Kılıçdaroğlu ve helalleşme!!!
Helalleşmek; insanların birbirleri üzerindeki haklarını karşılıklı olarak helal etmeleri, o hakkı bir diğerine bağışlamaları, haktan vazgeçmiş olduklarını bildirmeleri demektir. Helalleşmek İslam terminolojisine ait bir terim olmakla birlikte günlük ilişkilerin en insani ve vicdani refleksidir.
Kemal Kılıçdaroğlu, hafta sonu Türkiye gündeminde ezber bozan bir konuşma yaptı. "Bizim de hatalarımız oldu." diyerek helalleşme kampanyası başlatacağını açıklayan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, bu konuşma ve üslup ile Ak Parti lideri Recep Tayyip Erdoğan'ın Dersim katliamı için yaptığı özrü hatırlattı. Türkiye siyasi hayatında, helalleşmek ve özür dilemeyi belki de ilk yapan liderdi.
Partisinin yaptığı yanlışlar için helalleşmek isteyen, herkese helalleşmek ve yeni bir başlangıç yapmayı öneren Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından bazı kesitler:
"Geçmişin arabasıyla hiçbir yere gidemeyeceğimizi artık biliyoruz. Onun için artık helalleşme zamanıdır. Ne pahasına olursa olsun, toplumsal ilişkilerimizi güçlendirmek ve yaralarımızı iyileştirmek için geçmişte yapılan hataların sorumluluğunu almayı ve bunlar için birbirimizden helallik istemeyi bilmeliyiz. Benim liderliğini yaptığım Parti'nin de geçmişte yarattığı derin yaralar vardır. Ben bu yaraların kapanması için helallik isteme, helalleşme yolculuğuna çıkıyorum. Geçmişte kırdığımız, korkuttuğumuz topluluklarla, bireylerle farklı hayat tarzlarının temsilcileriyle buluşmalarıma başlayacağım."
Kılıçdaroğlu, Cumhuriyet ile yaşıt CHP'nin tarihteki hataları yüzünden eli bir türlü bu partiye gitmeyen kesimleri ikna etmeden iktidarın gelmeyeceğini görüyor. Bu zincirlerin kırılması için de hata ve eksikler ile yüzleşmek icap ediyor. İşte bu stratejik adımın tam da sebebi bu.
CHP hala uzun yıllardır yüzde 25'i geçemeyen, ülkenin çeşitli bölgelerinde oy oranı yüzde 10'un altında olan bir parti. Bunun sebebi de tarihin yükleri ve bagajları...
Bu yükler ve bagajlar yüzünden muhafazakar ve Kürtlerin eli de, oyu da CHP'ye gitmiyor. Kılıçdaroğlu da CHP'yi bu prangalarından kurtarmak istiyor. Bir parti liderinin oy alamadığı kesimlere dair seçim stratejisi geliştirmesi siyaseten önemli bir manevra. Kılıçdaroğlu'nun "helalleşme" videosu tüm siyasi parti ve seçmenlerden farklı tepkiler aldı. En şaşırtıcı reaksiyon Parti'nin ulusalcı kanadından geldi. O isimlerden biri de eski İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal oldu. Kocasakal, Twetter hesabından yaptığı açıklamalar ile Kılıçdaroğlu ve CHP yönetimini hedef aldı.
Kılıçdaroğlu'nun sözlerini hatırlatan Kocasakal, "Duydunuz mu? Kemal Bey helalleşme yolculuğuna çıkma kararı almış! Affetmeyi ve affedilmeyi kucaklayarak helallik istemeyi başarmak gerekiyormuş!
Bu, iktidardan daha önemli bir vizyonmuş. Helalleşme adı altında kimi, kimleri katliamcı ilan ediyordu? Ama lafa gelince Atatürk'ün partisi, ama lafa gelince Atatürkçü'sünüz değil mi?”
Cumhuriyet'in kurucu kadrolarının partisinden bu adımın gelmesi Türkiye siyasi tarihi için önemlidir. 1950 yılından bugüne kadar tek başına iktidar olmamış bir partinin siyaset matematiği için de olsa kendisiyle hesaplaşarak siyasi yolculuğunda, farklı adreslere de selam vermesi gerekebilir.
Kılıçdaroğlu'nun helalleşmesini partisinin içindeki derin parti büyükleri bir tür teslimiyetçilik, İslamcılara prim vermek olarak görse de bu adımlar CHP'nin kendi içindeki yeni açılımlara pencere olabilir. Geçmişte aynı cesaretle Ecevit'in "orta sol" açılımı ile iktidar ortaklığını kazandığı da ayrı bir gerçek. Kılıçdaroğlu'nun helalleşme listesi çok uzun olabilir. Ben sadece ana başlıkları söyleyeceğim.
•Mütedeyyinler
•Kürtler
•Aleviler
•Köylüler
•Gayri müslimler
•İkna odaları mağdurları
Hak, hukuk fikir ve inanç özgürlüğü gasp edilen herkesin helalleşme rövanşı olsun. Ancak bu helalleşme, hakka ve hukuka girilen, zarara sebebiyet verilen her yerde, her halde geçerlidir. Sadece iktidarda olanların yerine getirmekle yükümlü oldukları bir görev değildir!
"Helalleşmek; yüzleşmek, barışabilmek devam edebilmektir" diyen Kılıçdaroğlu, "yüzleşme" kısmını hallederse gelsin...
Sayın Kılıçdaroğlu bir konuda size katılıyorum: "Partimizin açtığı derin yaralar."
Gelin bunu konuşalım...
