Kılıçdaroğlu'na büyük gol
Memleketi Tunceli olan Kılıçdaroğlu’na,
hemşehrisinden büyük bir gol geldi.
Aslında sadece Kılıçdaroğlu’na değil bütün Alevileri zan
altında bırakan büyük bir ayıba imza atıldı.
Belediye’nin kaçak elektrik kullandığı itirafında bulunarak Halk
TV’de Şule Aydın’ı bile şaşırtan Tunceli Belediye
Başkanı Fatih Mehmet Maçoğlu, yaptığını "meşru" kabul etmesiyle
birlikte iyice garip bir durum ortaya koydu.
Tüm siyasilerden “Alevilik asla siyasette olumsuz bir ön şart
olamaz!” çıkışının geldiği ve toplumsal uzlaşıya büyük bir destek
verildiği görülmesine rağmen Maçoğlu’nun bu tavrı hem Alevi
vatandaşları üzdü hem de Alevileri yaftalamak isteyenlere büyük bir
fırsat verdi.
Kılıçdaroğlu’nun da bir Alevi olarak haram ve helali bildiği
ve bu anlamda hükümete sürekli çağrı yaptığı ve Cumhurbaşkanlığı adaylığı için
iyiden iyiye ısınma turlarını bitirdiği bir zamanda Maçoğlu’na
vereceği cevap hem Alevilere saldırmak isteyenlere gelecek hem de “Şeriatın
kestiği parmak acımaz.” mottosuna ne kadar sahip çıktığını gösterecek.
Bekliyorum.
NATO’DA YETKİ TÜRKİYE’YE GEÇMELİ
Endonezya’nın Bali adasında düzenlenen G20 Zirvesi dünya ekonomik
dönüşümü için çözüm arayışını merkeze alan bir gündemle toplanmasına
rağmen Putin’in işgalini kınayan bir bildiriye imza atmayı öncelik
olarak gördü.
Zirve ile eş zamanda Polonya sınırına roket düştüğü
haberi NATO’yu ve tüm dünyayı bir anda teyakkuza geçirdi.
G20’deki zirve içinde bir de minik bir NATO zirvesi yapıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın buna davet edilmemesi eleştirilirken Putin’in
açıklamasının dikkate alınması gerektiği çıkışıyla "Erdoğan’ın
Putin’e olan güveni sınanırken" bir yandan da NATO’nun düştüğü
komik durum Erdoğan tarafından “önemsiz toplantı” tanımlamasıyla
iyice alaya alındı.
NATO içindeki tüm sorumluluklarını yerine getiren Türkiye’nin "bir
fotoğraf karesi ile dövülmek istemesi" işte böyle "ava
giderken avlanma" sonucuyla karşılık bulur.
Koca bir ordu olmasına rağmen savaştan kaçan bir NATO yerine
her yerde gözü kapalı savaşa girmeye hazır ve caydırıcılığı yüksek yaklaşımı
merkezine alan Türkiye kontrolündeki NATO için yeni sekreterin bir Türk
olmasından başka çare yok.
Stoltenberg’in koltuğu bir Türk’e bırakma vakti geldi.
PUTİN İLE DAHA FAZLASI DA OLUR
Süleyman Soylu’nun “Mesajı aldık” açıklaması sonrasında İtalyan
uyuşturucu baronu Antalya’da yakalandı. PKK’nın saldırısının arkasında benim
anlamadığım kadarıyla; birkaç devletin hükümetleri içinde nemalananlar kurulan
iş birliği yoluyla terör örgütünün kaybettiği zararı telafi etme çabası var.
Lakin şunu unutmamak gerekiyor.
Aylar önce İstanbul’da ölü hücre olarak bekleyen bir Arap’ın
istenildiği zaman harekete geçirilebilmiş olması ülkemizde iç savaş
çıkarmak isteyenlerin ekmeğine öyle bir yağ sürdü ki siz anlayın
artık.
Tehdit çok büyük! Devletin çok acil Suriye konusunda adım
atması ve güvenli geri dönüşü hayata geçirecek projelere girmesi
gerekiyor.
Putin ile kurulan kankalığı, Avrupalıların francalasına tahıl sağlamaktan
daha fazlası için kullanmalıyız.
İYİ PARTİ ÇAĞRISI
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İYİ Parti çağrısı alelade bir
çağrı değil.
Düne kadar FETÖ’cüleri barındırmakla suçlanan bir siyasi
partinin şimdi çağrıya mazhar olmasının arkasında siyasi mühendislik var.
Cumhurbaşkanı Erdoğan da, İYİ Parti yönetiminin Cumhur İttifakı’na
girmeyeceğini ya da destek olmayacağını çok iyi biliyor.
Zaten tabanın konsolide olduğu bir numaraları yaklaşım “Erdoğan
gitsin!” olduğu için Cumhur İttifakı’na fayda sağlayacak
her işten sakınırlar.
Ama Erdoğan, ikinci bir sağ ittifak kurulma ihtimalini de çok iyi biliyor.
CHP, Saadet Partisi ve Demokrat Parti’nin kuracağı bir
ittifak ile Yeniden Refah Partisi, İYİ Parti, DEVA ve Gelecek
Partileri’nin yanında Türkiye Değişim Partisi dâhil birkaç
partinin de yer alacağı bir sağ ittifak kurma ihtimali var.
Kılıçdaroğlu'nun çatı adaylığının destekleneceği ve Altılı Masa'nın
bozulmayarak kurulacak yeni yapıları dikkatli takip etmek gerekiyor.
Bu ihtimal AK Parti’nin oylarına birkaç puanlık zarar
verebilir.
Özellikle oy artışlarında fark edilir bir sıçrama yapan ama barajı
geçemeyeceği için Yeniden Refah Partisi’ne oy vermeyeceğini
söyleyenler, AK Parti için büyük bir tehdit oluşturuyor.
Erbakan’ın adı AK Parti’in koridorlarında önemli karşılık buluyor.
Erdoğan, şu anki denklemde oyların çoğunu alacak lider olsa da, siyasi
dalgalanmanın oy tercihleri üzerindeki etkisi rahat hareket edilmesini
zorlaştırıyor.
Atılan bazı adımlar ya da söylenen bazı söyler aslında karşı tarafı ters
psikoloji ile dizayn etme amacı taşıyor.
İYİ Parti son zamanlarda Millet İttifakı’nı zorlayarak alan
açamaya çalışsa da Erdoğan’ın bütün olarak hareket etmeleri için onları bir
arada tutmaya çalıştığı görülüyor.
Denklem basit...
Tabanların uyuşmazlığı hâlini sürdürmek ve o sırada vatandaş ne istiyorsa
vermek...
Nisan bilemediniz Mayıs ayında seçimin yapılma ihtimali iyiden iyiye
belirdi.
Bekleyelim bakalım.