Kılıçdaroğlu'ndan FETÖ'ye Psikolojik Destek
Boğaziçi Köprüsü'nde FETÖ'cü askerler tarafından katledilen 34 kişinin Adli Tıp raporları Erol Olçok abi ve oğlu Abdullah Tayyip Olçok'un sırtlarından vurulduğunu ortaya koydu. Raporlar, kalleşliği, caniliği bir kez daha geride bıraktığımız haftada görmemizi sağladı. Bu kalleşliği, caniliği halen perdelemeye çalışanların da vicdanlarının kuruduğunu belgeledi. Kurumamış olsa bu sessizlik neden?
Evet, aslında ses var. Gürültü kirliliğinden ibaret. Ya da örtülü ihanet.. Hani adalet talebi? Hangi adalet? Adalet derken bu hainliğe göz yummak neden? Adaletten söz eden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Almanya'da Focus dergisine konuşuyor, "Hainleri bize iade edin, adalet yerini bulsun, onları yeter artık kollamayın" diyeceği yerde, aksine terör örgütü elemanlarının kullandığı ifadelerle Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ı hedef alıyor, iktidarı indirmek için destek istiyor. Büyük bir utanç. Sadece siyasi olarak değil, insani olarak silinmesi neredeyse imkansız bir ayıp. Sandıktan umudunu kesmiş FETÖ'cülere kol kanat olan ülkelerden medet ummaktan daha büyük bir utanç ve ayıp olamaz!
İşte Akıncı Üssü davası başladı. İddianame ortada. FETÖ/PDY terör örgütünün devletin ortadan kaldırılmasına, ele geçirilmesine, Anayasal düzenin cebren değiştirilerek yok edilmesine, hükümeti iş yapamaz hale getirmeye ve devirmeye yönelik işledikleri suçlar delilleriyle iddianamede. Yine iddianame, FETÖ/PDY terör örgütünün kirli hedefleri uğruna her türlü baskı, cebir, şiddet gibi eylemleri meşru gördüğünü de gözler önüne serdi.
Pişmanlık yok. Aksine mahkeme salonlarında pişkinlik var, 40 yıllık ihanetin sanık kürsülerinden devam ettirilmesi var. Yalan var. Hille var. Psikolojik üstünlüğü ele geçirmek için katillerin sergilediği tiyatro var. Sergiledikleri duruşla örgütlü hareket ettiklerini görmemizi sağlamanın ötesinde tüm delillere, görüntülere, ifadelere rağmen büyük bir inkar taktiğiyle dini unsurları temel alarak hareket ettiğini iddia eden FETÖ/PDY'nin sapkınlığı var.
Azmettiriciler, katiller söz birliği etmiş, ikiyüzlülüğü meslek haline getirmiş, mahkemeler önünde hesap verirken psikolojik harpten de vazgeçmiyorlar. Durum bu iken bu psikolojik harbe Kemal Kılıçdaroğlu, Almanya'da yaptığı açıklamalarla destek veriyor. FETÖ'cülerin ve emperyalist odakların müdahalesinin parçası olmak neden? Millet yerine vesayetçi yapılardan medet ummak hangi siyasi anlayışa, ahlaka sığar? Darbe girişimi sırasında Meclis'i bombalayanlarla aynı safta buluşmanın siyasi bir açıklaması var mı?
Bilmem farkında mısınız Sayın Kılıçdaroğlu; Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ), 15 Temmuz akşamı Türkiye'de 240'ın üzerinde kişinin yaşamına mal olan bir darbe girişiminde bulundu. Siz sokakta değil ama televizyon başında olup bitene tanıklık ettiniz. Alanda halk ile birlikte olmasanız da ihaneti, vahşeti gördünüz. Hain girişim halkın gösterdiği tarihi direniş ile sonuçsuz kaldı. Peki halkın yanında durmak yerine, hain darbe girişimine susarak, hainleri besleyerek destek veren ülkelere kendi ülkenizi şikayet etmeniz neden? Doğrudan silahsız masum insanları savaş uçakları, tanklar ve helikopterleri kullanarak öldürmeyi hedef alanları değil de, darbeye karşı halkıyla birlikte göğsünü siper eden Sayın Cumhurbaşkanımızı hedef almanız neden? Örgüt üyeleri, aynı zamanda Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a da suikast düzenlemeye çalışmadı mı? Darbe girişimi sırasında toplam 173 sivil, 62 polis ve 5 asker şehit olurken, bin 491 kişi de yaralanmadı mı? Bu ihaneti neden gündeminize almıyorsunuz?