Kılıçdaroğlu'nu derinden yaralayan ihanet...
Anlatılır ki, Aslanın biri Avcı okuyla yaralanıp yere düşmüş. O sırada oradan geçen bir Kaplumbağa, Yaralı Aslana şöyle seslenmiş:
-"Ne o Aslan kardeş, yaralanmışsın galiba..."
Aslanda: -"Evet" diye cevap vermiş.
Bunun üzerine, Kaplumbağa: -"Sabah bizim kızanlar ava çıkmışlardı. Onlar seni bu hale getirmiş olmasınlar?" diye sormuş.
Bu soruya Aslanın cevabı: -"Beni Avcıların okları öldürmedi... Ama bu söz öldürdü" olmuş.
Değerli okurlarım, Ekrem İmamoğlu'nun CHP Genel Başkanlığına sulanma çabalarını görünce, aklıma bu kıssa geliyor.
Hani bunların arasında baba-oğul ilişkisi vardı. Kemal kılıçdaroğlu, Ekrem Beyi evladı gibi görüyordu.
Bu da mı yalandı?
Eğer ortada, bahsedildiği gibi bir manevi evlat durumu olsaydı, seçimlerin hemen ardından babanın koltuğuna göz dikilmezdi.
En azından, aradaki hukuka saygı gösterilirdi. Ortadaki aceleciliğe bakarak, manevi evlat söyleminin de koskoca bir yalan olduğunu anlıyoruz.
Buradan İmamoğluna şöyle sesleniyorum: Bir müddet bekle kardeşim... Genel başkanlık koltuğunu kaçıran mı var?
Ha diyebilirsiniz ki, Kılıçdaroğlu'nun babalık duygusu platonik... Yani tek taraflı bir duygu...
İşte bunun için, başlıkta Kılıçdaroğlu'nu derinden yaralayan ihanet sözünü kullandım.
Allah aşkına söyleyin, birine evlat duygusu beslemek kolay mıdır? Bu duygu herkese hissedilir mi?