Kılıçdaroğlu, neden Libya’ya ecnebi!
NE işimiz var Afrika çöllerinde?..
Evet, bu sözler CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na ait. Libya’ya asker göndermek için TBMM’ye sevk edilecek tezkere hakkındaki açıklamaları bu minvalde;
“Ne işimiz var Afrika çöllerinde?”
Biz Libya ile, Suriye ile, Filistin ile ilgilendikçe,
Biz sömürgecilerin, emperyalistlerin, işgalcilerin oyunlarını bozdukça,
Biz terör örgütleri ile mücadele ettikçe Kılıçdaroğlu huysuzlaşıyor. Hayır, sadece huysuzlaşsa, “Huysuzun teki işte!” der geçerdik. Ama Sayın Kılıçdaroğlu huysuzlaşınca devletine, vatanına, milletine iftira atacak kadar çirkefleşiyor.
***
2014’ün ilk günlerinde FETÖ’nün, MİT tırlarını cebir kullanarak durdurduğu süreçte Kemal Bey’in “Tırlar teröristlere silah götürüyordu” ihanetini mi hatırlatayım, ABD’nin Suriye’deki planlarını bozmak için düzenlediğimiz El-Bab, Zeytin Dalı, Barış Pınarı harekâtları için, “Suriye bataklığında ne işimiz var?” tezviratını mı, yoksa daha geçen gün “Libya’ya İhvan kardeşliği için gidiliyor” diyen saçma sapan açıklamasındaki hinliği mi?
Kılıçdaroğlu bizim Libya ile münasebetimizi bilmiyor. Bakmayın, Libya-Mustafa Kemal Paşa ile ilgili son açıklamasındaki kısa tarihi bilgiye, zerre kadar bilgisi yok. İşin daha vahimi meseleyi öğrenmeye de ihtiyaç duymuyor. Bu yüzden biz kendisine birkaç paragrafta Libya’nın bizim için ne anlam ifade ettiğini anlatalım, anlar, anlamaz kendi bilir.
***
Kartacalılar, Vandallar ve Bizansların elinden bizar olan Kuzey Afrika ve dolayısıyla İfrikiye/Libya, Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa’nın (a.s) vefatına kadar bu ızdırapla yaşadılar. Hz. Ömer döneminde Bizans’ın hakimiyetini kıran İslam orduları Kuzey Afrika topraklarında üstünlük sağlamışlardı. Lâkin Hz. Ali ile Muaviye bin Ebu Süfyan arasındaki anlaşmazlığı fırsat bilen Berberîler Bizans’ın askeri destekleri sayesinde ayaklandılar. Bilahare Muaviye b. Hudeyc kumandasındaki İslam Ordusu Libya topraklarında Bizans destekli Berberilerle savaştı. Bu savaşta elde edilen zafer ile Trablus ve çevresi Müslümanların eline geçti. Bizanslılar Berberileri desteklemek için 30.000 asker ve donanmasını gönderdiği diğer bir savaşta da Tunus’un liman şehri Bizerte Müslümanlar tarafından fethedildi.
Yani, bizim Libya ile ilişkimiz bundan 1410 yıl önce başladı.
Biliyorum, bu kısım Kılıçdaroğlu’nu ilgilendirmiyor, çünkü “Müslümanlar” dediklerimiz onun için “Araplar” olduğu için dudak büküyor. Ama işin bir de 400 yıl süren Osmanlı boyutu var, bunu da göz ardı eder mi Kılıçdaroğlu?
***
Osmanlı’nın en parlak dönemi,
Libya dahil Kuzey Afrika’nın önemli bir kısmı İspanya ve Şövalyelerin baskısı altında inim inim inliyor. Osmanlı fetihlerle Kuzey Afrika’ya huzur taşımak için seferber oluyor. Kaptan-ı Derya Turgut Reis, 1551 tarihine kadar Malta Şövalyeleri’nin zulmü altında inleyen Libya’yı fethederek Osmanlı Devleti’ne bağladı ve Libya 4 asır boyunca Osmanlı’nın tayin ettiği valiler tarafından yönetilen bir İmparatorluk vilayeti olarak huzur içinde yaşadı.
Bu da Kılıçdaroğlu’nu kesmez!
Mustafa Kemal Paşa’nın Libya’da savaşması da Osmanlı dönemine ait olduğu için Kılıçdaroğlu bunu da dikkate almaz.
Sahi bütün bunları niye ben anlatıyorum?
Kamyon dolusu monşerin CHP’de işi ne?
Neden genel başkanlarına güvenlik-sınır ilişkisini, ülkenin resmi sınırları ile güvenlik sınırları arasındaki farkı anlatmıyorlar bu monşerler?
Neden geleceğin dünyasında Libya’nın önemini, Türkiye’nin Libya’dan uzak kalması halinde jeopolitik ve jeostratejik kayıplara uğrayacağımızı ve Hafter, Rum, Yunan, İsrail ittifakı ile Akdeniz’i tamamen kaybedeceğimizi anlatmıyorlar?
Neden Fransa’nın, ABD’nin, İtalya’nın, Rusya’nın orada işi olur da 400 yıl boyunca bizim vilayetimiz olan Libya da bizim işimiz olmaz?
Neden Yunan’ı, Rum’u, Siyonist İsrail’i ilgilendiren Libya, Ak Deniz’i ortadan ikiye bölüp yarısını Türkiye’ye teslim ettiği halde bizi ilgilendirmiyor?
İnanamıyorum Kılıçdaroğlu’na!
Söylediklerinin Erdoğan düşmanlığından kaynaklandığına inansam “basitlik” der rahatlardım, lâkin Libya ile ilgili açıklamaları, parti sözcülerinin darbeci general Hafter’e destek açıklamaları Kılıçdaroğlu’nun Türkiye’nin düşmanları ile işbirliği içinde hareket ettiği zannına sevk ediyor bizleri.
Söylemek istemezdim ama Kemal Bey mecbur bıraktı;
Yoksa Kaset Kumpası sürecinde CHP genel başkanlığına karşılık Türkiye’nin menfaatlerinin hiçe sayılacağına dair söz mü verildi?
Yoksa nedir bu?