Dolar (USD)
35.19
Euro (EUR)
36.79
Gram Altın
2963.93
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
16 Nisan 2016

Kılıçdaroğlu çırakta olamayacak

Recep Tayyip Erdoğan'ın 12. Cumhurbaşkanı seçilmesiyle, Kemal kılıçdaroğlu ve diğer liderlere kötü giden siyasi kaderlerine "dur" deme imkanı doğmuştu. Maalesef onlar her zamanki gibi, bu imkanıda değerlendiremediler.

Konu üzerinde kalem oynatmaya, liderlerin o imkanı kaçırmama adına yapmaları gereken; fakat hiç yapmadıklarından bahsederek başlıyorum. Mesela bunlardan biri, Kemal Kılıçdaroğlu ve diğer liderlerin Cumhurbaşkanlığı seçiminin ardından Tayyip Erdoğan'la diyalog yolları aramalarıydı. Bunada Tayyip Erdoğan'dan bir randevu alıp, Kendisini tebrik ederek başlayabilirlerdi. İnanın, bu diyalog kurma işi o zaman bugünden daha kolaydı. Kolaydı ama bizim liderler Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan karşısında uğradıkları yenilgiyi gurur meselesi yaptılar ve ilişkileri içinden çıkılmaz hale getirdiler.

Dostlar, Cumhurbaşkanı'yla diyalogların sıcak tutulması, ülkemizdeki siyasetin havasının farklı olmasına neden olabilirdi. Ayrıca, bu diyalog ortamı muhalefet liderlerine siyasetin inceliklerini öğrenme fırsatıda sağlardı.

Herhalde bu satırları okuyanlar arasında, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın siyasetteki ustalığına itiraz edecek olan yoktur. Yine bu satırları okuyanlar arasından, muhalefet liderlerinin Sayın Cumhurbaşkanı'ndan istifade etmelerine gerek yok diyende çıkmaz.

Atalarımız "Bükemediğin eli öpeceksin" demişler. Sanki bu söz bizim liderler için söylenmiş. Yani asırlar öncesinden muhalefet liderlerine "Sandıkta yenemediğin kişinin siyasi tecrübelerinden istifade et" diye seslenilmiş.

Ben Kemal Kılıçdaroğlu hariç diğer liderler için, yukarıda bahsettiğim imkanın hala devam ettiğini düşünüyorum. Kemal Kılıçdaroğlu'nu diğer muhalefet liderlerinden ayrı tutuyorum. Çünkü, Kemal Bey kavgada bile söylenmeyecek sözleri söyleyerek siyaset yaptığını zannediyor. Tabi bu durumda Sayın Cumhurbaşkanı'yla, Kemal Bey'in aralarının açılmasına neden oluyor.

Birde, Kemal Bey birşeyi kırk defa söyleyince gerçekleşeceğini düşünüyor. Örneğin her fırsatta "hırsız var" diye bağırıyor. Burada Kemal Beyin gözden kaçırdığı bal bal diyerek ağızların tatlanmayacağıdır. Eğer bal bal diye ağızlar tatlansaydı, bal satıcıları şeker komasından ölürlerdi.