Dolar (USD)
34.48
Euro (EUR)
36.42
Gram Altın
2958.46
BIST 100
9367.77
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
10 Haziran 2023

Kılıçdaroğlu'na Akşener modeli

Sistemi değiştirme mottosu ile bir araya gelen muhalefetin ilk turun sonunda birliktelik amacını bitirmesi, bundan sonraki süreçte "Birleştirici unsur ne olacak?" konusunda arayışı gündem getirdi.

İttifakı dağıtma isteğiyle, yalnız kalanı yutarlar arzusu arasında sıkışan muhalefetin arafta kalan bu duyguları siyasetlerine de yansıyor.

Yalnız İYİ Parti yeni dönemde CHP'nin koltuğuna odaklanmış durumda...

CHP'nin HDP'ye meşruiyet kazandıran açıklamalarını merkeze alan Cumhur İttifakı bileşenleri Milli bir CHP söylemi ile CHP'nin sağ seçmen üzerindeki imajını bir yere hapsediyor.

Bu duruma çanak tutan Kılıçdaroğlu yönetiminin ise MYK değişikliği ile koltuğu sağlamlaştırdığı ve İmamoğlu'na karşı ön alacak ilk adımı attığı anlaşılıyor.

Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun partinin ana omurgası olan Parti Örgütü ve Örgüt Yönetimi Sorumluluklarını kendi uhdesine alması Meral Akşener modeline benziyor.

Akşener de Teşkilatlanma ve Gençlik Politikalarını kendisine bağlayarak parti içi muhalefetin önemli iki alanını daraltmıştı.

Akşener geçtiğimiz gün il başkanlarının aday olmasının önünü açtı.

Genel kurultay için ekim tarihini işaret eden CHP yönetiminin bir sonraki adımı ne olacak göreceğiz.

Yalnız bu sürede önemli bir adım da geldi.

Türkiye Değişim Partisi Genel Başkanı Mustafa Sarıgül, Meclis çalışmaları başladığı zaman CHP'den istifa etmemişti.

Gözüme takılan bu durum hakkında bir şeyler kaleme alacaktım ki CHP ile birleşme kararı açıklandı.

Sarıgül, siyasetteki en temel motivasyonu iyi yakaladı: Sadakat!...

Tüm bunlar arasında

Muhalefetin gündemini esasında iki şey var:

Cumhurbaşkanı Erdoğan daha önce bu köşeden sizleri bilgilendirdiğim gibi ilk kabine toplantısında Anayasa Değişikliği hedefini ilan etti.

Bu tutumunda ne kadar muhalefete sufle vereceği ile Kılıçdaroğlu’nun koltuğu ne zaman bırakacağı arasına sıkışan muhalefet büyük sıkışıklık arasında kalacak.

Yeni şeyler söyleyecek pek bir alan kalmadığı ortada...

Zira ittifakı bir araya getiren Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem ısrarını da sürdürmeye gerek olmadığı oluşan Meclis aritmetiği ile de halkın düşüncesini yansıtıyor.

Yani Azizim:

Kentsel dönüşüm ile anayasa değişikliği gündemi arasında ekonomik reformları yaparken ekonomik daralmayı gündemin arkasında bırakmaya çalışacak günler yakındır.

Türkiye’nin sorunlarına kapsamlı çözüm bulmak için atılması gereken adımlarda tereddüt edilmeyecek tek konunun dış politika olacak...

ZEKERİYA YAPICIOĞLU'NA AÇIK MEKTUP

Sayın Genel Başkan, bir hukukçu olarak hukuk kurallarının toplumsal kabullerle uyumlu olması gerektiğini en iyi siz biliyorsunuz.

Sizinle uzun bir röportaj yaptık.

Ben sizin durduğunuz yeri de, partinin durmaya çalıştığı yeri de anladım.

Uzun vadede siyasette yer bulacak cesaretle ilk dört madde ve öteki meseleler hakkında bir çıkış yaptınız ama geçmişin izleri siyasettin geleceğini de belirliyor.

Nitekim HÜDAPAR’a rakip olan parti de, değişim yapma umuduyla birçok siyasetçi girişimde bulundu ama ne parti yönetimini ikna edebildi ne de taban bu dönüşüme hazırlanabildi.

Zorlu bir yolda ilerleyen sizlere, acizane bir gazeteci olarak benim gözlemim şudur:

Toplumu yönlendirecek çoğunluğa ulaşmadan, toplumu dönüştürmek için harekete geçilmesinin toplum tarafından "yok hükmünde" sayılacak bir noktaya ulaşılmasına neden olabilir.

Yakın zamanda anayasa konusunda Meclis’te bir çalışma yapılması planlanıyor.

Bu zamanda sizlerin alacağı pozisyon ve ortaya koyacağınız talepler, muhalefetin uzlaşı tavrında belirleyici olmasa bile ortaya koyacağı söylem yönünde belirleyici olacaktır.

28.Yasama Dönemi'nde artık sivil bir anayasaya geçilmesi ve Türkiye’nin gündeminin bundan sonra bu anayasa ile yeniden dizayn edilmesi gerekliliğine inanarak, herkesin elini taşın altına koyması gerektiğini düşünüyorum.

Bana düşeni kendi zaviyemden yapmaya devam edeceğim.

Sizlerin de bu hassas dönemde kabul edilebilir politikalarla yol açmanızın ülke demokrasisine iyi geleceğini hatta İran ve Irak'a da yol gösterici olacağını düşünüyorum.

Ortak geleceği inşa etmek, ortak hedeflerde buluşmakla mümkün olur.