geçemez. Üstten alınmaz, yanlar üst dudak
hizasında olur, alt uçları dudak hizasından kesilir.
Kravat takılır, kravatı örtecek şekilde balıkçı yaka veya
benzeri süveterler giyilmez. Hizmet gereğine uygun olarak verilmişse tek tip
elbise giyilir. (Değişik fıkra: 07.08.1991 – 91.2048 K.) Bina içinde gömleksiz,
kravatsız ve çorapsız dolaşılmaz.
Gelelim öğrenciler için olana;
MEB’e bağlı okul öğrencilerinin kılık ve kıyafetlerine dair
yönetmelikte değişiklik yapılması hakkında yönetmeliğin yürürlüğe konulması;
Milli Eğitim Bakanlığının 17.9.2014 tarihli ve 8 sayılı yazısı üzerine,
Bakanlar Kurulu'nca 22.9.2014 tarihinde kararlaştırılmıştır.
Buna göre öğrenciler; “Okullarda yüzü açık bulunur; siyasî
sembol içeren simge, şekil ve yazıların yer aldığı fular, bere, şapka, çanta ve
benzeri materyalleri kullanamaz; saç boyama, vücuda dövme ve makyaj yapamaz,
pirsing takamaz, bıyık ve sakal bırakamaz. Okul
öncesi eğitim kurumlarında ve ilkokullarda okul içinde baş açık bulunur.”
Eğer istendiğinde bir okul idarecisi kılık kıyafet konusunda
belirtilen maddeleri fevkalade uygulayabilir. Çünkü yönetmelik buna müsait.
Bereket
versin ülke demokrasi ve özgürlükler alanında ciddi bir ilerleme kaydetti de
böylesi tuhaf uygulamalar çok nadir görülüyor.
Erkek memurlar için hazırlanmış mevcut kıyafet yönetmeliğine
bakar mısınız? Böyle ifadeler demokratik bir ülkeye yakışıyor mu? İnsan hakları
eylem planının açıklandığı ve anayasanın gündeme getirildiği bir dönemde artık
bu kıyafet meselesini aşmamız gerekmektedir.